AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, terör örgütü PKK’nın AK Parti milletvekillerine yönelik eylem gerçekleştirileceği ve kendisinin de adının geçtiği iddialarına cevap verdi. Çelik, “BDP, PKK’nın yedeğinde siyaset yapmaktan vazgeçsin” dedi.
Genel Başkan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Başkanlığı’nda gerçekleştirilen Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının sona ermesinin ardından basın toplantısı düzenleyen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, “Terör örgütü PKK, CHP’li Hüseyin Aygün’ü kaçırdı. AK Parti Milletvekillerine de bu yönde bir eylemde bulunulacağı ve sizin de isminiz geçtiği iddiaları var. Size bu yönde bir bilgi geldi mi, tedbirler alındı mı?” sorusuna, Çelik, “Bu bilgiler bana geldi. Bu yönde tedbirler alındı. Ben, daha önce yaptığım basın toplantılarında da katıldığım canlı yayınlarda da şunu söylemiştim, terör örgütü PKK ve bunun uzantıları, maraza çıkarmayan Kürt’ü Kürt saymıyor. Kürtçü olmayan Kürt’ü Kürt saymıyor ve diyor ki Kürtlere benim gibi Kürt olacaksın yada sana hayat hakkı tanımıyorum diyor. Bizim devletimiz, milletimiz, bütün Türkiye’yi, bütün toplumumuzu doğusuyla batısıyla her türlü şer cephesine ve terör örgütüne karşı halkımızı, devletimizi, milletimizi korumalıyız. Ama bence bugün en önemli görev ve vazifelerimizden birisi Kürtleri PKK’ya karşı korumaktır. Çünkü hatırlayın Kemal Burkay yurt dışından geldi PKK’nın hoşuna gitmeyecek bazı laflar etti ve tehdit edildi. Orhan Miroğlu hoşlarına gitmeyen bir şey hemen tehdide maruz kaldı. Leyla Zana hoşlarına gitmeyecek bir iki şey söyledi yıllarca onların içinde olmasına rağmen hemen ağzına biber sürdüler” dedi.
Kendilerinin tavırlarından her türlü ırkçının rahatsız olabileceğini söyleyen Çelik, kendilerinin yaptığı konuşmalardan ve hükümet olarak yaptıkları icraatlardan uçlardaki insanların hoşlanmadığının altını çizdi. Yapılanlardan Türkçü ırkçıların da Kürtçü ırkçılarında hoşlanmadığını belirten Çelik, bunun kendileri için doğru yolda olduğunu gösterdiğini kaydetti.
“BDP, PKK’NIN YEDEĞİNDE SİYASET YAPMAKTAN VAZGEÇMELİDİR”
“Birileri bizim için kötülük düşünüyor diye, bizim canımızı kastetmedir niyetinde diye, biz bu doğruları söylemekten geri durmayacağız” diye konuşan Çelik, konuşmasına şöyle devam etti:
“Netice itibari ile eğer PKK ve PKK uzantıları barış ve demokrasi kelimelerini bundan sonra kesinlikle kullanmamalıdırlar. Barış kelimesini kirletmeye kimsenin hakkı yoktur. Barış böyle olmaz ve BDP, PKK’nın yedeğinde siyaset yapmaktan vazgeçmelidir. Silahın olduğu yerde siyaset olmaz. Silahın olduğu yerde demokrasi ve demokratik yarışma olmaz. İki güreşçi güreşirken siz bir güreşçinin bacaklarına sopayla vuruyorsunuz. O güreş güreş olur mu? Bugüne kadar hatırlayın bütün doğu ve güney doğuda AK Parti’nin teşkilatları hedef alındı. Ben 2009 seçimlerinden sonra bunları detayları olarak kamuoyuyla paylaştık.”
