Ak Parti Aliağa İlçe Başkan Yardımcısı Mesut Aybar, “belediye Şirketi Dipsiz Kuyu”

Ak Parti Aliağa İlçe Başkan Yardımcısı Mesut Aybar, Belediye şirketinin sermaye arttırımına tepki gösterdi.

Aybar, yaptığı yazılı açıklama da ilçe gündemini oluşturan diğer konular hakkında da iddialı ifadeler kullandı. Önceki gün yapılan Aliağa Belediye meclis toplantısında, belediye şirket sermayesinin 2 milyon 500 bin TL artırılmasıyla ilgili maddenin oylandığını ve AK Parti gurubunun ret oyuna karşı CHP'li belediye meclis üyelerinin oylarıyla meclisten geçtiğini anlatan Aybar, "Böylelikle 2009 yılında 500.000 TL (beşyüzbin) sermaye ile devrettiğimiz belediye şirketinin sermayesi 5 milyon 500 bin TL (beş trilyon beşyüzbin) olmuş oldu" dedi.

Aliağa Belediye Başkanının daha önce söz konusu şirketin zarar ettiği, sermaye artırımına gidilerek borçların kapatılacağı ve işletme sermayesinin yükseltilerek şirketin zarar etmekten kurtulacağı yönünde açıklamalarda bulunduğunu anımsatan Aybar, "Bu açıklamaların ardından ilk sermaye artırımı yapılmıştı. Ancak bu artırım çare olmadı ve başkan ikinci kez sermaye artırımı için yetki istedi. Bu defa şirketin borçlarını kapatıp şirketi tasfiye edeceğini söyledi" diye konuştu.

Aybar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Gelinen durum gösteriyor ki ikinci sermaye artırımı da çare olmamış ve aktarılan para dipsiz kuyuda kaybolmuştur. Son meclis toplantısında bu defa ne CHP gurup sözcüsü ne de başkan herhangi bir gerekçe göstermeden ve mahçup bir ifadeyle yine sermaye artırımı talep etti. AK Parti gurubumuzun itirazına rağmen CHP meclis üyelerinin oylarıyla sermaye artırımı onaylandı. Böylelikle dipsiz kuyuya 2 milyon 500 bin TL daha atılmasına karar verildi. Şimdi benim merak ettiğim bu kuyunun dibinde kimler var ki 3 defada belediyeden belediye şirketine aktarılan yaklaşık 5 milyon TL parayı yuttular. Evet, belediye şirketinden pis kokular gelmeye devam ediyor. Şirket bilançosu açıklandığında bunu daha net görme ve Aliağa kamuoyuyla paylaşma fırsatımız olacak diye düşünüyorum."

Son günlerde çevre kirliliğinin Aliağa ilçesinin en önemli gündem maddelerinden biri olduğunu vurgulayan Aybar, sorunun denetimsizlikten değil mevcut ceza sisteminin caydırıcı olmamasından kaynaklandığını savundu ve ekledi: "Ulusal ve yerel basında bununla ilgili haberlere sık sık rastlıyoruz. Aliağa'da devlet yok yorumlarına neden olan bu problemin denetimsizlikten değil, mevcut ceza sisteminin caydırıcı olmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Çevre il müdürlüğü ile yapılan görüşmede adı geçen fabrikalara geçtiğimiz ay içinde 35 bin TL ceza kesildiği söylenmektedir. Filtre sisteminin çalışmasının maliyeti ile kesilen cezalar arasındaki uçurum ”ne pahasına olursa olsun ben para kazanayım” diyen fabrikaları çevreyi kirletmekten alıkoymamaktadır. Yapılması gereken, çevreyi kirletenlere verilmesi gereken cezaların Avrupa standartlarına çıkartılması ve caydırıcı hale getirilmesidir. Bunun için de Aliağa'da yaşayanların siyasi parti ayrımı yapmadan hep birlikte sesini yükselterek gerekli kanunun çıkması için kamuoyunun oluşturulmasıdır."

Aliağa Vergi Dairesi'ne yatırılan vergi ve stopajlardan Aliağa Belediyesinin belirli bir oranda pay aldığına dikkat çeken Aybar, açıklamalarını şöyle sonlandırdı: "İlçemizde ulusal hatta uluslar arası ölçekte birçok şirket faaliyet göstermektedir. Tüpraş, Petkim, demir çelik fabrikaları, dağıtım şirketleri, gemi söküm tesisleri, kâğıt fabrikası vs. Bu fabrikaların birçoğunun vergi dairesi Aliağa da idi ve özellikle Tüpraş'ın vergi dairesinin İzmit'te olması hep eleştiri konusu olmuş ve Aliağa'ya getirilmesi için de bazı girişimler olmuştu. 01.10.2012 tarihinden sonra da Petkim, vergi dairesinin değişerek İzmir'de bir vergi dairesi olduğunu bildirdi. İlçemiz sınırları içerisinde ki fabrikaların bütün külfetini Aliağa belediyesi ve Aliağa halkının çektiğini düşünürsek ve sadece Tüpraş'ın vergi dairesinin Aliağa olması halinde bile yıllık yaklaşık 5.000.000 tl gibi bir rakamın Aliağa'ya hizmet olarak kullanılacağı göz önüne alırsa, ilçemiz için bu probleminde acilen masaya yatırılması ve ilçemiz menfaatleri yönünde çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Siyaset üstü olduğuna inandığım bu iki konunun Aliağa'da bulunan siyasi partiler, ticaret odası, esnaf odası ve ilçemizin diğer paydaşlarıyla birlikte ortak akıl ve birliktelikle aşılabileceğini kanaatindeyim."