"AIDS kadın hastalığı oldu"

LONDRA (İHA) - Bu sabahki basın özetlerimize İngiltere'de yayımlanan Independent gazetesinden bir haberle başlıyoruz. "Dünya çapında hızla yayılan AIDS, 'kadın hastalığı' oldu" başlıklı bu haber, Birleşmiş Milletler'in dün yayımladığı AIDS raporunu konu alıyor. Buna göre geçen yıl 4 milyon 800 bin kişiye HIV virüsü bulaşmış; salgının yaklaşık 20 sene önceki başlangıcından beri kaydedilen en büyük rakam bu.

Böylece dünyada HIV/AIDS'le yaşayanların sayısı 38 milyona yaklaşırken, yaklaşık 3 milyon kişi de bu hastalık yüzünden yaşamını kaybetmiş. Aynı habere göre "HIV/AIDS başlangıçta genellikle erkekleri etkiliyordu. Ama şimdi bu virüsü taşıyanlar arasında kadınların oranı dünya çapında yüzde 50'ye yaklaştı; orta ve güney Afrika'daysa yüzde 57'yi buldu. Kadınlar aslında biyolojik olarak bu hastalığa yakalanmaya daha yatkın, çünkü cinsel ilişki sırasında virüse daha yüksek dozda maruz kalıyorlar"

Reklam
Reklam

FARKLI MÜCADELE ŞART Independent, konuya yorum sayfalarında da yer veriyor ve "Kadınlar şimdi ön saflarda, bu yüzden AIDS'le mücadele stratejisi değişmeli" çağrısı yapıyor. Gazete, bugüne dek vurgulanan üçlü stratejinin, yani cinsel ilişkiden kaçınmaya, sadakate ya da prezervatif kullanmaya teşvikin işe yaramadığı görüşünde. Cinsel ilişkiye girmemeye çalışan kadınlardan çoğunun buna zorlanacağını, evliyken prezervatif kullanmayı talep etmenin her kültürde zor olduğunu ve sadakat sözünün genelde erkekler tarafından ihlal edildiğini anımsatan Independent, çarenin tedavide kadınlara öncelik vermekte aranması gerektiğini savunuyor.

ŞARON'A SUİKAST KOMPLOSU Guardian gazetesindeki "Şaron'u öldürmek için aşırı sağ komplo endişesi" başlıklı habere göre İsrail istihbaratı, başbakanın hayatından kaygı duyuyor.
İstihbarat birimleri, Ariel Şaron'un hazırladığı Yahudi yerleşimcileri Gazze ve Batı Şeria'nın bazı bölgelerinden uzaklaştırma planlarına, aşırı sağın bir şiddet kampanyasıyla karşı durmaya hazırlandığı uyarısında bulunuyor. Gazeteye göre, son zamanlarda tehditler alan ve korumaları artırılan başbakan mecliste şu konuşmayı yapmış:
"Hayatı boyunca savaşlarda Yahudileri savunmuş bir şahıs olarak, şimdi Yahudilerden korunmak zorunda kalmak bana acı veriyor. Bu duruma kökten bir çözüm bulmamız lazım"
Guardian, son zamanlarda bazı hahamların (Tıpkı eski başbakanlardan İzak Rabin'e düzenlenen suikast öncesinde olduğu gibi) "İsrail topraklarını Yahudi olmayanlara verenlerin öldürülmesi caizdir" türünden açıklamalar yaptığını da haberine eklemiş.

