AK Parti 29. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan: (5) - "Merkez Bankasının yerinde ve doğru müdahaleleriyle faiz oranları makul seviyelere gerilemiştir, daha da gerileyecektir" - "(Yeni ekonomi programı) Program dönemi sonunda enflasyonu yüzde 5'in, işsizliği de yüzde 10'un altına indirmiş olacağız" - "Vatandaşlarımızdan birikimlerini yabancı para yerine Türk lirası bazlı finansal ürünlerde değerlendirmelerini özellikle istirham ediyorum" - "Kaynakların verimli kullanımı ve tasarruf temelli bütçe yönetiminde kararlıyız" - "Seçimsiz geçecek önümüzdeki 4 yılda, ekonomideki yol haritamızı hassasiyetle takip edecek ve 2023 hedeflerimize ulaşacağız"

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Merkez Bankasının yerinde ve doğru müdahaleleriyle faiz oranları makul seviyelere gerilemiştir, daha da gerileyecektir." dedi.

Erdoğan, Kızılcahamam Eliz Hotel'de düzenlenen AK Parti 29. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılışında konuştu.

Eğitim, Sağlık, Tarım, Sanayi, Enerji ve Sosyal Güvenlik başlıklarını, Türkiye'nin geleceğini ve güvenliğini ilgilendiren stratejik alanlar olarak gördüklerini belirten Erdoğan, ekonominin en başta gelen konu olduğunu söyledi.

Reklam
Reklam

Erdoğan, Türkiye'nin ekonomi alanında 17 yıl öncesinden çok farklı bir konumda ve yerde olduğunu ifade ederek, "Hayata geçirdiğimiz ekonomik reformlarla ülkemizin çehresini değiştirdik. Sadece rakamlara baktığımızda dahi, Türkiye'nin 2000'ler öncesiyle mukayese edilemeyecek bir büyüklüğe, bir güce, bir üretim kapasitesine kavuştuğu anlaşılıyor." diye konuştu.

Güçlü büyüme performansı, sağlam kamu maliyesi ve küresel krizlere karşı dirençli yapısıyla Türkiye'nin daha önce benzer şartlara sahip olduğu devletlerden pozitif yönde ayrıştığına dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:

"Son yıllarda küresel çaplı spekülatif saldırıların odağında yer almamıza rağmen bu güçlü konumumuzu korumayı başardık. Dünya; bölgesel istikrarsızlıkların, göçlerin, ticaret savaşlarının, Avrupa Birliği'ndeki "Brexit" kaynaklı belirsizliğin arttığı bir süreçten geçiyor. Bu şartlar altında Türkiye, kazanımlarını korumakla kalmamış, cari açık gibi müzmin bir sorunu da çözebilme başarısı göstermiştir. Bugün Türkiye, son dönemde aldığımız tedbirler sayesinde küresel ticaret savaşlarının ve finansal piyasalardaki dalgalanmaların etkilerine en hazırlıklı ülkelerin başında geliyor."

Reklam
Reklam

- "Cari dengedeki açık sorununu bir daha geri gelmemek üzere kapatmış oluyoruz"

Erdoğan, yeni ekonomi programıyla orta ve uzun vadede sürdürülebilir ve dengeli bir büyümeyi sağlama yolunda kararlılıkla ilerlendiğini belirterek, "Kısa vadedeki gelişmelerin büyüme oranımızla ilgili ortaya çıkardığı tereddütler, içeride ve dışarıda önemli düzeyde gerilemiştir. Nitekim son günlerde her platformda, ülkemizin bu yılı pozitif büyümeyle kapatacağı, önümüzdeki yıllarda da hedeflerine ulaşabileceği yönünde ardı ardına değerlendirmeler yayınlanıyor." diye konuştu.

Uygulanan programın en büyük kazanımının, cari dengede elde edildiğini vurgulayan Erdoğan, "Cumhuriyet tarihinin tüm rekorlarını kırarak temmuz ayı itibarıyla cari hesapta yıllık 4,4 milyar dolar fazla veren bir ekonomik yapıya kavuştuk." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, ihracat ve turizmde elde edilen istikrarlı yükselişi devam ettirmekte kararlı olduklarının altını çizerek, şunları kaydetti:

"Göreve geldiğimizde Türkiye'nin ihracatı 36 milyar dolardı ama şu anda 170 milyar dolara ulaştık. Turizmde bir zamanlar bildiğiniz gibi Türkiye'ye gelenler, göreve geldiğimizde 11-12 milyon gibiydi ama şimdi bu rakamda 50 milyona ulaşmış vaziyette ve inşallah bunu da aşacağız. Bir çekim alanı, dünyanın en önemli destinasyonlarından biri haline geldik. Bunlar durup dururken olmadı. Bütün karalamalara rağmen Türkiye'yi listenin dışına atmalarına rağmen bunları başardık. Yapısal reformların da desteğiyle cari dengedeki açık sorununu inşallah bir daha geri gelmemek üzere kapatmış oluyoruz."

Reklam
Reklam

- "İddia ile söylüyorum, faiz sebeptir, enflasyon neticedir"

Ekonomide sağlanan istikrar sayesinde enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara indirmeyi başardıklarını belirten Erdoğan, "Göreve geldiğimizde faiz Türkiye'de yüzde 63'tü. Enflasyon o zaman yüzde 30'du. Faizi indirdikçe enflasyon da indi ve 4,2'ye kadar indi. 7 küsur de o zaman faizdi. Neyi patlattılar? Hatırlayın, Gezi olaylarını patlattılar. Niye? Çünkü Türkiye'nin bir yerden önünü kesmeleri gerekiyordu. O işin başını çekenler şu anda hesap veriyorlar." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Gezi Parkı eylemleri sürecinde faizin ve enflasyonun tırmanışa geçtiğini hatırlatarak, "Şimdi ise yeniden hamdolsun faiz indirilmek suretiyle enflasyonun da indiğini görüyoruz. Farklı etkenler de tabii ki bu arada yok değil ama bu işin ana belirleyeni biliniz ki faizdir ve faiz de enflasyonun ana tetikleyicisidir. İddia ile söylüyorum, faiz sebeptir, enflasyon neticedir." diye konuştu.

Faiz konusunda dünyadaki diğer ülkelere bakılması gerektiğinin altını çizen Erdoğan, şunları söyledi:

Reklam
Reklam

"Şu anda Japonya'da, Amerika'da, Avrupa'da faiz nedir? Bunların hepsinde eksi faiz var, 1,5-2 faiz var. Avrupa'ya geliyorsun aynı şekilde 1,5-2,5 arası. İsrail eksi faizle hareket ediyor. Bize ne oluyor da 40 veya bu civarda faizle hareket ediyoruz. Faizin bizim medeniyetimizin çerçevesi içerisindeki yeri de bellidir. O bütün pisliklerin başıdır. O sömürünün en önemli aracıdır. O emperyal mantığın en önemli aracıdır. Biz buna kendimizi kaptırmayacağız. Eğer biz bir üretim ekonomisi düşünüyorsak, bir yatırımcı anlayışı düşünüyorsak üretimde de yatırımda da rekabette de istihdamda da finans sektörünün girişimciyi desteklemesi lazım. Bu yüzde 40, yüzde 50, yüzde 63 faizlerle olmaz."

Türkiye'nin risk primi ve faiz maliyetleri düşerken İmalat Sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi'nin eşik değer sayılan yüzde 50'nin üzerine çıktığına işaret eden Erdoğan, "Merkez Bankasının yerinde ve doğru müdahaleleriyle faiz oranları makul seviyelere gerilemiştir, daha da gerileyecektir." ifadesini kullandı.

Reklam
Reklam

- "Enflasyonu yüzde 5'in, işsizliği yüzde 10'un altına indireceğiz"

Erdoğan, bankacılık sektörünün ekonomiye desteğini güçlendirmek için sorunlu kredilerle ilgili reform niteliğinde adımlar atıldığını belirterek, "Geçtiğimiz günlerde kamuoyuna açıkladığımız 2020 ve 2022 dönemine ilişkin ekonomi programında, bu sürecin yol haritasını, Hazine ve Maliye Bakanımız ortaya koydu. Bu programla milletimize üretimi, verimliliği, büyümeyi ve adaletli paylaşımı esas alan bir ekonomi yönetimi vadediyoruz." dedi.

Yüksek katma değerlerin üretimini teşvik edeceklerini vurgulayan Erdoğan, "Sadece ekonomimizin değil geleneksel toplum yapımızın da belkemiği olarak gördüğümüz KOBİ'leri, finanstan pazara erişime kadar her alanda güçlü şekilde destekleyeceğiz. Hedefimiz, önümüzdeki yıllarda büyümeyi yüzde 5 ve daha üzerine çıkarmaktır. Program dönemi sonunda enflasyonu yüzde 5'in, işsizliği de yüzde 10'un altına indirmiş olacağız." şeklinde konuştu.

Erdoğan, vatandaşların borsaya ve sermaye piyasalarına ilgisini arttıracak düzenlemeler yapıldığına işaret ederek, "Vatandaşlarımızdan, birikimlerini yabancı para yerine Türk lirası bazlı finansal ürünlerde değerlendirmelerini özellikle istirham ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Reklam
Reklam

- "Kaynakların verimli kullanımı ve tasarruf temelli bütçe yönetiminde kararlıyız"

Mali disiplinin, AK Parti hükümetlerinin asla vazgeçmediği bir prensip olduğunun altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Kaynakların verimli kullanımı ve tasarruf temelli bütçe yönetiminde kararlıyız. Bütçe açığının milli gelire oranını kesinlikle yüzde 3'ün altında tutacağız. Avrupa Birliği tanımlı genel yönetim borç stokunun milli gelire oranını yüzde 72'den, yüzde 30 seviyesine düşürmüştük. Yıl sonu itibarıyla bu oranın yüzde 33'ün altında gerçekleşeceği anlaşılıyor. Maastricht kriterlerinde bu oran yüzde 60'tır. Bizde ise şu anda tahminler yüzde 33 veya altı. Türkiye olarak yaşadığımız onca sıkıntıya rağmen hamdolsun bu konuda da telafi edilemeyecek bir hasar almadık."

Erdoğan, 11. Kalkınma Planı sayesinde güçlü, dengeli ve sürdürülebilir bir büyüme yoluyla Türkiye'nin üst gelir grubuna çıkabileceği bir vizyonun ortaya koyulduğunu belirterek, "Seçimsiz geçecek önümüzdeki 4 yılda, ekonomideki yol haritamızı hassasiyetle takip edecek ve 2023 hedeflerimize ulaşacağız." ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

(Sürecek)