AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bizim derdimiz Mursi falan değil ama ben Mısır'da Cumhurbaşkanı olarak Sayın Mursi'yi görüyorum. Niye? Çünkü, Mısır halkına duyduğum saygı dolayısıyla. Eğer Baradey seçilmiş olsaydı, bugün bu ifadelerimi onun içinde kullanırdım ama o seçilmedi, yüzde 52'yi Mursi aldı" dedi. Başbakan Erdoğan, AK Parti Ankara İl Başkanlığınca Altınpark'ta düzenlenen iftar programında yaptığı, başı rahmet, ortası mağfiret ve sonu ebedi azaptan kurtuluş olan ramazan ayının Ankaralılar, Türkiye, İslam dünyası ve tüm insanlık hayırlara vesile olmasını Allah'tan niyaz etti. Ankara Sincan'da 15 Haziran'da gerçekleştirilen "Milli İradeye Saygı Mitingi"nden dolayı partisinin Ankara il teşkilatına, belediye başkanlarına, milletvekillerine teşekkür eden Erdoğan, "O gün Sincan'ı dolduran yüz binlerce Ankaralı hemşehrime, bu mübarek ayda, bu güzel akşamda şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu. Erdoğan, 15 Haziran'da Ankara'da tarihi bir gün yaşandığını, Mersin'den Ankara'ya gelişinde de havalimanından şehir merkezine kadar 4 ayrı noktada gerçekleştirdiği konuşmalarının hayatında yaşadığı müstesna zamanlardan biri olduğunu söyledi. Sincan'ı hıncahınç dolduran kadın erkek, çocuk yaşlı, farklı partilerden yüz binlerin demokrasiye, sandığa, milli iradeye sahip çıktıklarını tüm dünyaya net bir şekilde ilan ettiklerini anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Ankara'daki muhteşem buluşmanın ardından, İstanbul'da 1,5 milyonu bulan kardeşimizle bir araya geldik. Ardından Kayseri, Samsun, Erzurum'da yüz binlerle kuçaklaştık. Meydanları büyük coşkuyla büyük bir muhabbetle dolduran kardeşlerimizin Türkiye'de oynanan oyunlardan ne kadar rahatsız olduklarını, bu oyunlar karşısında asla susmayacaklarını, sessiz ve tepkisiz kalmayacaklarını gördük ve bundan dolayı çok duygulandık çok da umutlandık. Dünya nasıl eski dünya değilse, Türkiye'de artık eski Türkiye değildir. Geçmişte insanlar bir zülme, haksızlığa uğradıklarında sabrediyor, bunun hesabını günü geldiğinde meşru zeminde soruyorlardı. Dünyanın her yerinde ve Türkiye'de bugün de halklar sabrediyorlar. Bugün de meşruiyetler dairesi içinde kalıyorlar ancak bugün artık insanlar susmuyorlar, tepkisiz kalmıyor, boyun eğmiyorlar. Hesaplarını ileri bir tarihe ertelemiyor, meşruiyet içinde anında hesap sormak ve sorgulamak için seslerini yükseltiyorlar. Bunun en yakın, anlamlı örneğini şu anda kardeş ülke Mısır'da yaşıyoruz. Çok klasik, bayat senaryoyu Mısır'da uygulamak istediler. İnsanları yönlendirmek suretiyle cesaretlendirmek, galeyana getirmek suretiyle bir meydanı doldurdular. O meydanı ülkenin bütün bir fotoğrafı gibi tüm dünyaya servis ederek, bir darbeyi meşrulaştırabileceklerini zannettiler. Mısır'da kimsenin sesi çıkmayacak zannediyorlardı. Dünya bunu görmeyecek, duymayacak, hiç kimse tepki vermeyecek zannediyorlardı. Bir oldubittiyle sandık sonuçlarını çiğneyeceklerini, milletin hakkını ve hukukunu kolayca gasbedebileceklerini zannediyorlardı ama yanıldılar, hem kendileri yanıldılar hem de arkalarındaki güçler yanıldı." -"Mısır'dakinin aynını burada yapmak istediler"- Başbakan Erdoğan, Mısır'daki darbeye Mısır halkının sessiz ve tepkisiz kalmadığını, meydanlara çıkarak "peki benim oyum ne olacak" sorusunu sormaya başladığını ifade ederek, "Mısır'dakinin aynını burada yapmadılar mı? Gezi Parkı'na gidenler zannettiler ki Türkiye sadece burası ama Ankara var, İstanbul Kazılçeşme var, Kayseri