Milliyet'ten Şebnem Hoşgör'ün haberine göre, MHP'nin teklifi üzerinde partinin hukukçularınca yapılan ön incelemede, önerinin hem kapsam hem de hukuk tekniği açısından sorunlu olduğu tespit edilirken, Anayasa Mahkemesi yoluyla affın kapsamının genişleyebileceği değerlendirmesi de yapıldı. Bu haliyle teklifin yasalaştırılmasının doğru olmayacağını düşünen ve MHP’yi de incitmeyecek bir ortayol formülü arayan parti kurmayları, düzenlemeye ilişkin izlenebilecek stratejileri Milliyet’e şöyle sıraladılar:
MHP, ‘Bu af değil şartlı indirim’ dese de, teklifinin niteliğine ilişkin bazı hukukçular farklı görüşler dile getirse de bize göre bu düzenleme bir aftır. Bugüne kadar yapılan af düzenlemelerine ve sonrasındaki süreçlere baktığımızda affın olumsuz siyasi faturasını hep iktidarların ödediği de açıktır. Af çıkartan bir sonrası seçimi kaybetmiştir.
MHP de bunun bilinciyle teklifini kamuoyuna açıklarken kapsam içine giren suçlar yerine kapsam dışı tuttuğu suçları vurgulayarak bu siyasi faturayı en aza indirecek bir olumlu algı yaratma yoluna gitti.
Bu çerçevede teklifin af kapsamına aldığı her suç için ayrı ayrı bir inceleme yapılıp, kamu vicdanını yaralayan kamuoyuna yansımış örnek dosyalar, davalar tek tek tespit edilerek, MHP’ye teklifin bu haliyle yasalaştırılmasının yanlış olacağı yani bir anlamda ‘olmaz’ gösterilir. Yerel seçimler için bu düzenlemenin her iki partiye zarar vereceği anlatılır.
MHP’nin ikna edilebilmesi halinde oturulur teklifin teknik ve kapsam yönünden hatalı görülen yönleri üzerinde bir çalışma yapılır.
Eğer düzeltme imkanı varsa bu çalışma teklifin komisyon görüşmeleri aşamasında da önergeler yoluyla hayata geçirilir. MHP’nin teklifinde ısrarcı olması halinde ise af düzenlemelerinin tüm toplumu ilgilendirmesi nedeniyle Meclis’teki tüm partilerin taşın altına eline koyması gerektiği tezi gündeme gelir.
Böyle bir düzenlemenin ancak Meclis’ten kahir ekseriyetin desteğiyle çıkması halinde kamuoyu tepsinin en aza ineceği vurgulunarak, bu uzlaşma imkanı ortaya çıkana kadar teklifin komisyon ve Genel Kurul gündemine getirilmesinin yanlış olacağı anlatılır.”