Ak Parti 19. İstişare Ve Değerlendirme Toplantısı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP’li yöneticilerin 1950’lı yıllar boyunca Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına katılmadıklarını, milletle birlikte...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP’li yöneticilerin 1950’lı yıllar boyunca Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına katılmadıklarını, milletle birlikte bir kutlamaya CHP’nin tahammül edemediğini belirterek, “Hatta bu tahammülsüzlük 1957 yılında Gaziantep’te belediye binasının önündeki Türk bayrağını indirip yerine CHP bayrağı çekmeye kadar varmıştır” dedi.

Kızılcahamam'daki Asya Termal Otel'de gerçekleştirilen AK Parti 19. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açılış konuşmasıyla başladı. 3 Kasım 2002'de iktidara gelen AK Parti'nin iktidardaki 10. yılına denk gelen 19. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda Başbakan Erdoğan'ın konuşma yaptığı platform da dikkat çekti. 2002 yılından 2012 yılına kadar AK Parti'nin 10 yıllık iktidarında yaptığı önemli icraatlar kronolojik bir sırayla platformda yer aldı. Platformda Abdullah Gül tarafından 2002’de 58. Hükümet’in kurulduğu, 2003’te Başbakan Erdoğan tarafından 59. Hükümet’in kurulduğu, 2004 yılında ise yerel kalkınmanın başladığı, 2005 yılında Türk Lirası’ndan 6 sıfır atıldığı, 2006 yılında milletvekili seçilme yaşının 25’e düşürüldüğü, 2007 yılında referandumla anayasa değişikliğinin yapıldığı, 2008 yılında Bakü-Tiflis-Kars demiryolunun Türkiye ayağının temelinin atıldığı, 2009 yılında seçimlerden zaferle çıkıldığı, 2010 yılında halk oylaması yapıldığı, 2011 yılında AK Parti’nin yeniden iktidara seçildiği ve 2012 yılında da eğitimdeki 4+4+4 düzenlemesinin hayata geçirildiği bilgileri yer aldı.

Reklam
Reklam

“GÜNEY KIBRIS İSTERSE SU VE ELEKTRİK VEREBİLİRİZ”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, toplantının açılış konuşmasında iktidardaki 10 yıl boyunca gerçekleştirilen projeleri ve icraatları anlattı. Kendilerinin iktidara geldiği dönemde Ziraat Bankası’nın çiftçiye verdiği kredinin faizinin yüzde 59 olduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, “Şimdi yüzde 0 ile yüzde 5 düzeyine çıktı. Bu kadar açık ve net ortada” dedi.

2002 yılında 2 milyar TL tarımsal destek verilirken, geçen yıl ise bunun 4 kat artarak 8 milyar lirayı bulduğunu belirten Erdoğan, Türkiye’nin tohum ithal ederken bugün 63 ülkeye tohum ihraç eder hale geldiğini söyleyerek, “Ama ana muhalefet bunların hiçbirisini görmüyor. Sanki bunların hiçbiri yapılmıyor ve yalan yanlış her şeyi konuşuyorlar” dedi.

Kuzey Kıbrıs’a Anamur’dan su ve elektrik götürüleceğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, Güney Kıbrıs’a da çağrıda bulunarak, “Susuz kaldığınızda size de su verebiliriz. Elektriğiniz tükendiğinde elektrik de verebiliriz. Doğrusu üzülüyoruz. Tankerlerle su getiriyorlar, paslı paslı su içiyorlar. Bu suları da içmemiş olurlar, tertemiz Anamur suyu içerler” şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

Başbakan Erdoğan, savunma ve havacılık sanayilerinin cirolarını da artırdıklarını belirterek, ilk milli uydu olan Göktürk’ün gelecek hafta Çin’den uzaya fırlatılacağını söyledi. Ata yadigarı eserlere sahip çıkıldığını ve TİKA’nın Somali’de çok büyük işler yaptığına vurgu yapan Başbakan Erdoğan, iktidara geldiklerinde alan elken şimdi de veren el olduklarını söyledi. IMF’ye borcun Nisan ayında bitecek olmasını hatırlatan Erdoğan, şimdi ise Türkiye’nin IMF’ye 5 milyar dolar borç vereceğini söyledi.

“ŞİMDİ SIKIYSA KARŞILIKSIZ PARA BASSINLAR”

Başbakan Erdoğan, ayrıca devletin para basması konusuna da değinerek, AK Parti iktidarı döneminde karşılıksız para basmanın söz konusu olmadığını söyledi. 2002 yılında devletin borçlanmada ödediği yüzde 63 oranındaki faizin, borcun vatandaşın cebinden çıktığını anlatan Erdoğan, şunları söyledi:

“Karşılıksız para basmak suretiyle vatandaşım aldatılıyordu. Ceplerimizde modern hırsızlar vardı aslında. Soyuyorlardı bizi. Ama şimdi sıkıysa kalksınlar da karşılıksız para bassınlar. Basamazlar. Çünkü karşılıksız para basmak, devletin halkından hırsızlık yapmasıdır. Biz buna müsaade etmeyiz. Ve şu 10 yıl içerisinde böyle bir şey asla olmamıştır. Bu bir farklı ülkeler için enstrüman olabilir. Bu Türkiye’nin geçmişsinde de bir enstrüman olarak kullanılmış olabilir. Ama biz kullanamayız. Çünkü bizim bu noktadaki inancımız çok farklı.”

Reklam
Reklam

CHP’nin 1946 yılında demokrasiyi Türkiye’ye kendilerinin getirdiği yönündeki açıklamalarını hatırlatan Erdoğan, demokrasiyi ise Menderes ve arkadaşlarının getirdiğini anlatarak, “Fakat Milli Şef zannediyordu ki, çok partili hayata geçilse de vesayet rejimini sürdürecekti. CHP’ye kalsa Türkiye hala Milli Şef despotizmiyle idare ediliyor olurdu” diye konuştu.

“CHP, TÜRK BAYRAĞINI İNDİREREK YERİNE CHP BAYRAĞI ASTI”

CHP’nin 1957 yılında Gaziantep’teki Cumhuriyet Bayramı kutlamaları sırasında belediyedeki Türk bayrağını indirerek yerine CHP bayrağı astığını anlatan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye çok partili hayata geçtikten sonra da CHP eski alışkanlıklarından, eski özlemlerinden hiçbir zaman vazgeçmedi. CHP yöneticileri 1950’li yıllar boyunca da Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına katılmamışlardı. Şimdi bir gerçeği burada ekranları başında bizi izleyenlerin bilmesini istiyorum. Bunların o ilk Meclis diye bir meclis derdi olamaz. O farklı bir meclis. Bunlar sadece kendilerine ait olmayan, bütün milletin sahiplendiği bir Cumhuriyet Bayramı kutlamasına tahammül edemiyorlar. Hatta bu tahammülsüzlük 1957 yılında Gaziantep’te belediye binasının önündeki Türk bayrağını indirip yerine CHP bayrağı çekmeye kadar varmıştır. Bakın tablo bu kadar açık. CHP demokrasi düşmanlığına, Cumhuriyeti ve laikliği hep kalkan yapmıştır. CHP’nin zihniyeti budur. Halbuki Türkiye’de milletin Cumhuriyetle bir derdi, bir alıp veremediği yok. Cumhur, Cumhuriyet’ten memnun. Ama bunların cumhurla, halkla, milli irade ile bir derdi var. Hazımsızlık millette değil, milleti hor gören bu anlayışta. CHP bu ülkede sanki Cumhuriyet muhalifleri, rejim karşıtları varmış gibi korku pompalayarak demokrasi düşmanlığını gizleme çabası içerisinde olmuştur. Cumhuriyet adı altında kendini elit sayan bir avuç seçkinin kontrolünde vesayetçi bir sistemle milletin desteğine ihtiyaç duymadan ülkeyi yönetmek mümkün olabilir mi? Ama demokratik bir cumhuriyette ülkeyi yönetmek için gücünüzü mutlaka milletten almak zorundasınız. Demokrasiyle taçlandırılmış bir cumhuriyette millete tepeden bakamazsınız. Halkı hor göremezsiniz, milletin değerlerine düşmanlık yapamazsınız, hukukunu çiğneyemezsiniz. Demokrasiyle güçlendirilmiş bir cumhuriyette imtiyazı, vesayeti öne çıkarıp kendi grubunuz için saadet zinciri kuramazsınız. CHP hiçbir zaman millet eksenli bir siyasete yönelmedi. Hep vesayet esaslı bir siyaseti tercih etti. CHP zihniyetinin vesayet sistemini canlı tutmak için kullandığı yöntem, sanal rejim krizleri üretmektir.”

Reklam
Reklam

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ordudan medet ummanın CHP’nin vazgeçemediği alışkanlıklarından olduğunu söyleyerek, CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı’nın askere yönelik sözlerini hatırlattı. Erdoğan, “Taksim Meydanı’nda askeri göstererek, ‘sizin yapmadıklarınızı biz yapıyoruz’ deyip, ertesi gün manevra yapmak işte Sayın Kılıçdaroğlu’nun aynen genlerine işleyen şekildir. O ne yapıyorsa altındaki de onu yapıyor. O da aynı manevraları yapıyor” diye konuştu.

“MECLİS’İ NİYE TERK ETTİNİZ?”

Başbakan Erdoğan, AK Parti’nin kapatılması ya da AK Parti’ye karşılık darbe yapılması ihtimaline karşılık Kılıçdaroğlu’nun söylediği “Bunun önüne ilk önce biz çıkarız” şeklindeki sözlerini değerlendirdi. Erdoğan, “Ya dürüst olun ya. Samimi olun. Partiler kapatılmasın diye 26 maddelik pakette bu vardı. Niye Meclis’e terk edip gittiniz? BDP, ‘partiler kapatılmasın’ diye bağırıp çağırıyorsun, niye terk ettin Meclis’i. Hepsi bırakıp gittiler. Sadece biz kaldık. Maalesef bizi içimizden de birkaç tane sadakat içinde olmayan çıktı. Onlar da ters hareket ettiler ve biz 330’u yakalayamadık. 330’u yakalamış olsaydık bugün partilerin kapatılması diye bir konu gündemde olmayacaktı” dedi.

Reklam
Reklam

AK Parti’ye açılan kapatılma davasında CHP’nin “Artık Ankara’da da yargıçlar var” dediğini ve alkış tuttuğunu belirten Erdoğan, “Sen 60’ların CHP’sinden farklı değilsin. Aynı CHP’sin. Onlar da Menderes’in idamına alkış tutmuşlardı. Şimdi de işte Sayın Kılıçdaroğlu ve ahalisi ‘ilk önce biz karşı çıkarız’ diyorlar. Bunların samimiyetine ne kadar inanacaksın? Akşam başka, sabah başka. Bunları artık iyi tanıyoruz” şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan, konuşmasının son bölümlerinde ise yeni Anayasa çalışmalarına değinerek, AK Parti olarak bu çalışmalara her türlü katkıyı verdiklerini ve vermeye de hazır olduklarını vurguladı. Büyükşehir olacak olan 29 ilin durumunu da anlatan Erdoğan, ana muhalefetin ise buna karşı çıktığını belirterek, “Bunlar köy, kasaba mantığından daha ileri gidememişler. Bunlar Kadıköy’ün eski haliyle kalmasından yanalar, Bakırköy’ün köy olmasından yanalar. Çünkü oralar köydü” diye konuştu.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz