Aile Ortamında Ya Da Toplumda Çatışmaların Ortasında Kalan Çocuklar ‘güven’ Duygusunu Yitiriyor

Maltepe Üniversitesi SOYAÇ Müdürü Yrd. Doç. H. Özden Bademci, gerek aile içinde gerekse de toplumda...

Maltepe Üniversitesi SOYAÇ Müdürü Yrd. Doç. H. Özden Bademci, gerek aile içinde gerekse de toplumda çatışmaların ortasında kalan çocukların, güvenli bir ortamdan mahrum kaldıklarını ve sağlıklı büyüyebilmeleri için en çok ihtiyacını duydukları güven duygusunun sarsıldığını söyledi.Maltepe Üniversitesi Sokakta Yaşayan ve Çalışan Çocuklar İçin Uygulama ve Araştırma Merkezi (SOYAÇ) Müdürü Yrd. Doç. H. Özden Bademci, gerek aile içinde gerekse de toplumda çatışmaların ortasında kalan çocuklarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Çatışma ortamının çocuklar için son derece travmatize edici olduğunu belirten Bademci, “Şiddete tanıklık etmek çocukları, öngörülebilir, güvenli, tutarlı bir ortamdan mahrum bırakır; sağlıklı büyüyebilmeleri için en çok ihtiyacını duydukları güven duygusunu derinden sarsar. Bu durum çocuklar için son derece travmatize edicidir. Çatışmaların arasında kalan çocukların bilişsel, duygusal, sosyal gelişimleri olumsuz bir şekilde etkilenir. Çocuklar içinde oldukları ‘anormal’ koşullara şok, hissizleşme, içe dönme, sessizleşme, aşırı tedirgin ya da aşırı hareketli olmak, yoğun kaygı, korku dolu olmak gibi ‘normal’ tepkiler verirler. Çocukların yakınlarının öldüğü ya da yaralandığı durumlarda tepkileri daha da şiddetlenir. Ergenlerde de antisosyal davranışlar, çaresizlik, umutsuzluk duyguları yaşanır” dedi.“EBEVEYNLERDEN BAĞIMSIZ ELE ALINAMAZ”Çocukların ruh sağlıklarının, ebeveynlerinin ruh sağlığından ve aile içindeki duygusal ortamdan bağımsız ele alınamayacağını belirten Özden Bademci, “Çocukların bilişsel kapasiteleri yetişkinlerden farklıdır. Benmerkezcidirler. Travmatize edici yaşantıları üzerine konuşamazlar. İçsel çatışmalarını, duygularını sözcüklere dökemezler. Dile gelemeyen duygu ve düşünceler dolaylı olarak dışa vurulur; tekrarlayan bir şekilde yeniden canlandırma, rahatsız eden görsel imajlar, saldırgan davranışlar ya da gerileme en sık görülenleridir. Mevcut durumu anlamlandırmalarında başta anne babaları olmak üzere yetişkinlerin kapsayıcı desteği çok önemlidir. Ancak çatışmalı durumlarda yetişkinler de travmatize olduklarından çocuklarını desteklemeleri mümkün olamayabilir. Çevrenin etkisi ile yaşananlara dair algılarında, ebeveynlerinin psikolojileri, başa çıkma stratejileri ile tutum ve davranışları çocuklar üzerinde etkilidir. Çocukların ruh sağlıkları, ebeveynlerinin ruh sağlığı ve aile içindeki duygusal ortamdan bağımsız ele alınamaz. Aile ‘iyileşmedikçe’ çocuk da ‘iyileşemez’” diye konuştu.ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE ŞEKİLLENİYORÇocukların tepkilerinin ve algılarının erken çocukluk döneminde şekillendiğini ifade eden Özden Bademci, “Çocukluk dönemi, fiziksel, bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimin hızla devam ettiği bir dönemdir. Çocukların tepki ve algıları bu dönemde şekillenir. Çocukların bu kritik gelişim döneminde şiddet, çatışma ortamı içinde kalmaları kişilik ve kimlik gelişimlerini; uyum sağlama ve başa çıkma mekanizmalarını kalıcı olarak etkileyebilir. İçselleştirmekte oldukları doğru ve yanlış kavramlarını, gelişmekte olan ve saldırganlık dürtülerini kontrol altına almalarını sağlayan içsel mekanizmalarını, başkaları ile ilişki kurma biçimlerini derinden etkiler ve kalıcı olumsuz nörobiyolojik sonuçlara neden olabilir” dedi.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: