Ahmet Türk: ''Çözüm yeri parlamento''

Ankara -(AA) DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk, sorunların çözüm yeri olarak parlamentoyu gördüklerini belirterek, parlamentoya halkın iradesinin yansıtılabilmesi için seçim barajının ya tamamen kaldırılması ya da yüzde 3 gibi makul bir düzeye indirilmesi gerektiğini söyledi.

DTP'nin Atatürk Spor Salonu'nda yapılan 1. Olağan Büyük Kongresi, eşbaşkanların konuşmalarıyla devam etti.

Ahmet Türk, Türkiye'nin 80 yıl boyunca kendi içindeki sorunları tanımlamaktan, anlamaktan ve çözmekten kaçındığını ileri sürdü. "Kürt sorununun tarihsel ve sosyolojik bir gerçeklik olduğunu" ifade eden Türk, şöyle konuştu:

Reklam
Reklam

"12 Eylül ürünü 1982 Anayasası yerine yeni bir anayasa yapılmalıdır. Farklılıklarımız ayrılık nedeni değil, birlik ve zenginliğimizin harcı kabul edilmelidir. Demokratik bir toplum için düşünce ve örgütlenme özgürlüğü önündeki yasal ve fiili uygulamalar son bulmalıdır. Bu noktada yeni Terörle Mücadele Yasa Tasarısı geri
çekilmelidir. Çünkü bu tasarı, Türkiye'ye giydirilmek istenen bir deligömleğidir. Kürtlerle bir tür mücadele yasasıdır. Kürt halkını, aydınları ve demokrasinden yana olanları susturma yasasıdır. Barışçıl kanalların açılması, siyasal yaşamın demokratikleştirilmesinin bir yolu olarak, mutlaka siyasi genel af çıkarılmalıdır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu için özel bir kalkınma planı hazırlanarak uygulanmalıdır. Ana dilde eğitim, yazılı ve görsel yayın önündeki engeller kaldırılmadır."

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının partinin eş başkanlık uygulamasının, Siyasi Partiler Yasası'na aykırı olduğu yönündeki uyarısı kapsamında, gerekli tüzük değişikliğini yapacaklarını belirten Türk, "Ama eşbaşkanlık partimizde fiili olarak sürecektir" dedi.

Reklam
Reklam

"Türkiye'de yaşanan sorunların çözüm yeri olarak parlamentoyu görüyoruz" diyen Türk, seçim barajının hiçbir demokratik ülkede örneğine rastlanmayacak kadar yüksek tutulduğunu kaydetti. Seçim ve Siyasi Partiler yasalarında değişiklik yapılmasını isteyen Türk, seçim barajının ya tamamen kaldırılması ya da yüzde 3 gibi bir düzeye
indirilmesi gerektiğini ifade etti.

DTP Eşbaşkanı Aysel Tuğluk, "Kürtlerin ne istediği" sorusunun, sık sık karşılaştıkları bir soru olduğunu söyledi. En çok maniple edilen konunun bu olduğunu savunan Tuğluk, "bölünme, ayrılma, ayrı devlet olma söylemlerinin bir karşı propaganda olduğunu ve Kürtlerin Türkiye toplumuyla buluşmasını, kader birliği yapmasını engelleme
amaçlı olduğunu" iddia etti.

"Kürtler ülke bütünlüğü içinde özgür ve eşit yurttaşlar olarak yaşamak, kendi değerleriyle, hak ve özgürlükleriyle kardeşleşmek istiyor" diyen Tuğluk, Kürtlerin siyasal temsil haklarını kullanmak istediklerini, bunun için Siyasi Partiler ve Seçim Yasası'nın değiştirilmesi gerektiğini, yüzde 10 seçim barajının siyasal temsilin
önündeki en ciddi engel olduğunu savundu.

Reklam
Reklam

"Kürt sorununun iç politikada olduğu gibi dış politikada da bir kambur olduğunu, Kürt sorunu çözülürse bu kamburun düzeleceğini, Türkiye'nin daha dik, onurlu duracağını, demokratik uygar toplumlar içindeki yerini alacağını" iddia eden Tuğluk, Kürt dilinin de Türkçe gibi özel bir saygıyı hak ettiğini ve bu dilin Türkçe ile birlikte
"resmi dil" statüsüne kavuşturulması gerektiğini savundu. ETA'yı örnek gösteren Tuğluk, "Sahip olunan özgün koşullar unutulmadan 'Kürt sorununun' demokratik çözümü için İspanya hükümetinin ve ETA'nın benimsediği ve kabul ettiği diyaloğun Türkiye koşullarında da hayati önemde olduğunu" ileri sürdü. Tuğluk, "PKK'nın, Kürt hareketi ve bu hareketin içindeki rolü konusunda tartışmalı halde olduklarını" ifade etti.

Tuğluk'un konuşması sırasında terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan lehine sloganlar atıldı ve tribünde posteri açıldı.

Sosyalist enternasyonal, ETA'nın siyasi kanat temsilcisi, İRA'nın siyasi kanadı Sin Fein'in temsilcisi, Yunanistan'dan PASOK temsilcisi,Avrupa Parlamentosu Milletvekili Feleknaz Uca ile terör örgütü elebaşının kardeşi Fatma Öcalan da kongreye katılanlar arasında yer aldı.

Reklam
Reklam