Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik:

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, “Miting meydanında Sayın Başbakanımıza yönelik ‘senin Ananı’ deyip sonra ‘…’ koyup geçti. Sen bir edepsizlik örneği göstererek Sayın Başbakan’ın annesine kem sözler söyleyebilirsin. Kem sözler sahibine ait. Ama senin annen Yemuş Kılıçdaroğlu bizim annemizdir” dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik, AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında yaptığı eleştirilere cevap verdi. Çelik, “Sayın Kemal Kılıçdaroğlu dedi ki ‘bir büyük elçiniz El Kaide terör örgütü değildir’ dedi, siz bu büyükelçiyi niye görevden almıyorsunuz’ dedi. Bu büyükelçi Çat Büyükelçisi. Bu arkadaş özellikle Afrika ülkelerindeki Fransa’nın işgal dönemi üzerine çalışan bir akademisyen. Buraları çok iyi bilen bir kişi. Attığı bütün tweetleri inceledim. ‘El Kaide terör örgütü değildir’ diye bir ifadesi yoktur. Temeldeki argümanı şudur, ‘Fransa, tıpkı Nijer’de olduğu gibi Mali’de de kendi işgaline buradaki kaynakları sömürmesine bir zemin hazırlamak üzere, bir bahane oluşturmak üzere kendisine silahlı direniş gösteren o ülkelerdeki bütün insanları İslami terör olarak nitelendiriyor’ tartışmanın özü budur. Sonradan attığı tweetlerin bir çoğunda diyor ki, ‘İslam ile terör, İslam ile terörist ifadeleri yan yana gelemez, İslam dini adına kimse kalkıp terörizm yapamaz’ diyor. Ama benim gördüğüm tweetler dışında sayın Büyükelçi’nin ‘El Kaide terör örgütü değildir’ şeklinde bir beyanı varsa bu hükümetimizin, partimizin görüşü değildir. Terörist kim olursa olsun, kimin adına terör yaparsa yapsın, o terör ve o terörist bizim ayaklarımızın altındadır. O terör bizim ayaklarımızın altındadır. Özellikle farklı yorumlanabilecek tweelerle ilgili kendisi uyarıldı. O da o günden beri bu tweetleri atmıyor” diye konuştu.

“AMA SENİN ANNEN YEMUŞ KILIÇDAROĞLU BİZİM ANNEMİZDİR”

Kılıçdaroğlu’nun TBMM grup toplantısında annelikle ilgili yaptığı eleştirilere cevap veren Çelik, “Bu konuda annelik meselesi konuda en son söyleme hakkına sahip olan Kılıçdaroğlu’nun kendisidir. Bir miting meydanında Sayın Başbakanımıza yönelik ‘senin ananı’ deyip sonra ‘…’ koyup geçti. Bir toplantıda kendisine hitap ederken dedim ki, ‘sen bir edepsizlik örneği göstererek Sayın Başbakan’ın annesine kem sözler söyleyebilirsin. Kem sözler sahibine ait. Ama senin annen Yemuş Kılıçdaroğlu bizim annemizdir’ dedim. Senin bir milletvekilin TBMM’de bir yasama faaliyeti yaparken bir oturum esnasında kabinenin tek bayanına edepsizce bir laf sarf edecek sen ona disiplin soruşturması açma gereği bile duymayacaksın, ondan sonra genel kurulda AK Partililerin oyları ile o milletvekiline yönelik kötü sözler sarf eden kendi milletvekilimize kınama cezası verecek, onu genel kuruldan çıkartacak, daha sonra bizler tarafından arkadaşımızın yaptığının çok yanlış olduğunu, kendisine de, AK Parti’ye de, TBMM’ye de yakışmadığını en sert sözlerle ifade ettik. İnsan bu tip şeyleri söylerken birde dönüp kendisine bakar. Cumhurbaşkanı’na Başbakan’a, iktidar mensuplarına hakaret etmeyi küfür etmeyi hayat tarzı haline getiren, ismini bile anmak istemediğim bir milletvekiline siz ne yaptınız? Bizim o arkadaş komisyon başkanlığından istifa ettirildi. Dönün kendinize bakın. Sen ülkenin Başbakanı’na ‘terörist başı’ diyeceksin, ‘katil’ diyeceksin, ‘bölücü’ diyeceksin, ondan sonra ‘karşı taraf şunu yaptı, bunu yaptı’ diyeceksin. Bütün bunlar kamuoyu önünde cereyan ediyor” şeklinde konuştu.

“SAYIN KILIÇDAROĞLU VE AVENESİ NİYE BU KADAR BEŞER ESAD’A AŞIKTIR”

Kılıçdaroğlu’nun Başbakan’ı mezhep bölücülüğü yapmakla suçladığını belirten Çelik, şunları söyledi:

“Başbakan’ı mezhep bölücülüğü yapmakla suçluyor, burada insan küçük dilini yutar. Mezhep savaşları insanlığa gözyaşı, felaket getirmiştir. İktidarda olduğumuz 10.5 yıl boyunca bütün vatandaşlarımıza biz eşit mesafede olduk ve ‘mezhepçilik’ dediğimiz rezil şeyi hiçbir zaman yanımıza yaklaştırmadık. Sayın Başbakan güya Sünnilik üzerinden Beşer Esat ve Suriye yönetimine duruş sergiliyormuş, Sünnileri destekliyormuş gibi bir görüntü oluşturmaya çalışıyor. Suriyeli muhalifler Sünnilerden ibaret değil. İçlerinde Hristiyanlar var, Dürziler var bu işin içinde, Sünniler var, farklı gruplar var. Sünniler içinde farklı etnik gruplar var. Meseleyi getirip buraya yapıştırırsanız çok yanlış bir zeminde tartışma yaparsınız. Sayın Kılıçdaroğlu ve avenesi niye bu kadar Beşer Esad’a aşıktır. Sayın Kılıçdaroğlu sen ağzını asit ile çalkalasan bu senin ağzını temizlemez, bu sözleri söylediğin zaman. Bu kadar rezil, özensiz bir üslup kullanılabilir mi? Suçüstü yakalanınca CHP’liler, bu hırçınlık bunun telaşı.”

“CHP GIRTLAĞINA KADAR SURİYE YÖNETİMİNİN PİSLİĞİNE ORTAK OLMUŞTUR”

CHP’nin Suriye yönetiminin pisliğine battığını söyleyen Çelik, “Reyhanlı meselesinde de iş çok net bir şekilde ortaya çıktı, bütün raporlar elimizde. Ebu Firas kod isimli kimsenin, CHP’li milletvekilleri ile çekilmiş boy bey resimleri, Ebu Firas’ın Reyhanlı’yı organize edenlerle içli dışlı olması, onlarla görüntülenmesi çok net ayan beyan ortadadır. Başbakan dedi ki, ‘CHP’ye yakınlığı ile bilinen bir gazetenin muhabiri.’ Ben size dahasını söyleyeyim bir CHP milletvekilinin sahibi bulunduğu gazete. Bütün Suriyeli muhalifleri terörist olarak karalamaktadır. Her gün adeta Beşer Esat’ın yayın organı gibi muhaliflere küfür etmekte, onları terörist ilan etmekte, Beşer Esad’ın bombalamalarını sanki Kıbrıs savaşında ilerleyen TÜRK ordusunun alkışlanması gerektiği gibi alkışlayan bir zihniyetten söz ediyoruz. CHP gırtlağına kadar Suriye yönetiminin pisliğine ortak olmuştur. Bu suçüstü yakalanmış olmalarının verdiği hırçınlık vardır. Türkiye’nin bir muhalefet problemi, muhalefetin bir CHP problemi, CHP’nin de bir Kılıçdaroğlu problemi vardır. Siyaset rekabetle yapılır siyaset bir muhatap ile yapılıyor, Başbakan Kılıçdaroğlu’nu önemsemiyor, ama Kılıçdaroğlu’nun başında bulunduğu partiye oy veren bir halk kitlesi var. Biz o söylenenlerin havada kalmaması için bu söylenenlere cevap vermek zorundayız” açıklamasında bulundu.

“CHP 'NO NO'CU TAKILIYOR”

İstanbul’da yaşanan ağaç gerginliğine de değinen Çelik, “Medyanın abarttığı gezi parkı meselesinin özü; orada AVM yapılacak diye bir şey yok. Bir kaldırım yapılacak, 100 bin metrede araba olmayacak rekreasyon alanları olacak, çiçekler, yeşillikler, ağaçlar olacak. Bu kaldırım yapılabilmesi için toplam 13 tane ağacın yer değiştirmesi lazım. 10 ağaç sökülmüş geriye kalan 3 ağacın sökülmesinde bu kıyamet kopartılmış. ‘Ben buradan hükümet aleyhinde ne çıkartabilirim’ gayreti içinde olan ideolojik gruplar var. Sosyal medya üzerinden etkilenen, gazetelerin yazdıklarından etkilenen gerçekten çevre duyarlı olan insanlarda var. Esas saygıdeğer olan onlardır. Siyasi ve ideolojik mülahaza içinde olmadan oraya giden insanlara sonsuz saygı duyarım. ‘AK Partili belediye burayı yapıyor, buradan aleyhte nasıl propaganda malzemesi çıkartabilirim’ gayretinde olanlarda var. Oranın tarihini geri getiren, bittiği zaman göreceksiniz hepinizin çok hoşnut olacağı şeyler olacak. Yapılan her güzelliğe, yapılan her yeniliğe karşı çıkmak marifet değil. Adam eleştirecek hiçbir şey bulamazsa ay güneşten neden küçük ona itiraz ediyor. Bir şey buluyor eleştirmek için bu da bir hastalık. Bakırköy’de bu adamlardan çok bulursunuz. ‘Bay muhalefet’ derler, ‘no no’cular vardır, CHP ‘no no’cu takılıyor, takılın bakalım nereye kadar takılacaksınız” dedi.