“BDP, PKK’YI MEŞRULAŞTIRMAYA ÇALIŞIYOR”
Bugünlerde BDP’nin PKK terör örgütünü meşrulaştırmaya çalıştığını belirten Çelik, “PKK terör örgütü, BDP’nin önündeki bütün engelleri ortaya kaldırmaya çalışıyor. Doğu ve güney doğuda BDP’nin bir tane rakibi vardır, o da AK Parti’dir. Saldırılar AK Parti’yedir. Tunceli’de CHP’dir rakibi. Orada da Tunceli CHP milletvekilini kaçırıyor. Niye sayın Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan olmasından sonra, CHP Tunceli’de yüzde 50’nin üzerinde oy almıştır. Bu devam ederse, bundan sonraki seçimlerde BDP’nin oradan belediye başkanı ve milletvekili çıkarması mümkün görünmüyor. İnsanları korkutup, sindirip ve onların mallarına, canlarına zarar verip siz BDP’ye daha fazla manevra alanı açıyorsanız, bunun adı siyaset değildir. Onun için siyaset nezih bir zeminde kaba kuvvetten, şiddetten ve terörden ile terörün gelmesinden arınarak yapılabilir. Ben şahsım Ahmet, Mehmet önemli değil. Ben genel bir kaygıdan söz ediyorum. Ne yazık ki, memleketin gerçeği bu. Tekrar altını çiziyorum, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bu saatten sonra öncelikli görevi, vatanına, ülkesine, ülkesinin birlik ve dirliğine bağlı bu topraklarda farklılıkları koruyarak yaşamaya çalışan ve diğer insanlarla hiçbir derdi problemi olmayan çoğulculuğa ve demokrasiye inanmış olan Kürtleri korumaktır. Aksi takdirde bundan sonraki süreçte çok daha vahim şeylerle karşılaya biliriz. Biz bunu ilgili kurumlarımızla ve Başbakanımızla bunları paylaşıyoruz” diye konuştu.
“326 MİLLETVEKİLİ TORNADAN ÇIKMIŞ TEK TİP MALZEME DEĞİL”
Başka bir gazetecinin gündemin yoğun olduğunu ve AK Parti’den farklı seslerin çıktığını sorması üzerine ise Çelik, bir kişinin konuşmasını partinin tüzel kişiliğini bağlaması için, o partinin yetkili ağızlardan çıkmasının gerektiğini ve onlar tarafından ifade edilmesi gerektiğini söyledi. AK Parti’nin 326 milletvekili olan siyasi parti olduğunu ve 326 milletvekilinin tornadan çıkmış tek tip malzeme olmadığını söyleyen Çelik, “Arkadaşlarımızın farklı farklı görüşleri olabilir. Bu görüşler sizi de rahatsız edebilir, başlarını rahatsız edebilir ve bizi de rahatsız edebilir. Biliyorsunuz Avrupa İnsanları Mahkemesi Sözleşmesinin 10. maddesinde düşünce özgürlüğü tanımlanırken rahatsız edici, alt üst edici olabilir, ama bu düşünce özgürlüğü kapsamındadır. Her farklı söz söyleyen milletvekilimize bir disiplin işlemi yapmamış söz konusu olamaz. Ama bu onların bireyler görüşleridir ve onların şahıslarını bağlar. Sayın Ali Boğan’ın Muğla’da imam hatipler ile ilgili söylediği sözler şahsına bağlıdır. Sayın Şamil Tayyar’ın Gaziantep’teki olaylardan sonra söyledikleri de onların şahsını bağlar. Nitekim partimizin lideri Başbakan ilgili hükümet sözcüsü, parti sözcüsü ve diğer görevlendirilmiş arkadaşlarımız bugünü kadar bu arkadaşları teyit eden bir ifadede bulunmadığı gibi bu arkadaşlara nakseden açıklamalar yapmışlardır. Dolayısıyla CHP’ye de sesleniyorum buradan. Kendi milletvekilleri aykırı bir şey söylediği zaman o onun şahsını bağlar diyorlar. Fakat AK Partili milletvekili aykırı bir şey söylerse ve buda onların hoşuna giderse, onu sakız gibi sabah-akşam çiğnemeye devam ediyorlar. AK Parti’nin ilkeleri doğrultusunda bugüne kadar büyük bir önem verilmiştir, bundan sonrada verilecektir. Arkadaşlarımızın şahsi beyanları kendilerini bağlar. Biz disiplinli bir partiyiz. Peki bu arkadaşları ikaz etmiyor musunuz? diye sorarsanız, bunlar ilgili insanlar tarafından ikaz edilmiştir ve edilmeye devam edilecektir. Birisi bir fikrini söyledi diye kimse onu asmamızı beklemesin” diye konuştu.
