Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanı İslam, Bolu'da

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı İslam, "Türkiye'de yarım milyon insan dinlendi. Bu yarım milyon insanın içerisinde çok büyük ölçüde devlet sırlarına vakıf olanlar var. Devletin sırları dinlendi. Nereye gitti bu sırlar?" dedi. Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz'ı ziyaretinin ardından belediye meydanı, pazar yeri yaya geçiş tünelinin açılışını gerçekleştiren İslam, ardından partisince Nezip Fazıl Kültür Merkezinde düzenen programa katıldı. Burada konuşan İslam, AK Parti Hükümeti ile bakanlığının yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi. İslam, 12 yıllık süre içerisinde hayelleri gerçekleştirebilmek için yollar, köprüler, kanallar, hastaneler, okullar, üniversiteler, yurttlar gibi akla gelebilecek her alanda yatırımların yapıldığını belirterek, dünya çapında yatırımların hiç durmadan devam ettiğini kaydetti. Bu süreç içerisinde dünyanın iki büyük ekonomik kriz geçirdiğine işaret eden İslam, "Biz büyürken dünya iki büyük ekonomik kriz geçirdi. Bütün komşularımız ekonomik olarak sarsıldı. Dünyanın büyük ekonomileri büyümelerini durdurdu. Yüzde 0.5, yüzde 0.3, yüzde 0.7 AB ülkelerinin büyüme oranları. Türkiye'ye baktığımızda bu dönem içerinde, 12 yıllık AK Parti iktidarının ortalama büyüme hızı yüzde 4. Yüzde 14'lere yükseldiğimiz yıllar oldu. Dünyanın en hızlı büyüyen ikinci ülkesi olduk. Biz bunları bir çok ülke ekonomik kriz yaşarken, çalışanına ödeyecek parayı bulamazken yaptık" şeklinde konuştu. Türkiye'de "yolsuzluk var" denildiğini ifade eden İslam, şöyle devam etti: "Bunu söyleyenlere sormak istiyorum; yolsuzluk olan bir ülkede bütün bunlar olabilir mi? Mümkün mü? Biz bundan 15, 20, 30 yıl ve 40 yıl önce yosuzluk olan bir ülkede nelerin olabileceğini gördük. Bankaların battığı günleri hatırlıyor musunuz? Türkiye'de bütün paraların başka ülkelere transfer edildiğini hatırlıyor musunuz? Birden bire dolar zenginlerinin zuhur ettiğini, bankaların kasalarına hortumların bağlandığını, Türkiye ekonomisinin çökmüş hale getirildiğini hatırlıyor musunuz? Hatırlıyorsanız şunları da hatırlarsınız; O borçları biz ödedik, her birimiz. Eğer yolsuzluk varsa böyle olur; İSKİ skandalları, çöp dağları, kıtlık, yokluk olur. Ödenmeyen kamu borçları, çöken bir ekonomi olur. Bunların hangisi var Türkiye'de. Hiç biri. Aksine tam tersi. Türkiye bu gün dünyanın yükselen en önemli ekonomilerinden biridir. Meselenin özüne gelirsek işte AK Parti'nin suçu da budur. Türkiye'nin makus talihini değiştirmeye çalışmaktır AK Parti'nin suçu." Bakan İslam, AK Parti'nin Türkiye'nin gerilemesini durdurmak istediğini dile getirerek, buna yönelik teşebbüsün daha önce birçok kere yapıldığını anlattı. Bunun 1950 yılında Menderes ile daha sonra merhum Özal ile ardından da rahmetli Erbakan ile yapıldığını ifade eden İslam, "Ama hepsi akim kaldı, hepsinin başına çorap örüldü. Hepsi dünyayı yönettiğine inanan o akıl tarafından alaşağı edildi. 12 yıl önce biz iktidara geldiğimizde de aynı oyunlar zuhur etti. Bunları henüz tarih kitapları yazmıyor ama 50 yıl sonra tarih kitapları yazacak bunları" dedi. - "Aynı oyun yeniden oynanıyor" İslam, Türkiye Cumhuriyetinin halkın hizmetine ne zaman girdiyse devleti yöneten hükümetin alaşağı edildiğini belirterek, "Başımıza Başbakanlar, ekonomi ve maliye bakanları tayin edildi. 'Sizi kendi seçtikleriniz değil, o hükmeden aklın tayin ettiği yönetecek' dendi bize. Türkiye hep itiraz etti. Bu itirazları her zaman sindirilmeye çalışıldı. Bazen topla tüfekle bazen andıçla genelgeyle başka farklı yöntemlerle" şeklinde konuştu. Bu oyunun tekrar oynandığını ifade eden İslam, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu sefer bürokrasiyle yargı darbesiyle bu güne kadar dünyanın hiç ama hiç görmediği bir casusluk faaliyetiyle bir şebekenin Türkiye Cumhuriyeti Devletini dış güçlere ifşa etmeyle Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sırlarının Türkiye dışındaki meraklı mihraklara servis edilmesi suretiyle şimdi aynı oyun yeniden oynanıyor. Bu da yetmezse kasetler düzenleniyor. Bu oyunun yerli işbirlikçileri olmasına rağmen dünyada hakim olduğunu varsayan bir ortak akıl tarafından kurulduğunu biz biliyoruz. İstenenin, doğu ile batının arasında harikulade bir gelişmişlik örneği, bir demokrasi ülkesi olma yolunda hızla ilerleyen Türkiye'nin önünü kesmek gerekiyor. Onlara göre, 'Türkiye'yi eski günlerine geri çevirmek gerekiyor. Türkiye'nin başını önüne eğmek gerekiyor. Türkiye istikrarsız olmalı, ekonomisi çıt kırıldım olmalı, Gezi olayları gibi bir olay ya da 17 Aralık gibi bir darbe teşebbüsü meydana geldiğinde çıt kırıldım ekonomi tuzla buz olmalı. Türkiye hemen başını öne eğmeli, dünya üzerindeki bütün iddialarından hemen vazgeçmeli. Enerji, ekonomi hamlelerine son vermeli. Dünyanın mazlumlarıyla ilgili çok değerli projeler yapmaya derhal son vermeli'. İstenen şey bu." İslam, bunlara razı olmamak için halkın kendi seçtiklerine sahip çıkması gerektiğini dile getirerek, "Bunun için önümüzdeki süreçte yaşayacağımız 30 Mart seçimleri ne yazık ki artık bir yerel seçim değil başka bir şey. Türkiye'nin istikbalini tayin edebileceği bir seçim, Türkiye'nin yarınını tayin edeceği bir seçim. Türkiye şuna karar verecek; Ben bundan sonra, 'şimdiye kadar olduğu gibi, 10 yıldır yaşadığım gibi dünyanın üzerinde başı dik mi dolaşacağım, yoksa yeniden önümemi bakacağım, o günlere geri dönecek miyim, kendi içime kapanacak mıyım, içime kapanarak, dünyadan elimi eteğimi çekecek miyim. Bölgede yaşanan sorunlara 'bana ne' mi diyeceğim, yoksa bu sorunlar mazlumun sorunlarıdır, benim sorunlarımdır. Bu sorunlar için mücadeleye devam mı diyeceğim'. Türkiye buna karar verecek" ifadesini kullandı. - "Aldatılmış, kandırılmış insanlarımız var" Bu kararı vermenin çok zor olmadığını anlatan İslam, Türkiye'nin akil, basiretli insanlarının bu kararı çoktan verdiğini kaydetti. "Ama aramızda aklı karışık, haliyle aklı karışmış bazı zumreler var. Aldatılmış, kandırılmış insanlarımız var" diyen İslam, "Şimdi basiretli olma sırası onlarda. Derhal ülkemizin o bilge, basiretli tavrı Türkiye'nin, Türk milletinin akil tavrı, bu arkadaşlarımıza yetişmeli. Bu arkadaşlarımız kendi kimliklerini, benliklerini, zihinlerini ve kalplerini kontrol etmeliler, bir arınma sürecinden geçmeliler. Başımıza bu işleri getiren örgütle kendi inandıkları cemaat arasına derhal bir mesafe koymalılar, örgütü yalnız bırakmalılar" şeklinde konuştu. İslam, Türkiye'nin bu güne kadar yaşadığı en büyük komplo ile karşı karşıya olduğunu belirterek, "Türkiye'de yarım milyon insan dinlendi. Bu yarım milyon insanın içerisinde çok büyük ölçüde devlet sırlarına vakıf olanlar var. Devletin sırları dinlendi. nereye gitti bu sırlar?" dedi.