AIDS'li Yusuf'un ailesi ilgisizlikten yakındı

ŞANLIURFA'da, 10 yıl önce 2 yaşındayken üzerine çaydanlığın devrilmesi sonucu götürüldüğü Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesindeki Yanık Ünitesi'nde tedavi görürken, HIV'li kan verilmesiyle AIDS hastalığına yakalanan Yusuf Ç.'nin ailesi ilgisizlikten şikayet ediyor.

Ali LEYLAK/ŞANLIURFA, (DHA)- ŞANLIURFA'da, 10 yıl önce 2 yaşındayken üzerine çaydanlığın devrilmesi sonucu götürüldüğü Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesindeki Yanık Ünitesi'nde tedavi görürken, HIV'li kan verilmesiyle AIDS hastalığına yakalanan Yusuf Ç.'nin ailesi ilgisizlikten şikayet ediyor. 10 yıldır hastalıkla mücadele ettikleri anlatan Yusuf'un babası, "Normal zamanı bırakın, 1 Aralık Dünya AIDS gününde bile kapımızı kimse çalmıyor" dedi.
Ulucanlar Mahallesi'nde oturan Yusuf Ç.'nin, 2008 yılının mart ayında HIV virüsü bulaşmasıyla başlayan dramı sürüyor. Bugün 12 yaşına gelen Yusuf, 6 ayda bir Ankara'ya götürülerek tedavisine devam ediyor. AIDS’e yakalanmasının ardından dışlanmasıyla evlerini mahalle dışına taşıyan baba Mehmet Ç., yaşananların ardından Sağlık Bakanlığı tarafından yerleştirildiği sağlık ocağında asgari ücretli olarak çalışmasını sürdürüyor.
Mehmet Ç., hastalığın ardından büyük sıkıntılar yaşadıklarını ve olayda ihmali bulunduğu için Sağlık Bakanlığı aleyhine açtıkları davayı 2012 yılında kazanarak 1 milyon 393 bin lira tazminat kazandıklarını hatırlattı. Kimsenin kendileriyle ilgilenmediğini öne süren Mehmet Ç., 1 Aralık Dünya AIDS Günü öncesinde de hatırlanmamalarına sitem ediyor. Evde oyun oynarken, kaynar suyun dökülmesi sonucu sol omuz ve kolunda yanık oluşan oğlunu hastaneye götürmeleriyle dramlarının başladığını söyleyen baba Mehmet Ç., şunları anlattı:
"Oğlum Yusuf'u üzerinde kaynayan çaydanlığın kolunun üzerine dökülmesi üzerine hastaneye götürdük. 24 gün yanık servisinde tedavi gördü. Bu sürede oğluma Kızılay’dan alınan 1 ünite kan verilmişti. Daha sonra oğlum taburcu oldu. Bir süre sonra oğlumun yanan kolunda deri çekilmesi meydana geldi. Tekrar hastaneye gittiğimizde onu plastik cerrahiye götürmemizi istediler ve Gaziantep’e sevk ettiler. 3 gün burada kaldıktan sonra doktorlar bizi Adana’ya sevk etti. Burada muayene edilen çocuğuma HIV virüsü bulaştığı söylendi. Hayatımda hiç duymadığım için HIV ve AIDS'in ne olduğunu bilmiyordum. Daha sonra araştırdığımızda bunun kötü bir hastalık olduğunu öğrendim.”
Oğlunun hastalığıyla dünyalarının yıkıldığını anlatan 10 çocuk babası Mehmet Ç., şöyle devam etti:
"Bu hastalığı öğrenmemizin ardından bütün ailemin fertlerini hastaneye çağırıp kan tahlilleri yapıldı. Hepimizin testi temiz çıktı, sadece Yusuf’un kötüydü. Bu olayın ortaya çıkması üzerine yapılan araştırmada oğlum yanık ünitesinde kaldığı günlerde verilen HIV'li kandan AIDS hastalığı bulaşmıştı. Oğlumun tedavisi ömür boyu sürecek, şimdilerde 6 ayda bir Ankara'ya götürüyorum. Oğlum bu hastalığa yakalanmasıyla birlikte kimse kapımızı çalmadı. Dünya AIDS Günü'nde de kimse gelmiyor. Oğlumu bu hastalığın pençesine düşmesine neden olan sorumlular için açtığımız davayı kazandık. Keşke böyle bir olay yaşanmasaydı da o tazminatı da almasaydık. Para insanın huzurunu sağlığını yerine getirmiyor. Bu hastalık sürecinde oldukça zor günler geçirdik. O dönemler kimse bizimle konuşmuyor, yaklaşmıyor ve herkes bize hastalıklı olarak bakıyordu. Dışlandığımız için evimi, köyün dışına taşıdım. Şimdi oğlum 5'inci sınıfa gidiyor. Oğlumun başına gelenler kimsenin başına gelmesin."
KÜÇÜK YUSUF, DOKTOR OLMAK İSTİYOR
Yusuf Ç. ise eğitimini mahalle okulunda sürdürüyor. Ortaokul öğrencisi Yusuf, büyüyünce doktor olup, hastaları iyileştirmek istediğini söyledi.

Reklam
Reklam

FOTOĞRAFLI