Ağrı ve depresyon

Kronik ağrı; üç aydan daha fazla hemen hemen hergün hissedilen ve kişinin “yaşam kalitesini” bozan ağrıdır.

Yaşam kalitesi: kişinin ağrılı süreci başlayana kadarki hayatında günlük, kendi başına yapabildiği aktiviteler ve hareketlerden oluşur. Yürümek, yemek yiyebilmek, uyumak, araba kullanabilmek, ev işlerini rahatlıkla yapabilmek kadar basit ve hergün yapılan hareketlerdir.

Vücuttaki bir bölgede devamlı hissedilen ağrı; hareket kısıtlılığı, gece uykudan uyandırma, gündüz bu uykusuzluk nedeni ile yorgunluğa neden olmakta, yorgunluktan dolayı iş yapabilmede isteksizlik, çabuk sinirlenme, stres ile baş edememe, takiben yemek alışkanlıklarında değişiklikleri oluşturmaktadır. Böylelikle kişinin okul, iş, eş, sosyal hayatını ve ilişkilerini bozan bir süreç başlar.

Reklam
Reklam

İşte bu noktada; ağrının mekanizmasını tam olarak belirlemek ve girilen bu özel depresyon durumundan hastayı çıkarmak gerekir. Hedefe yönelik tedavi yapılamaz ya da kişi bu süreçte tedavilerden istediği sonucu elde edemez ise “intihara” kadar gidebilen bir sürece başlmaış olur. Çünkü depresyon kişinin sadece beyin ve düşünme sisteminden etkilenen bir durum olmayıp, fiziksel durumu ile de birebir ilişkilidir.

Tedavi

Kronik ağrı tedavisinde ilaç ve girişimsel yöntemler yer almaktadır. İlaç ile tedavi protokollerinde; antidepresanlarda hastalara yazılır ve kullanmaları önerilir. Ancak doğru olan; Psikiatr uzmanı ile birlikte hastaları izlemek, antidepresanların doz ve kullanım sürelerini beraber belirmektir. Ağrı ya da depresyondan biri tama yakın tedavi edilmez ise biri diğerini tekrar başlatır.

Prof Dr Emine Nur Tozan

İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Algoloji ABD

Anahtar Kelimeler: