Mersin Barosu Başkanı Alper Antmen, kadına yönelik şiddetin, kadının ve aile içindeki çocukların ruh sağlığını ve bu bağlamda da toplumun geleceğini tehdit eden en önemli unsurlardan biri olduğunu ifade ederek, "Bizler erkek egemen toplumda kadının baskıya, zulme ve şiddete uğramasına göz yumamayız" dedi.
Mersin Barosu, 1-8 Mart Kadın Haftası kutlama programı kapsamında, '6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ve Uygulaması' semineri düzenledi. Gökdelen 16. katta bulunan Mersin Barosu Hizmet Birimi'nde gerçekleştirilen seminere çok sayıda avukat katıldı.
Seminerin açılış konuşmasını yapan Mersin Barosu Başkanı Alpay Antmen hukuk ve yargılama alanının vazgeçilmez unsurlarından olan avukatların, yasalarda mevcut olan cinsiyet eşitliğine aykırı düzenlemeleri, bu düzenlemelerin olumsuz sonuçlarını ve yansımalarını bire bir yaşadığını belitti. Antmen, kadına yönelik şiddetin, kadının ve aile içindeki çocukların ruh sağlığını ve bu bağlamda da toplumun geleceğini tehdit eden en önemli unsurlardan birisi olduğunu kaydetti. Avukatlık Kanunu’nun 76. maddesinde barolara verilen, hukukun üstünlüğü ile insan haklarını savunma ve koruma görev ve yetkisi gereğince her türlü hak ihlaline ve şiddete karşı olduklarını dile getiren Antmen, “Bizler erkek egemen toplumda kadının baskıya, zulme ve şiddete uğramasına göz yumamayız. Bu nedenle Mersin Barosu olarak, yaşamın her alanında kadının özgür ve eşit bir birey olarak haklarının korunması, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi için var gücümüzle mücadele etme amaç ve kararlılığındayız. Ancak bu alanda yapılan düzenlemelerin uygulanmasında ciddi sorunlar mevcut olup, halen yapılması gerekli bir takım yasal düzenlemeler de bulunmaktadır. Kadınlar, dünya nüfusunun yüzde 50’sini oluşturmakta olup, buna karşılık dünyadaki toplam işgücünün ise üçte ikisini oluşturmaktadırlar. Ancak buna rağmen kadınlar dünya gelirinin yüzde l0’unu almakta ve dünyanın tüm mal varlığının yüzde 1’ine sahip bulunmaktadırlar. Bu oranlama çok düşündürücüdür, çok acıdır” diye konuştu.
"KADINLAR NÜFUSLARI ORANINDA TEMSİL EDİLMİYOR"
Çalışma, politikada ve tüm alanlarda kadınların nüfusları oranında temsil edilmediğinin altını çizen Antmen, "Ancak daha da üzücü olan şudur ki, kadın nüfusu oranında olumlu yönde temsil edilmemesine rağmen, olumsuz istatistik oranları oldukça fazladır. Mesela, bugün yeryüzünde her üç kadından biri şiddetin değişik biçimlerine maruz kalmaya devam etmektedir. Ülkemizde de kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve kadın cinayetleri oranı yüzde bin 400’lere ulaşmış bulunmaktadır. Her gün bir veya daha fazla kadın cinayeti, taciz, tecavüz, töre cinayeti, çocuk gelinler haberleri medyanın üçüncü sayfalarında yer almaktadır. Boşanmak istediği için öldürülen kadın haberleri, boşanmak isteyen kadınlar için bir çeşit gözdağı olmaktadır. Kadına karşı şiddetin en alçakçası çocuk gelinlerdir. Utanarak söylüyorum, güzel ülkemiz, Türkiye'miz, Dünya Ekonomik Forumu'nun 134 ülkeyi kapsayan yıllık kadın-erkek eşitliğini ölçen dünya toplumsal cinsiyet eşitliği endeksinin maalesef 126.sırasında yer almaktadır. Kadınların ekonomik hayata katılımı, kadınların elde edebildiği ya da onlara sunulan olanaklar, eğitim ve sağlık olanaklarına erişim ve her şeyden önemlisi karar alma mekanizmalarında ve siyasette temsil açısından, kadınlarla erkekler arasındaki eşitliği ölçen, dünya toplumsal cinsiyet eşitliği endeksinde 126. sırasında olmak kadın insan hakları alanında ne kadar gerilerde olduğumuzun en önemli göstergesidir. Evet, maalesef Türkiye Etiyopya’nın da gerisinde kalarak 126. sırada yer almaktadır. Türkiye’nin gerisinde kalan ülkelerin ise Fas, Benin, Suudi Arabistan, Fildişi Sahilleri, Çad ve Yemen gibi ülkeler olması düşündürücüdür. Ülkemiz bu istatistiğe layık değildir” şeklinde konuştu.
"MEVCUT YASAL DÜZENLEMELERİN EN İYİ ŞEKİLDE UYGULANMASINI SAĞLAMAK GEREKİR"
Kadın-erkek eşitliği, kadına karşı şiddet konusunda çıkarılan mevcut yasal düzenlemelerin en iyi şekilde uygulanmasını sağlamak gerektiğini vurgulayan Antmen, sözlerini şöyle sürdürdü: " Ayrıca, eksik yasal düzenlemeleri tamamlamak ve en önemlisi şiddet uygulayan erkeklerin eğitilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu anlamda, biz avukatların ve meslek örgütümüz olan baroların insan hak ve özgürlüklerinin geliştirilmesini ve korunmasını sağlamadaki öneminden hareketle Mersin Barosu olarak, 6284 sayılı ‘Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’ ve uygulanmasını konu eden bu seminer düzenlenerek uygulamaya destek olmak ve meslektaşlarımıza meslek içi eğitim sunmak amaçlanmıştır."
Antmenin konuşmasının ardından, Mersin Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Hali Ekinciler’in moderatörlüğünde, Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşe Nuhoğlu ile Mersin Üniversitesi (MEÜ) Adli Tıp Bölümü’nden öğretim görevlisi Doç. Dr. Halis Dokgöz, 'Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi' konularında seminer verdiler.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz