Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu:

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, “Türkiye’de sadece devlet adamlarının değil, bunların dışında da çok geniş bir kitlenin sürekli olarak takip edilebilmesini Türkiye açısından tehlikeli buluyorum. Eğer Türkiye’de karar alıcı mekanizmalar olarak nitelendirdiğimiz insanların bu şekilde dinlenmesi söz konusu olmuşsa, bunun Türkiye dışındaki odaklara iletilmemesi mümkün değildir. Birilerinin elinde bizim röntgenimiz var. Ve dünya, uluslararası rekabete açık bir konumda bugün. Yani küreselleşme dediğimiz, yeni güvenlik anlayışı dediğimiz bütün unsurları içerisinde barındıran bambaşka bir dünyanın içerisindeyiz. Attığınız her adım başka bir ülkeyi ilgilendiriyor” dedi.AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Soylu, TGRT Haber kanalında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. TGRT Haber Ankara Haber Müdürü Yusuf Ziya Orhan’ın sorularını cevaplayan Soylu, yasadışı dinlemelere ilişkin, “Türkiye’de sadece devlet adamlarının değil, bunların dışında da çok geniş bir kitlenin sürekli olarak takip edilebilmesini Türkiye açısından tehlikeli buluyorum. Eğer bu Türkiye’de karar alıcı mekanizmalar olarak nitelendirdiğimiz insanların bu şekilde dinlenmesi söz konusu olmuşsa, bunun Türkiye dışındaki odaklara iletilmemesi mümkün değildir. Bu, Türkiye’nin işadamı için de, sanatçısı için de, diplomatı için de, politikacısı için de, yazar çizeri için de, aydını için de tehlikedir. Birilerinin elinde bizim röntgenimiz var. Ve dünya uluslararası rekabete açık bir konumda bugün. Yani küreselleşme dediğimiz, yeni güvenlik anlayışı dediğimiz bütün unsurları içerisinde barındıran bambaşka bir dünyanın içerisindeyiz. Attığınız her adım, kiminle anlaşma yapacaksanız, bir başka ülkeyi ilgilendiriyor. Hangi bilim adamımız bir buluş yapacaksa yine bir başka ülkeyi ilgilendiriyor. Bütün bunlarda, Türkiye’nin kodlanması, Türkiye üzerinde bir tehlike oluşturuyor. Bu tip bir süreç, bir Patrona Halil İsyanı gibi, bir Kabakçı Mustafa Hadisesi gibi devletin içerisindeki o yönetilebilir süreci sakatlıyor. Devlete ait güvenlik, halkın kendi arasındaki güvenlik ve yarına ait huzurlu ve mutlu bir ortam kalmıyor. Toplumda paranoyak bir durum oluşuyor. Bu hem içeride hem de dışarıda tehlikeli bir durum” ifadesini kullandı.“ANA MUHALEFET PARTİSİ, HUKUKA YÖNELİK BİR DARBE TEŞEBBÜSÜNDE BULUNDU”Dış güçlerin, Türkiye’de yaşanan olayları dünyaya yanlış lanse ettiğini belirten Soylu, “Türkiye’de Gezi olayları oldu. Gezi olaylarında Türkiye diktatör bir ülke olarak lanse edildi. ‘Türkiye’de diktatör bir başbakan var, özgürlükleri daraltıyor, insanları temel hak ve özgürlüklerinden yoksun bırakıyor ve önceliğini kendi iktidarı olarak görüyor’ diye yansıtıldı. CNN, BBC, Reuters gibi medya kuruluşları, buradan geçtikleri servislerin tamamında bunu anlatmaya çalıştı. Diğer taraftan da, yürüyen davalarda, mahkemelerde, özellikle ana muhalefet partisi ve diğer partiler, tutuklu olan insanları milletvekili yaparak hukuka yönelik bir darbe teşebbüsünde bulundu. Bir yandan da, hukukun üstünlüğü hiçe sayılarak binlerce insanı dinleyebilme kabiliyetini ortaya koyuyorlar” diye konuştu.“YSK SEÇİME HİLE KARIŞTIRMIŞTIR”YSK’nın Sarıyer’de, CHP ile ilgili aldığı kararı eleştiren Soylu, şöyle devam etti:“YSK’nın yaptığı tam anlamıyla bir rezalettir. Bu, seçime hile karıştırmaktır. Yüksek Seçim Kurulu, bugün seçime hile karıştırmıştır. YSK’nın Sarıyer’de gerçekleştirdiği olaydan bahsediyorum. Bunun bir kanunu var. Saat 17.00’de bunu teslim etmekle mükellefsin. Bunu 1 gün önce teslim et. Bizim birçok ilçemizde böyle oldu, 2 gün önce teslim edebilirlerdi. Saat 17.00’de teslim etmen gereken bir meseleyi, daha sonra teslim etmişsen seçim hakkını orada kaybetmişsin demektir. Bunun onlarca, yüzlerce sadece bu seçim döneminde değil binlerce örneği var. Cumhuriyet Halk Partisi, paralel yapı tarafından kurtarılmak isteniyor. Hem siyasi bir rakip olarak sunmaya çalışıyor hem de bir yerde ayağı sektiğinde kurtarıp ‘hadi koşmaya devam et’ diyor. Bunların hepsi aynı mühendislik karesinin fotoğraflarıdır. YSK, seçimi hakkaniyetli yürütmekle mükelleftir. YSK, seçimde bir siyasi partinin lehine ya da aleyhine karar veremez. Sarıyer sonuçları, Türkiye sonuçları açısından önemlidir. YSK’nın Sarıyer’de yaptığı, seçime hile karıştırmaktır."