YALOVA (İHA) - Aile içi şiddet ve bunun çocuklar üzerindeki etkileri, Yalova'da düzenlenen panelde masaya yatırıldı.
Yalova Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Gençlik Merkezi tarafından düzenlenen panele Psikolog Dr. Nigar Aslan ile sosyal hizmet uzmanları Fatma Güneş ve Semra Bozacı konuşmacı olarak katıldı. Aile içi şiddetin Türkiye'de son derece yaygın olduğuna işaret eden Fatma Güneş, "Aile içi şiddet çeşitleri arasında en çok göze çarpanı eşlerin birbirine uyguladıkları fiziki şiddettir. Yine ekonomik şiddet ve duygusal şiddet de diğer şiddet çeşitleridir. Aile içi şiddette en çok mağdur olanlardan biri de çocuklardır.
Babasının annesini dövdüğünü gören bir çocuğun psikolojisinde ciddi sorunlar oluşmaktadır. Bu sorun zamanla bir toplum sorununa dönüşmektedir. Ülkemizde şiddete uğrayan erkeklerin oranı yüzde1.5 iken, bu oran kadınlarda yüzde 97'ye yükselmektedir" dedi.
Güneş, "Yine çarpıcı bir oran ise şiddet gören her 100 kadından 40'ının şiddeti çocuklarına yansıttığının görülmesidir. Öte yandan bugün eşlerini öldürmek suçundan hapishanelerde olan kadınların büyük bölümünün, şiddetinden korunmak isterken eşlerini öldürdükleri tespit edilmiştir. Halk arasında yerleşmiş yanlış inanışlar vardır. Bunların en önemlisi aile içinde şiddet uygulayan erkeklerin işsiz, anti sosyal, sosyal güvencesi olmayan ve cahil bireyler olduğunun sanılmasıdır. Oysa aile içi şiddet her sosyo-kültürel tabakada oldukça yaygın durumdadır. Yine şiddete maruz kalan kadınların büyük bölümü şiddet gördükleri halde halen evliliklerini sürdürmeye devam ederler. Bunun temelinde kadınların şiddetle baş edemeyeceklerini düşünmeleri yatmaktadır. Toplumda da yanlış bir olgu daha yerleşmiş durumdadır. Bu da aile içi şiddetin o ailenin özel meselesi olarak görülmesidir. Bir kredi kartı dolandırıcılığını, bir hırsızlığı polise bildirmek ne kadar normalse, aile içi şiddeti gerekli mercilere bildirmek de o denli doğaldır. Ancak toplum maalesef böyle bir durum karşısında 3 maymunu oynamayı tercih etmektedir. Bilinmelidir ki aile içi şiddet sadece kadının, çocuğun ya da erkeğin sorunu değildir, toplumsal bir meseledir" diye konuştu.