Afrika futbolunun katili kim?

BBC Spor'dan Piers Edwards, Avrupa liglerinin Afrika'da uydu televizyonlarında yayınlanmasının kıtadaki kulüp futboluna nasıl darbe vurduğunu yazdı.

Piers Edwards

BBC Spor

Uydu televizyonu sayesinde 1990'ların ortalarında Avrupa'nın üst düzey liglerinden maçlar yayımlanmaya başladığında, Afrikalı futbol severler sevinsinler mi, üzülsünler mi bilememiş olmalı.

Bir yanda, sadece televizyonlarını açarak kulüpler düzeyinde dünyanın en iyi futbolunu izleyebiliyorlardı.

Ama aynı zamanda, yıllardır izledikleri kendi liglerinin, İngiltere, İspanya ve İtalya'dakine kıyasla çok daha kötü olduğunu fark etmiş olmalılar.

Hep böyle değildi tabi. Afrika'da kulüpler düzeyinde futbolun altın çağını yaşadığı 1970 ve 80'li yıllarda maçlar 100 bin kişilik kalabalıklara oynanıyordu.

Reklam
Reklam

Ama 1990'larla birlikte, Afrika liglerinin durumu büyük bir soruna dönüştü.

Oyuncuların Avrupa'ya toplu göçü nedeniyle Afrikalı futbolseverler en iyi yetenekleri izleyemez hale geldiler.

Birçok ligde de kötü organizasyon, yolsuzluk, kötü altyapı, seyirci azlığı ve bazen bu dördünün birleşimi futbola gölge düşürdü.

Avrupa futbolu başta memnuniyetle karşılandı. Real Madrid, AC Milan, Manchester United gibi efsanevi takımlar artık düzenli olarak izlenebiliyordu.

Ama Kuzey Afrika hariç, yerel liglerin albenisini kaybetmesi pek de memnuniyet yaratmadı.

Ganalı futbol yorumcusu Karl Tufuoh, "Uydu televizyonu, insanların buradaki liglere karşı hissiyatını kesinlikle değiştirdi. Özellikle Lionel Messi gibi oyuncular artık parmaklarının ucundayken. Seyirci sayısını azalttığı muhakkak" diyor.

Boş koltuklar

Tufuoh bu sözleri, Akra'daki 40 bin kişilik stadın büyük kısmının boş kaldığı Liberty Professionals ve Asante Kotoko arasındaki maç oynanırken söyledi.

Gana bu konuda yalnız değil. Aynı görüntüler her hafta sonu sayısız Afrika kentinde yaşanıyor.

Reklam
Reklam

Hatta bazı Afrika liglerinde seyirci sayısı o kadar azaldı ki, maçların saatleri Avrupa'daki büyük maçlarla çakışmayacak şekilde ayarlanmaya başlandı.

Ancak son dönemde, daha önce olmayan bir faktörün devreye girmesiyle izleyici sayısında biraz düzelme oldu.

Güney Afrikalı yayıncı Supersport 2006'da Güney Afrika ve Nijerya liglerini, abonelik sistemiyle tüm kıtaya yayımlamaya başladı.

Kanal, aradan geçen altı yılda Kenya, Zambiya, Uganda, Gana, Angola ve Tanzanya liglerinin haklarını satın aldı.

Bu yayının, Zambiya ve Nijerya'da ne kadar işe yaradığı şüpheli. Ama Kenya'da tam bir başarı yakalandı.

Supersport'tan önce Kenya ligi, iç çekişmeler, seyirci azlığı, kötü pazarlama ve kaotik bir fikstürle anılıyordu.

Kenya'daki başarı

Şimdi durum tamamen değişti.

Daha iyi örgütlenen ligle birlikte, televizyon gelirleri kulüplere oyuncularına iyi ve düzenli para ödeyebilme olanağı verdi. Bu durum da yabancı oyuncular için Kenya ligini daha çekici hale getirdi.

Kanalın eski Genel Müdürü Gary Rathbone, "İlk sezonda, normal maçlara birkaç yüz, büyük maçlara da birkaç bin kişi geliyordu. Geçen yılsa normal maçları binlerce kişi, büyük maçları da 25 bin kişi izledi. Dahası, sponsorluk gelirleri sıfırdan, önemli miktarlara çıktı" diyor.

Reklam
Reklam

Rathbone, Supersport'un yayınlarından önce, Kenya spor medyasında yüzde 75 oranında Avrupa futbolunun işlendiğini ama şimdi oranın yarı yarıya olduğunu belirtiyor.

Rathbone, "Bir ligin arkasında durur, düzgün bir şekilde örgütleyip, yayınlarsanız bu mümkün olur" diye de ekliyor.

Ancak düzgün televizyon yayıncılığı, Nijerya'da görüldüğü gibi bir ligi belli bir yere kadar taşıyabiliyor.

Ligin çekici olmadığını, kötü yönetildiğini ve en iyi oyuncuların hep ülke dışına gittiğine inanan Kano Pillars taraftarları dışındaki Nijeryalı futbolseverler stadlara gitmiyor.

Bu arada, Zambiya'da da Supersport yayınları sayesinde futbolseverler Avrupa maçlarının yanı sıra, kendi liglerindeki maçları da televizyondan izleyebiliyor.

Eski Federasyon Başkarnı Simataa Simataa, "Stadlarımızda içeceğe izin verilmiyor. Bir barda, dev ekranda maç izleyebiliyorken niye stada gidip 90 dakika susuzluk çekeyim ki?" diyor.