Reklam
Reklam

BUSH'UNN RAKİBİNDE USTACA HAMLE Almanya'da yayımlanan Die Welt ise ABD'de Kasım ayında yapılacak başkanlık seçimleri öncesinde Demokrat aday John Kerry'nin yardımcısı konusunda verdiği karara değiniyor. Gazete, karizmatik ve genç bir senatör olan John Edwards'ın seçilmesini "iktidar oyununda ustaca bir hamle" olarak yorumlamış.
Die Welt, "Edwards seçimlerde belirleyici güç olan bağımsız ve kararsız seçmenler için cazip bir isim. Onu kampanyalarına katan Demokratlar, Cumhuriyetçiler için tehdit olma yolunda ve Cumhuriyetçiler de bunu biliyor" diye yazıyor. "Ancak" diye ekliyor Alman gazete, "Dev bir seçim aygıtı kuran Cumhuriyetçileri de şimdiden yabana atmamalı"

YURT DIŞINA ASKERE MECLİS ONAYI
İspanya'da yayımlanan El Pais, ülke meclisine dün tarihinde ilk kez yurtdışına gönderilecek askerler konusunda danışıldığını yazıyor. Gazete, yeni Başbakan Rodriguez Zapatero'nun konuyu mecliste tartışmaya açmasını bir "dönüm noktası" diye niteliyor.
El Pais, başbakanın gelecekte yurtdışına asker göndermeden önce meclis onayının mecburi olması için bir yasa tasarısı hazırladığını duyuruyor. Irak'taki askerlerini bir süre önce geri çeken İspanya'da, dünkü meclis oylamasında Afganistan'daki İspanyol birliğinin takviye edilmesi ve Haiti'ye de sivil muhafız birliği gönderilmesi kabul edilmişti.

Reklam
Reklam

MADRİD SORUŞTURMASI İngiliz Times gazetesi de dün İspanyol meclisinde başlayan bir başka tarihi olaya dikkat çekiyor. "Madrid saldırıları soruşturmasında, polisin ETA'dan hiç kuşkulanmadığı söylendi" başlıklı bu haberde özetle şöyle deniyor: "200 kişinin yaşamına mal olan 11 Mart saldırılarını soruşturan meclis komisyonuna ifade veren önemli bir tanık olaydan hemen sonra yapılan resmi açıklamalara gölge düşürdü.
Bombalı trenlerin yola çıktığı Alcala de Henares kasabasındaki bir apartmanın kapıcısı olan bu tanık, bombaların patladığı gün polisin kendisine ayrılıkçı Bask grubu ETA'dan şüphelenmediklerini söylediğini ve Arap zanlıların fotoğraflarını gösterdiğini anlattı. Kapıcı, olay sabahı yabancı görünümlü 3 adamın yüzlerine maske takıp, beyaz bir kamyoneti terk ederek demiryoluna doğru gittiklerini polise anlattığını söyledi" Eylemlerin hemen ardından eski muhafazakar hükümet, ETA'yı sorumlu tutan açıklamalar yapmıştı. Hükümetin bu açıklamaları, ABD'yle birlikte Irak'ta savaşa girme kararı yüzünden, ülkede seçimlere 3 gün kala şimşekleri üzerine çekmemek için yaptığı öne sürülmüştü.

Reklam
Reklam

KAYIP KÖY İSİM SAVAŞINI KAZANDI Basın özetlerimizi noktalamadan, son bir haber yine Times'dan: "Kayıp" adını taşıdığı için, tabelaları sürekli çalınan İskoç bir köyün hikayesi bu. Aberdeenshire bölgesindeki Kayıp köyünün tabelası turistler tarafından son 5 senede 4 kez çalındı. Sonunda belediye meclisi, tek çarenin köyün adını değiştirmek olduğuna karar verdi. Köye bundan böyle Kayıp Çiftlik denilecekti. Ancak uluslararası bir eleştiri yağmuruyla karşılaşınca belediye meclisi kararından vazgeçti. Ve dünkü toplantısında, köyün girişindeki tabelanın yeniden dikilmesine ve çevresinde geniş güvenlik önlemleri alınmasına karar verdi.
Halen kayıp olan tabelanın yanıbaşında yaşayan Kayıplı belediye meclisi üyesi Bruce Luffman sonuçtan memnun olduğunu söylüyor ve "Çok özel birşeyi kaybetmekten korkmuştuk" diyor.