Ağzına kadar ne demek? Ağzına kadar TDK sözlük anlamı nedir?

Birleşik fiiller yapı bakımından çeşitlilik gösterir. Türkçede bolca bulunan bu ifadeler, kelime grubu olarak kullanılan deyimlerde de görülür. Sözcük öbeği olarak karşılaşılan pek çok deyim, birleşik fiillerden oluşur. Atasözleri ise, cümle halindeki deyimlerle benzerlik gösterse bile, yol gösterici özelliğiyle ayrışırlar. Tüm bu dil hazinelerinin hiçbirinin söyleyeni belli değildir. Ağzına kadar ifadesi de bunlardan biridir. Ağzına kadar ne anlama gelir?

Atasözleri ve deyimler birbirinden bazı özellikleri ile ayrılan kalıplaşmış sözlerdir. Benzerlikleri nedeniyle oldukça karıştırılan bu ifadelerin ayrılan noktası, deyimlerde görülen yüksek orandaki mecaz ve atasözlerindeki öğüt verme özelliğidir. Bunun dışında deyimler birleşik fiillerinden oluşan türleri de içerir. Bazı birleşik fiiller zamanla deyim haline gelmiştir. Bu kalıplaşmış sözler, dilde anlam zenginliği yaratan ifadelerdir. Türkçenin zenginliğine katkıda bulunan sözlerden biri de Ağzına kadar ifadesidir. Ağzına kadar ne demektir?

Reklam
Reklam

Ağzına kadar Ne Demek? Ağzına kadar TDK sözlük anlamı nedir?

  • Ağzına kadar TDK sözlüğe göre 1 farklı anlama sahiptir.

Ağzına kadar TDK sözlük anlamı şu şekildedir:

  1. boş yeri kalmayacak bir biçimde

    Ağzına kadar Cümle İçerisinde Kullanımı

    "Bir bardağı bu yeşil şerbetle ağzına kadar doldurdu." - İhsan Oktay Anar

Ağzına kadar ile Kurulan Atasözleri, Deyimler ve Birleşik Fiiller

ağzından kapmak ağzından lakırtı (veya laf) almak (veya çekmek) ağzından lokmasını almak
ağzından söz (veya laf veya lakırtı) eksik etmemek ağzından yel alsın! ağzını açacağına gözünü aç
ağzını açıp gözünü yummak ağzını aramak (veya yoklamak) ağzını bağlamak
ağzını bıçak açmamak ağzını bozmak ağzını burnunu çarşamba pazarına (veya çanağına) çevirmek
ağzını burnunu dağıtmak (veya kırmak veya parçalamak) ağzını dilini bağlamak ağzını havaya (veya poyraza) açmak
ağzını hayra aç! ağzını kapamak (veya kilitlemek) ağzını kapamak
ağzını kiraya vermek ağzını koklamak ağzını kullanmak (veya satmak)
ağzını mühürlemek ağzını öpeyim (veya seveyim) ağzını sıkı (veya pek) tutmak
ağzını tıkamak ağzını toplamak ağzını tutmak
ağzının içine bakmak ağzının içine baktırmak ağzının içine girmek
ağzının içi yangın yerine dönmek ağzının kâhyası olmak ağzının kaşığı (veya kalıbı veya lokması) olmamak
ağzının kokusunu çekmek ağzının mührü ile ağzının payını (veya ölçüsünü) almak
ağzının payını (veya ölçüsünü veya kayarını) vermek ağzının perhizi yok ağzının tadını bilmek
ağzının suyu akmak ağzıyla içmesini bilmek ağzıyla kuş tutsa...
ağız (veya ağzını) açmak ağız açtırmamak ağız aramak (veya yoklamak)
ağız burun birbirine karışmak ağız (veya ağzını) büzmek ağız değiştirmek
ağız dil vermemek ağız eğmemek ağız etmek
ağız kullanmak ağız satmak ağız tamburası çalmak
ağız yapmak ağız yaymak ağız yer, yüz utanır
ağızda dağılmak ağızda sakız gibi çiğnemek ağızdan burun yakın, kardeşten karın yakın
ağza alınmaz (veya alınmayacak) ağza almamak ağza (veya ağızlara) düşmek
ağza tat, boğaza feryat ağzı burnu yerinde ağzı çirişçi çanağı
ağzı çirişçi çanağına dönmek ağzı dili bağlanmak ağzı dili tutulmak
ağzı dolu dolu konuşmak ağzı eğri, gözü şaşı ensesinden belli olur ağzı kilitlenmek
ağzı köpürmek ağzı kulaklarına varmak ağzı (veya ağzı dili) kurumak
ağzı kurusun ağzı laf (veya lakırtı) yapmak ağzı olan konuşuyor
ağzı oynamak ağzı sulanmak ağzı süt kokmak
ağzı teneke kaplı ağzı torba değil ki büzesin ağzı var dili yok
ağzı varmamak ağzı yanmak ağzına almak
ağzına atmak ağzına bakakalmak ağzına baktırmak
ağzına biber sürerim (veya çalarım) ağzına bir kemik atmak ağzına bir lokma koymamak
ağzına bir parmak bal çalmak ağzına bir zeytin verir, altına (veya ardına) tulum tutar ağzına burnuna bulaştırmak
ağzına düşmek ağzına etmek ağzına geldiği gibi
ağzına geleni söylemek ağzına gem vurmak ağzına kilit takmak (veya vurmak)
ağzına kira istemek ağzına ... koymamak ağzına layık
ağzına sağlık ağzına sakız olmak ağzına sürmemek
ağzına takılmak ağzına taş almak ağzına tıkmak
ağzına tükürmek ağzına verilmesini beklemek (veya istemek) ağzına volta almak
ağzına vur, lokmasını al ağzına yakışmamak ağzına yüzüne bulaştırmak
ağzında bakla ıslanmamak ağzında büyümek ağzında çalkalanmak
ağzında gevelemek ağzında yaş kalmamak ağzından
ağzından baklayı çıkarmak ağzından bal damlamak (veya akmak) ağzından burnundan getirmek
ağzından çıkanı (veya çıkan sözü) kulağı duymamak (veya işitmemek) ağzından çıkmak ağzından çıt çıkmamak
ağzından (söz veya lakırtı) dirhemle çıkmak ağzından dökülmek ağzından düşmemek (veya düşürmemek)
ağzından girip burnundan çıkmak ağzından hayır çıkmazsa bari şer söyleme ağzından inci saçmak
ağzından kaçırmak
Anahtar Kelimeler: