ANKARA (İHA) - Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanı Mehmet Ağar, açıklanan yüzde 9.7'lik büyüme oranının gerçekleri yansıtmadığını belirterek, "Ortada bir rekor vardır; ancak bu, dünyada ilk ve tek cari açık ve dış ticaret açığı ile sağlanmış olan büyüme rekorudur" dedi.
DYP Genel Başkanı Ağar, yaptığı yazılı açıklamada, yüzde 9.7'lik büyüme rakamının, bu "beceriksiz" iktidarın kendini başarılı göstermek için uyguladığı asılsız propagandalardan biri olduğunu ileri sürdü. "Ülkemizde bu ölçüde bir büyüme sağlanmış olsa bundan mutlu oluruz ve bunu bütün açık yürekliliğimizle ifade ederiz" diyen Ağar, "Ama aynı şekilde, bu sanal iktidarın sahte büyüme rakamlarını teşhir etmeyi de milletimize karşı bir borç biliriz. Ortada bir rekor vardır; ancak bu, dünyada ilk ve tek cari açık ve dış ticaret açığı ile sağlanmış olan büyüme rekorudur" dedi.
Ağar, bu büyümenin Türkiye'deki üreticilerin değil, Türkiye'ye mal satan dışarıdaki üreticilerin büyümesi olduğuna işaret ederek, "Türkiye'deki üretici bu büyüme rakamlarının altında kalmış, üreticilikten ithalatçılığa geçmiştir. Büyüme rakamının yüzde 6'sı ithalattan ve taksitlendirilmiş satışlardandır. Rekor büyüme denilen rakam, gelecek aylara dönük olarak yapılmış harcamaları da kapsamaktadır" değerlendirmesinde bulundu. Ağar, 2001 yılında GSMH'nın yüzde 2'si olan tüketici kredisi harcamalarının bugün yüzde 6.5'e yükseldiğine dikkat çekerek, şunları kaydetti:
"Gerçek büyüme yüzde 2.7'dir. Sıcak paraya, düşük kura, artan dış ticaret ve cari açığa dayalı bu büyüme, yarın ödemesini milletin yapacağı bedelin göstergesidir. Yirmi milyonu yoksulluk sınırının altında olan bir ülkede büyümenin kendini göstereceği ilk yer gıda harcamalarıdır. Gıda harcamaları yüzde 2.8 artmış bir ekonomide yüzde 9.7 büyüme olamaz. Hırsızlığın, kapkaçın büyük şehirleri teslim aldığı, işsizliğin rekorlar kırdığı, rekabet edemeyen üreticinin ithalatçı olduğu, huzursuzluğun tırmandığı, iktidar milletvekillerinin 'ülke batıyor' diye istifa ettiği bir ortamda büyümeden söz etmek, kara mizah yapmaktır. Sahte rakamlarla ekonominin can acıtıcı gerçekliği değiştirilemez. Bu iktidarın ekonomiyi düzeltmeye niyeti ve gücü yoktur. Bu şartlarda, başbakanın dediği gibi 'erken seçimi istemek' değil, bu iktidarla bir gün daha yola devam etmeye kalkmak Türkiye'ye yapılacak en büyük kötülüktür."