var, Erzurum var. Oradakileri ne yapacaksın? Onlar da ne dedi 'benim oyum ne olacak. Benim oyumla 4 yıllığına iktidara getirdiğimi yok farz edemezsin' dediler. Halkın iradesine saygı bu değil mi Bu? Eğer bunu kabul etmiyorsan bu ahlaki olmaz" ifadesini kullandı. Mısır halkının dayatmaya, oldu bittiye boyun eğmediğini, tek yürek halinde darbeye karşı onurlu ve meşru bir mücadeleye başladığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, Mısır halkının meşruiyet zemininden ayrılmadan mücadelelerini sürdürdüklerini vurguladı. Erdoğan, Mısır'da darbeyle yönetime gelenlerin, konuşmalarından, açıklamalarından rahatsız olduklarını dile getirdiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'yi aslında çok takdir ediyorlarmış, 'takdir ettiğimiz bir başbakanları var ama şimdi bazı gerçekleri bilmedikleri için yanlış açıklamaları, beyanları oluyor' diyorlarmış. Hatta 'gerekirse telefonla da konuşabiliriz' diyorlarmış. Şimdi güler misin, ağlar mısın? Bir defa ben, seninle nasıl konuşacağım. Sen seçilmiş değilsin. sen darbe hükümeti tarafından veya darbe yönetimi tarafından atanmış birisisin. Hale bakın, daha da enterasan şimdi yemin merasimi yapıyorlar. Güler misin ağlar mısın? Ben, tüm dünyaya, Batı'ya sesleniyorum: Askeri darbeyi yapan kişi yani Sisi, milli savunma bakanı olmuş, ve milli savunma bakanı kendi getirdiği cumhurbaşkanının karşısında el pençe divan yemin ediyor. Böyle bir trajedi olabilir mi? Hangi demokraside böyle bir şey var? Atayacaksın, kaşısına gelip, el pençe divan durup yemin edeceksin. Buna Batı niçin sessiz kalıyor, neden hale seslerini çıkarmıyorlar? Omurgalı bir duruş niçin sergilemiyorlar? Eğer demokrasi diyorsanız, dünyada darbelere hayır diyorsanız..." Başbakan Erdoğan, kendisiyle telefonda görüşme arzusunda bulunan Mısırlı yetkilinin birkaç hafta önce darbeye karşı olduğunu söylediğini ancak şimdi başbakanlık, cumhurbaşkanlığı hevesiyle hareket edip, cumhurbaşkanlığı yardımcılığına gelince de kendisiyle görüşme talebinde bulunduğunu anlatarak, "O işi geç, sen seçimlerde yüzde 1,5 oy aldın ama Mursi yüzde 52 oy aldı. Yüzde 52, yüzde 1,5'tan herhalde büyüktür, önce ona saygı göstermesini bileceksin" diye konuştu. Erdoğan, "Bizim derdimiz Mursi falan değil ama ben Mısır'da Cumhurbaşkanı olarak Sayın Mursi'yi görüyorum. Niye? Çünkü, Mısır halkına duyduğum saygı dolayısıyla. Eğer Baradey seçilmiş olsaydı, bugün bu ifadelerimi onun içinde kullanırdım ama o seçilmedi, yüzde 52'yi Mursi aldı" şeklinde konuştu. AK Parti'nin ilk seçim zaferinden sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün o dönem ilk AK Parti hükümetini kurması sırasında kendisinin de AK Parti Genel Başkanı sıfatıyla Avrupa Birliği ülkelerini ziyaret ettiğini ve bu esnada Lüksemburg'a gittiğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, dönemin Lüksemburg Başbakanı Jean Claude Juncker ile görüşmesinin ardından, ortak basın toplantısı düzenlediklerini anlattı. Ortak basın toplantısında bir Türk gazetecinin Lüksemburg Başbakanı Juncker'e "siz başbakansınız, Erdoğan ise bir partinin genel başkanı, başbakan değil. Bu ilgi, alaka neden?" sorusunu yöneltmesi üzerine Juncker'in "bizim için önemli olan seçilmiş bir siyasi partinin lideri olmaktır. Şu anda onun partisi iktidardır, onun partisinin gösterdiği isim de kabine kuruyor" yanıtını verdiğini anımsatan Başbakan Erdoğan, "İşte demokrasi anlaşıyı budur. Halkın iradesine saygı anlayışı budur" diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz