AK Parti Marmara’da görülen müsilajın araştırılması amacıyla bir komisyon kurulması talebini TBMM Başkanılığına iletti. Teklife göre, müsilajın deniz suyunun ısınması ile birçok olumsuzluğa sebep olduğu belirtilerek, bu ısınmaya deniz kirliliğinin artması ve denizin durağan olması faktörleri de eklendiği zaman bazı plankton türleri daha hızlı çoğalıp müsilaj sorununun büyümesine sebep olduğu ifade edildi.
Deniz çevresinin kirlenmesini önlemek, kirliliği azaltmak ve kontrol edebilmek, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımını sağlamak bugüne kadar en öncelikli hedef olduğu kaydedilen açıklamada, bu kapsamda sadece ekolojik değil, ekonomik ve sosyal etkileri de bulunan ve başta Marmara Denizi olmak üzere denizlerimizdeki müsilaj sorununun sebeplerinin tespit edilmesi, detaylı bir şekilde analiz edilmesi ve gerekli önlemlerin alınabilmesi için çözüm önerilerinin ortaya konması amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu açılması istendi.
AK Parti’nin verdiği Meclis Araştırma Komisyonu teklifinde şunlar kaydedildi:
“İstanbul ilinde 2002 yılında sadece 12 adet atık su arıtma tesisi var iken 2020 yılında atık su arıtma tesis sayısı 87’ye yükselmiştir. Atık su hizmeti verilen belediye nüfusu oranı 2002 yılında yüzde 35 iken 2020 yılında yüzde 89’a yükseltilmiştir. Alıcı ortamın su kalitesinin yükseltilmesi ve doğal kaynakların korunması amacıyla atık su arıtma tesisini kuran ve mevzuata uygun çalıştıran atık su altyapı yönetimlerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca enerji teşviki verilmektedir. Bu kapsamda 2011 ila 2020 yıllarında 606 milyon TL ödeme yapılmıştır. Ülkemizde deniz kirliliğinin önlenmesine yönelik olarak yapılan çalışmalar sayesinde temiz denizlerin bir göstergesi olan Mavi Bayraklı Plaj sayımız 2002 yılında 127 adet iken, yüzde 283’lük bir artışla 2020 yılında 486 adet olmuştur. 2002 yılında deniz yetki alanlarında bulunan gemilerin normal faaliyetleri sonucu ürettiği atıkların alımını yapan kıyı tesisi sayısı bulunmazken, 2020 yılı sonu itibariyle 305 adet kıyı tesisinde gemilere atık alım hizmeti verilmektedir. Bu atıklar, türlerine göre ayrıştırılarak geri kazanım/bertaraf tesislerine gönderilmektedir. 2002 yılında, deniz çöpleri ile mücadeleye yönelik herhangi bir çalışma bulunmazken; 2020 yılında denize kıyısı bulunan tüm illerimizde deniz çöpleri il eylem planları uygulamaya alınmıştır. Sıfır Atık Mavi Hareketi ile birlikte denizlerin korunması ve deniz temizliği seferberliği başlatılmıştır. Sıfır Atık Mavi Hareketi ile başlatılan kampanya ve Deniz Çöpleri İl Eylem Planları kapsamında gerçekleştirilen çalışmalarda 2019 yılında toplam 65 bin 250 ton deniz çöpü (deniz yüzeyi, kıyı, plaj ve deniz dibinden) toplanarak, bertarafa gönderilmiştir. 2020 yılı itibari ile bir ulusal, 6 bölgesel acil müdahale planı ile 366 kıyı tesisine ait risk değerlendirmesi ve acil müdahale planı hazırlanmış ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca onaylanmıştır. ‘Denizlerde Bütünleşik Kirlilik İzleme ve Değerlendirme Programı (DEN-İZ)’ 2014 yılından itibaren üçer yıllık izleme programı haline getirilmiş böylece düzenli ve veri kesintisi olmadan izleme yapılmasına imkan sağlayan bütüncül bir programa dönüştürülmüştür. Tüm denizlerimizde 11 enstitü ve 3 araştırma gemisi ile 353 noktada bilimsel çalışmalar düzenli olarak yürütülmektedir.” (İHA)