Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, sezonu değerlendirdi ve transfer hedefleriyle ilgili konuştu.
Sergen hocamızın, futbolcularımızın emeklerine, doktorlarımız çok emek verdiler, onlara, motivasyonu kaybettiğimiz maçlar oldu, zor anlar geçirdik, zaman zaman acaba mı diye insanın aklından geçiyor ama çok çabuk unutuyoruz onları.
Bir şeyleri art niyetli söylemediğimden yüzde 100 eminim. Galatasaraylılar da benim art niyetli olmadığımı biliyorlardır, onu motivasyon olarak değerlendirmek istemişler ki başka yerlere çektiler. Alkışlayacak dendi, 'Kazanırsak tabii ki alkışlayacak' dedim. Fatih hoca bir sportmen, daha önce önünde kupa kazananları alkışladığını ve başka bir şeyin söz konusu olmayacağını söyledim. Oldu, bitti, ben o niyetle söylemedim. Ben de tabii ki alkışlarım. Ben verdiğim emeği biliyorum, karşı taraf da şampiyon olursa alkışlamamak kendimize ihanet olur.
Birçok isim konuşuldu ama hepimiz Sergen Yalçın hocamızla ilgili hem fikir olarak yola çıktık. Sergen hoca yerine başkası falan gelmeli diyen olmadı, yönetimde ortak akılla Sergen hocamızı davet ettik ve o da sağolsun, geldi. Yıllar önce Sergen hocamıza kapımızı açmamız gerekirdi. Böyle oldu, güzel oldu, demek ki bunda da bir hayır varmış.
Taş üstünde taş bırakmam sözü için; O gün Beşiktaş'ın önü kesilecek, şampiyon yapmazlar diye konuşuluyordu. Böyle bir şey kasıtlı varsa, tabii ki gereğini yaparız dedim. Yoksa biz burada niye oturuyoruz? Kasıtlı ve bilinçli, programlı bir engellemenin olduğunu ifade edenlere cevap verdim. Halen geçerli o sözüm. İster bugün, ister yarın, ister başkanken, ister taraftarken, müsaade etmemeye kararlıyım.
Pandemi döneminde seyircisiz, taraftarsız, gelirlerin yarıya yakını ortadan kalkmış bir ortam ve vaziyet içerisinde mücadele etmek, maç kazanmak, kupaları kazanmak çok kolay değildi. Bu kupaların Beşiktaş tarihinde çok büyük önemi vardır. Geldiğimizde içinde sıkıntılar olan bir kulübün bu kupaları müzeye götürmüş olmasını tarih yazacak, takdir edilmesi gerekir. Biz bunu bütün camiamızla yaptık. Biz 'Şampiyon sensin' diyoruz, her Beşiktaşlıya bunu söylemek istiyorum.
En mutsuz eden maç, Karagümrük ile oynadığımız ve kaybettiğimiz maç, en mutlu olduğumuz maçsa Fenerbahçe'yi 10 kişiyle 4-3 yendiğimiz maç. 10 kişiyle 4-3 kazandığımız maç, ne kadar iddialı olduğumuz maçtı.
Ülkemizin puan olarak zor durumda olduğunu biliyoruz. Son birkaç senedir Avrupa'da kazanılamayan puanlar nedeniyle Şampiyonlar Ligi sıkıntıda. Ülke puanına katkı verecek şekilde Avrupa'da maçlar kazanmamız gerekiyor, bunun bilincindeyiz. TFF'nin ve Bankalar Konsorsiyumu'nun tasarruf tedbirleri karşılığında, şu kadar paraya karşılık tranferleri yapabilir ve bunların tescili yapılabilir, yoksa bunların sahaya çıkması söz konusu değildir ifadesi var, bu nedenle işimiz kolay değil. Bütçemizi iyi kullanmamız gerekiyor. Bütçeniz kötü olabilir ama iyi futbolcuyu iyi fiyatlarda bulup oynatmak da bir meziyettir.
Futbolcularımız bizim için çok değerli işler yaptılar. Mümkün olduğu kadar hocasıyla, futbolcusuyla A takımı muhafaza etmek birinci hedefim. Görüşmelerimiz başladı ve devam ediyor. Ama kendimi baskı altında hissederek yanlış transfer yapmayacağımı, abuk subuk sözleşmelerle Beşiktaş'ı yormayacağımı söylemek istiyorum.
Ghezzal, evrakları son saniyede yetiştirilmiş bir futbolcumuzdur. Nelerle konuştuk, olmadı, en son önümüze o geldi ve oldu. Sonuç olarak şampiyonlukta çok katkı verdi. Onu örnek alalım, onu hatırlayalım, bunlar olmazsa başkaları olacaktır. Yeter ki doğru isimleri doğru fiyatlarla getirebilelim.
Atiba'nın durumu artık yöneticinin konusu olmaktan çıktı. Arabasını çekip parka koyduktan sonra her türlü idmana çıkıp, maça çıkabilir. Onun öyle özel bir durumu var.
Çok uğraşanlar var. Yöneticilerin içinde hocayla çalışmak istemeyenler mi var söylemleri falan, başarımızı kıskananların hocamızla ilişkilerimizi zedemeleye çalışarak yola çıkıp yaptığı işlerdir. Ben hocayla huzurlu ve sağlıklı çalışırım.
Transfer için çok erken, hoca haklı olarak dinleniyor. Dinlenir, gelir, konuşuruz ama 1 günlük konu değil. Kupaları almak için mücadele ederken de mevcut futbolcular, gelmesi gerekenlerle ilgili fikir alışverişinde bulunduk. 1 günlük iş değil, bu günlerce konuştuğumuz konu.
Ersin'e var, Rıdvan'a var, Larin'e var, futbolcularımıza talep var ama çocuklar şimdilik bize lazım. Biz önce işimizi görelim, sonra değerlendiririz. Satmayı planlayacağımız futbolcularımızı, önce kadroyu kurup, sonra gündeme alacağız. Önce alıp, sonra plana bakıp, varsa imkanımız satıp gelir sağlamak planımız.
Konuşulmuş isimleri bir daha bir daha konuşmak istemiyorum. Dön geriye bir daha konuş, benim tarzım değil. Benim için biten bitmiştir, yenisiyle görüşmeye çalışırım. Tarzları ve tavırlarıyla mesafe alamadığımız oyuncularla bir daha görüşmeler yapmak tarzım değil.
Şu anda anlaşılmış bir isim yok. Benim için en büyük yıldız Erol Kaynar. Onu forma sokup oynatmayı düşünüyorum. Transfer listeleri var, isimler var. 1 yıl boyunca araştırılan, bulunan isimler var. Hepsini 1-2 hafta sonra gündeme alacağız çünkü TFF, bu seneki limitleri açıklamadı. Onu bilmeden nereye gideceğim ben? Ayaklarımızı yorgana göre uzatacağız.
Dorukhan Avrupa'da oynamak istiyorum dedi. Ben de 'öyleyse gurur duyarız' dedim. Bizim formamızı giymiş birinin Avrupa'da başarılı kulüplerde oynaması bizim için gurur kaynağı olabilir. 'Burası senin evin, gidip başarılı ol, bize başarılı olma sözü ver, bize yeter' dedim. Geri mi gelir, orada mı oynar, bunu zaman içinde göreceğiz.
Caner de gitti, Gökhan da gitti, bize hizmet ettikleri dönemler oldu, minnettarız. Bugün yoklar, yerine başkaları oynadı. Mühim olan kulüplerimizdir, futbolcular gelecekler ve gidecekler. Geldikleri gibi gitme hakları da var, taraftarın bunlara takılmasını istemiyorum. Sezon başladığında kim formayı giyiyorsa, taraftarın futbolcusu odur.
Küme düşmenin kaldırılmasının zorluğunu gördük. Takdir çoğunluğundur ama bu sene de alınacak karar neyse o olacak. En sağlıklısı 18 ya da 20 takımda kalmak.
Geçen sene en zor şartlar altında 'Şampiyonuz, kimse tedirgin olmasın' dedim. Bu sezon bu sözü vermeyeceğim, inansınlar şampiyonluğun en büyük adayı olacağız. Geçen sene verdiğim söz beni psikolojik olarak yordu, üzerimde baskı hissettim. Avrupa'da da başarıyı kovalayacağımız için bu kadar maç yükü bize ne yapacak, bilemiyorum.
Aboubakar ile görüşmelerimiz devam ediyor. Çok uygun sözleşmesi vardı, başarı karşılığında biraz değiştirilmesi gerekiyordu ama biraz. Kantarın topuzunu kaçırmaya gerek yok. 30 maç oynayamamasının nedeni doktorların MR'larına göre sakatlıktan kaynaklanıyor. Tüm maçlara geldi, Sivas maçına sakat geldi, bunları gördüğüm zaman 29 maçta kalayım, kontratımı uzatmayayım düşüncesinde olduğunu bana şu anda kimse söyletemez. Şampiyonluğun çok önemli bir parçası olduğunu kabul etmek zorundayız.