Bir dönem baba-oğlun arası Neşet Ertaş’ın Leyla isminde bir kıza aşık olması ile bozuldu. Aralarında bir gerginlik doğan baba ve oğul çareyi türküler aracılığıyla iletişim kurmakta buldu. Bu aşık atışmasının sonucunda ise binlerce kez dinlenen ve her dinleyişinde insanları bambaşka diyarlara götüren “Ahirim Sensin” türküsü ortaya çıktı.
Bu aşık atışmaların hikayesi aslında Neşet Ertaş’ın Leyla’ya aşık olduğunu babasına söylemesi ile başlar. Baba Muharrem Ertaş, duruma şiddetle karşı çıkar ve oğluna ‘evladım’ hitabıyla bir türkü yazar:
“Temiz ruhlu, saf kalplisin şöhretsin
Hakkın vardır evlenmeye evladım
Mevlam sana yapanları kahretsin
Aslı bozuk alma dedim evladım
Dokunsalar nazif tene kir gelir
Bizden önce ceddimize ar gelir
Köle olmak şanımıza zor gelir
Aslı bozuk alma dedim evladım”
Babasının sevdiği kıza ‘aslı bozuk’ demesi Neşet Ertaş’ı inanılmaz bir şekilde yaralar. O da babasına ‘analar insandır, biz insanoğlu’ diyerek yazdığı türküyle cevap verir:
“Ulu arıyorsan analar ulu
Sevmişiz biz onu olmuşuz kulu
Analar insandır biz insanoğlu
Aslı bozuk deme gel şu insana
Aşkı kimden aldın sevgiyi kimden
Aslı bozuk deme gel şu insana
Soracak olursan eğer ki benden
Aslı bozuk deme gel şu insana
Yazımızı felek yazdı Mevlâdan değil
Senin dediklerin evladan değil
Her hata suç bende Leyla’dan değil
Aslı bozuk deme gel şu insana”
Muharrem Ertaş, oğlunun ‘ulu ana’ göndermesine boyun eğer ve ‘Küsmedim Neşedim kahrettim sana’ sözleriyle üzüntüsünü anlatır:
“Küsmedim Neşedim kahrettim sana
Baban değil miydim sormadın bana
Olan olmuş yavrum ne deyim sana
Sen aklını yitirmişin evladım”
Neşet Ertaş babasının karşı çıkmalarına rağmen Leyla ile evlenir. Ancak bir süre sonra ayrılırlar. Bu ayrılığın sonucunu ve hikayesini anlatan “Ahirim Sensin” türküsü günümüze kadar ulaşır.