Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Şentop, Ergenekon Tahliyeleri İle İlgili Konuştu:

Seçim çalışmaları kapsamında Edirne’de bulunan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Seçim İşleri Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ergenekon tutuklularının tahliyeleri ile ilgili konuşan Şentop, tutukluluk sürecinin sadece tutukluluk ile ilgili bir süre olduğunu, hüküm verildikten sonraki sürenin bu süreye dahil olmadığını, Ergenekon tutuklularının 5 yıllık tutukluluk sürelerini aşmaları nedeniyle tahliye edilmelerinin doğru olmadığını söyledi.Edirne'de bir otelde gazetecilerle bir araya gelen Şentop, Ergenekon’a bağlı tutukluların serbest kalmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Şentop, "Bir şahıs tutukludur, mahkeme onunla ilgili hüküm verdikten sonra Yargıtay ve temyiz aşamasındaki süre bu tutukluluk süresine dahi değildir. Bu bakımından Ergenekon davasındaki şahıslara baktığımızda, ben hukukçu olarak bunu söylüyorum, onların bu 5 yıllık tutukluluk sürelerini aşmaları nedeniyle tahliye edilmeleri doğru değil. Onlar tutukluluk süresinde değiller, Ağustos’tan sonra karar verildiği için tutukluluk sürelerine dahil edilmeyen bir tutukluluk geçirmektedirler. Yargıtay için hakları böyle, dolayısıyla tahliye kararı veren mahkemelerin, tek gerekçe olarak 5 yılı geçtiği için tahliye ediyoruz şeklinde karar vermeleri yanlıştır. İşin başka bir boyutu var, özellikle Başbuğ’un kararını Anayasa Mahkemesi'nin açıklamasına göre Ağustos ayında mahkeme karar vermiş. 7 aydır kararın gerekçesini yazmamış olmalarından dolayı kişilerin temyiz hakkını engellemiş olduğu söylendi. Bu bakımdan tahliyesi gereklidir dendi, bu Başbuğ için verilmiş bir karardır. Aynı statüde bulunan başkaları için de eğer Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yaparlarsa aynı kararın verileceği tahmin edilebilir" dedi.“TUTUKLULUK BİR TEDBİRDİR”Kararı verenin mahkeme olduğunu söyleyen Şentop, "Bizim yaptığımız şey uzun tutukluluk sürelerini ortadan kaldırmaktır ve bunu makul bir seviyeye çekmektir. Esasen Türkiye’de zaten böyleydi, farklılık özel yetkili mahkemelerden kaynaklanıyordu. Özel yetkili mahkemeleri kaldırınca, uzun tutukluluk süreleri makul bir süreye çekilmiş oldu. Bu, bir şahsı 5 yıl tutuklu bulundurabilirsin anlamına gelmiyor. Tutukluluk bir tedbirdir. Mahkemelerin zorunluluk varsa, mecburiyet varsa böyle bir tedbire başvurmaları gerekir. Asıl olan tutuksuz yargılanmaktır. Yine kısa süre içerisinde yargılama yapmak lazım. Ergenekon davasını bir çorbaya çeviren, herkesi onun içerisine dahil eden, Zirve davasını da bunun içerisine dahil eden, ondan sonra internet andıçlarını da bunun içerisine dahil eden bir yaklaşım vardı. Zaten o zamanlarda bu kadar kişiyi yargılayabilmek, bu kadar faklı olayı aynı dosyanın içerisinde toparlayabilmek şüpheli. Ya gerekçesini yazamıyordur ya da yazmak istemiyordur. Yapabilmek mümkün değil zaten. Acaba bu dava bir dava olarak sonuçlandırılıp bir hükümle bitirilmek mi isteniyor? Yoksa davanın sadece süreç olarak devamı mı öngörülüyor diye bir şüpheyi ortaya koymak gerekir. 7 aydır gerekçenin yazılmaması da böyle bir şüpheyi desteklemektedir. Mesele karışık olduğu için basında da sanki kanun çıktı serbest kaldılar deniyor, öyle değil" ifadelerini kaydetti.Ergenekon tutuklularının serbest kalmasının kanun değişikliği ile ilgili bir durum olmadığını kaydeden Şentop, yapılan yasanın tutukluk sürelerini kısalttığını söyledi. Ergenekon tutuklularının sadece tutuklu olmadığını, haklarında hüküm verilmiş kişiler olduğunu belirten Şentop, "Bizim yaptığımız tutukluluk süresi onları kapsamıyor. Serbest kalmaları doğru mudur, ben genel bir şey söyleyemem. Ama şunu söyleyebilirim, tutukluluk prensip olarak bir tedbirdi. Bunu cezaya dönüştürmemek lazım. Bazı uygulamalarında mahkemeler bunu cezaya dönüştürüyor, hatta çoğunlukla cezaya dönüştürdüklerini ben de düşünüyorum" şeklinde konuştu.