Ak Parti 19. Kızılcahamam İstişare Ve Değerlendirme Toplantısı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kürt vatandaşlara terör örgütü ile aralarına perde çekmeleri çağrısını yineleyerek, “Biz sizi yaratandan ötürü seviyoruz; ama lütfen siz insanlıktan nasibini almamış olan bu bölücü terör örgütü ile aranıza gelin bir duvar örün. Bunlar sizin istismarınızı yapıyorlar, buna fırsat vermeyin” dedi.

Başbakan Erdoğan, AK Parti 19. Kızılcahamam İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda teröre ilişkin değerlendirmede bulundu. Erdoğan, terör olaylarının Türkiye’nin vesayet sisteminin uzun yıllar hakimiyetini sürdürmesinde, sivil siyasetin zayıf kalmasında önemli bir rolü olduğunu kaydetti. Türkiye’de ekonomik ve sosyal kalkınmayla birlikte demokratik gelişmenin daha da ileriye taşınmasının önündeki en büyük engelin terör olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

“Buradan Kürt kardeşlerime, özellikle şunu hatırlatmak istiyorum. Bakın bugün gazetelerin birçoğunda bir haber var. Şu anda milletvekilimiz, yavrusu o bombalama olayında ebediyete intikal etmişti. Şimdi o dershanenin bombalanmış halini gösteriyor ve bütün onlara rağmen daha sonra o bombalamanın emrini veren terörist öldürülmüştü. Fakat ailesine bu devlet yine sahip çıktı. Çocuklarından bir tanesi de Hukuk Fakültesi’ni bitirirken ona da bursunu verdi. Bu devlet şefkat elini hiçbir zaman bu Kürt’tür, bu Laz’dır, bu Türk’tür, bu Abaza’dır, Boşnak’tır. Asla biz böyle bir ayrıma gitmedik. Bundan sonra da gitmeyiz.”

“AH BENİM GÜNEYDOĞULU, DOĞULU KARDEŞİM”

Başbakan Erdoğan, konuşmasında Kürtlere seslenerek, “Biz sizi yaratandan ötürü seviyoruz; ama lütfen siz insanlıktan nasibini almamış olan bu bölücü terör örgütü ile aranıza gelin bir duvar örün. Bunlar sizin istismarınızı yapıyorlar, buna fırsat vermeyin” dedi.

Erdoğan, 30 yıldır devam eden bu terör olaylarının Türkiye’ye faturasının 300-350 katrilyon gibi bir rakama ulaştığını belirterek, “Bunlar olmamış olsaydı, bu rakamlar bu ülkeye hizmette kullanılmış olsaldı, yatırımda kullanılmış olsaydı. Ah benim Güneydoğulu kardeşim, ah benim Doğulu kardeşim o bölgeye yatırımcı gelir girer miydi? Girerdi. Orada işsizlik diye bir sorun kalır mıydı? Büyük ölçüde kalmazdı ve her taraf abad olurdu. Biz bu kadar mevcut imkanlar içinde Güneydoğu ve Doğu’ya ayağa kaldırdık her şeyiyle” diye konuştu.

Hakkari’de havaalanı yapılmasına, üniversite, okul yapılmasına terör örgütünün engel olmaya çalıştığını anlatan Erdoğan, son olarak da okul boykotu yaşandığını hatırlattı. Erdoğan, “Sevgili Kürt kardeşim gel bunlarla arana perdeyi koy. Bunlar 6, 7, 8, 9, 10 yaşında çocuğun okula gitmesini engelleyecek kadar merhametsiz. Bunların nesillerimizin geleceği açısından bir dertleri, bir sıkıntıları yok. Bunlar sadece vuracaklar, kıracaklar, yakacaklar, yıkacaklar ve saltanatlarını da buradan sürdürecekler” dedi.

“BUNLAR ESRAR TÜCCARI”

Terör örgütünün esrar, eroin tarlalarını yaktıkları için isyan ettiğini belirten Erdoğan, “Niye? Bunlar esrar tüccarı. Bunlar bu işi yapıyor. Bunlar yakılınca ‘eyvah gitti’ dedi. Çünkü oradan teröre kaynak aktarıyorlar. Aynı şeyi yurt dışında yapıyorlar. Sayın Merkel’e de bunu söyledim; bakın Berlin’in göbeğinde çardır kuruyorlar, terörist başının resmini asıyorlar ve halktan para topluyorlar. Bu paralar terör örgütüne gidiyor. Zekat topluyorlar biliyor musunuz? Hac organizasyonları yapıyorlar. Zerdüşt’ün hac diye bir şeyi olur mu? Bunların İslam’la yakından uzaktan alakası olabilir mi? Ama benim saf, temiz Kürt kardeşim bu oyuna geliyor. O da zannediyor ki bunlar ciddi bir hac organizasyonu yapıyor. Niye? Orada da bazı melle müsveddeleri var. Çıkıp alternatif cuma namazı kıldırma gibi adımlar atanlar var; alternatif cumhuriyetçiler gibi. Aynı şeyi yapıyorlar. Bunu bizim Kürt kardeşlerimize hep beraber anlatmamız lazım. Gerek bakan arkadaşlarım, genel başkan yardımcısı arkadaşlarım, milletvekili arkadaşlarım tüm teşkilatımızla bunu bıkmadan usanmadan anlatacağız. Çünkü bizim bu kardeşlerimizin üzerinden saltanatlarını sürdürmeye biz fırsat vermeyeceğiz. Anadolu coğrafyası, bizim bin yıllık vatanımız, bura üzerinde kimseye de operasyon fırsatı inşallah bırakmayacağız” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE CUMHURİYETİ BİZİM NAMUSUMUZDUR”

Başbakan Erdoğan, hep mücadelenin bir bedeli olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Ama bu bedelin en acı tarafı, karşılığı kan olan, can, hayat olan kısmıdır. Biz bu bedeli Malazgirt’te Sultan Alparslan’ın beyaz kefeniyle en önde olduğu mücadelede ödedik. Bu bedeli siz, Gazi Süleyman Paşa Gelibolu üzerinden, Anadolu’dan Trakya’ya geçerken ödedik. Bu bedeli biz İstanbul’un fethinde ödedik. Biz asıl bu bedeli geride yarım milyon kardeşimizin cenazesini bırakarak Balkanları terk ederken ödedik. Bu bedeli biz asıl Çanakkale’de, Sarıkamış’ta, Süveyş’te yüz binlerce şehit verdiğimiz dönemde ödedik. Bu bedeli adeta küllerimiz üzerinden ayağa kalkarak, yeniden doğarak verdiğimiz Kurtuluş Savaşı’nda verdik. Bu bedeli biz yıllarca diplomatlarımızı Ermeni teröristlerin namlularının ucunda şehit vererek ödedik. Bu bedeli siz son 30 yıldır da bölücü terör örgütüyle mücadele sürecinde ödemeye devam ediyoruz. Böylesine büyük bedeller karşılığında vatan yaptığımız bu ülke, bu topraklar üzerinde kurduğumuz son devlet Türkiye Cumhuriyeti bizim namusumuzdur, onurumuzdur, haysiyetimizdir. Kimse bizim bu değerlerimize el uzatamaz, göz koyamaz.”

Bin yıllık mücadelenin simgesi olan ay yıldızlı bayrağın renginin mürekkep kırmızısı değil, kan kırmızısı olduğunu belirten Erdoğan, Arif Nihat Asya’nın ‘Bayrak’ şiirini okudu. Erdoğan, “Biz bu ay yıldızlı bayrağın destanını okuyarak bugünlere geldik. Bundan sonrada onun destanın yazarak yolumuza devam edeceğiz. Öyle diyor, ‘Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder, gölgende bana da bana da yer var. Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar, yurda ay yıldızlı ışığın yeter’. Evet, ay yıldızlı bayrağımızın ışığını ne terör örgütünün kahpe kurşunlar, bombaları söndürebilir; ne de onların uzantılarının boykotları, eylemleri, zehir saçan dilleri gölgeleyebilir. Biz ay yıldızlı bayrağımızı dünyanın dört bir yanında yürüttüğümüz ekonomik, sosyal, kültürel faaliyetlerimizle, milyonların, milyarların gönlüne dikmenin mücadelesini veriyoruz. Ve bu millete, onun bütün değerleriyle birlikte sembolü olan bayrağına düşmanlık edenler bin yıl boyunca hak ettikleri cevabı aldılar, bundan sonra da almaya devam edecekler” şeklinde konuştu.

“TEK DİL DE DEMEDİM, TEK DİN DE DEMEDİM”

Türkiye’yi 81 vilayeti, 75 milyon vatandaşıyla sevdiklerini belirten Erdoğan, bunun için 780 kilometrekare vatan toprağının her köşesine hizmet götürmenin mücadelesini verdiklerini söyledi. Erdoğan, AK Parti olarak Afyonkarahisar’dan yola çıkarken, ‘tek millet’ dediklerini belirterek, şöyle devam etti:

“Bu milletin içinde bütün etnik unsurlar var. Biz ne dedik? ‘Tek bayrak’ dedik, İkinci bir bayrağı asla düşünemeyiz, buna müsaade edemeyiz. ‘Tek vatan’ dedik; 780 bin kilometre karelik vatan topraklarının asla bir operasyona kurban edilmesine müsaade edemeyiz. Bu yola böyle çıktık. Bunu Ankara’da bugün nasıl söylüyorsak, bunu Diyarbakır’da da, Van’da da, Sinop’ta da, Edirne’de de, İzmir’de de aynı şekilde böyle söyleriz. Ama ben kalkıp da ‘tek din’ diye bir ifade kullanmadım, ‘tek dil’ diye bir ifade de kullanmadım. Herhalde bunları karıştırıyorlar. Bunların hepsi zenginliktir. Din, farklı inançlar tam aksine bizim partimizin programını açtığınız zaman, laiklik tanımının içinde bunu en güzel şekliyle görürsünüz zaten. Tam aksine bütün inanç grupları devletin güvencesi altındadır. Devlet hepsine eşit mesafededir. Bu de bizim aynı zamanda değerler silsilesi içindeki anlayışımızdan da gelir. Bu son dönemlerin son zamanların bir tanımı, bir yaklaşımı değildir. Dilde de bizim bir sıkıntımız yok. Ancak bir şeyi karıştırmayalım; biz bu ülkede resmi dilin Türkçe olduğunu savunuyoruz. Resmi dilimiz Türkçedir. Ama herkes ana dilini konuşabilir. Seçmeli ders olarak Kürtçe’yi okullara koyduk, kaç kişi müracaat etti? Tablo ortada. Neymiş, cebren. Bakın biz ortaya bir zemin hazırlıyoruz ve bu zeminde müracaat edenlerin de sayısı ortada. 20 bin civarında. Bizden önce hangi iktidar bu tür alternatifleri sundu? Bunları kalkıp da bölücü terör örgütü istedi diye yapmadık. Bizim programımıza, Afyon’dan yola çıktığımızda attığımız adımlara bakarsanız bunları görürsünüz. Biz kimseyi kökeninden, dilinden, inancından dolayı ötekileştirmiyoruz, ayrıştırmıyoruz, ikinci sınıf görmüyoruz. Bu ülkenin her bir vatandaşı birinci sınıf hizmete, birinci sınıfa demokrasiye layıktır anlayışıyla hareket ediyoruz.”

Demokrasiyi, özgürlükleri, hakları, bunlarla birlikte gelen ekonomik sosyal, siyasi imkanları sadece bir kesime mahsus kılmadıklarını belirten Erdoğan, “Yıllarca benim Kürt kardeşlerimin adını bunlar istismar ediyor. Bizim ülkemizdeki değer bütün kesimler gibi Kürt kardeşlerimizle de hiçbir meselemiz yok, ayrımız gayrımız yok ve biriz, beraberiz. Türkiye’de demokrasi ve özgürlükleri sadece kendimiz, kendi yandaşlarımız için değil vatandaşlarımızın tamamı için istiyoruz” diye konuştu.