“BDP’LİLERİN TERÖRİSTLERLE KUCAKLAŞMASI”
Milliyetçi Hareket Partisi’nin dokunulmazlıkların kaldırılması için başlattığı çalışmanın toplantıda görüşülüp görüşülmediği sorusuna Çelik, “Dokunulmazlıklarla ilgili MHP’nin vermiş olduğu Anayasa Değişikliği ile ilgili Kanun teklifi, Uzlaşma Komisyonu tarafından ele alınması gereken bir meseledir. Bu konuda zaten TBMM yeni bir Anayasa yapmak üzere bunun içerisinde dokunulmazlıklarda dahildir, yeni Anayasa hazırlama ve bütün partilerin temsilcilerinin bir Uzlaşma Komisyonu vardır. Bu Uzlaşma Komisyonu bu meseleyi ve MHP’nin talep ettiği ilgili fasıl geldiği zaman bu meselede orada değerlendirilecektir. Bu Şemdinli’de teröristlerle kucaklaşan milletvekilleriyle ilgili olarak da sorular soruluyor. Mahkeme bununla ilgili süreci başlatmıştır. Bu konuda fezleke hazırlanacaktır. Fezleke TBMM’ye geldiği zaman mahkemenin tespitleri doğrultusunda TBMM bir irade beyanında elbette bulunacaktır” diye konuştu.
“KAÇIRILAN GAZETECİNİN DURUMU”
Suriye’de kaçırılan Türk Gazeteci Cüneyt Ünal’ın son durumu hakkında da bilgiler veren Çelik, konuşmasına şöyle devam etti:
“Beşşar Esad yönetiminin kara yüzünü gösteren başka bir örnektir. Basına yansıyan görüntülerde, gazeteci arkadaşımızın işkence gördüğü ve ciddi bir travma geçirdiği anlaşılıyor. Bununla ilgili olarak Dışişleri Bakanlığı üzerine düşeni bütün diplomatik kanalları kullanarak arkadaşımıza sahip çıkmaya ve ülkesine, ailesine sağ selamet dönmesi için büyük bir gayret gösteriyor. Ümit ediyorum, daha önceki iki gazetecimiz gibi oda sağ selamet ülkesine ve sevenlerine kavuşur.”
“ARINÇ VE ÇİÇEK’İN MUHTIRA POLEMİĞİ”
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek’in ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç arasında yaşanan ‘muhtıra’ polemiğini de cevap veren Çelik, TBMM Başkanı Çiçek’in kendisinin ağabey olarak kabul ettiğin bir insan olduğunu ve Çiçek’in böyle bir beyanda bulunmasını önemsediğini söyledi. TBMM olsa bile kendilerinin eleştiri yapmayacağı anlamına gelmeyeceğinin altını çizen Çelik, Bülent Arınç’ın eleştirilerinin de bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Arınç’ın yaptığı açıklamalarda ‘muhtıra’nın ne anlama geldiğini söylediğini ve kendisinin de bir edebiyatçı olarak muhtıranın bir terim olarak karşılığının olduğunu belirtti. ‘Muhtıra’ kelimesinin bugünkü karşılığının hatırlatma olduğunu kaydeden Çelik, “TBMM’nin bütün topluma, teröre karşı ortak tavır takınılmasını istemesi ve böyle bir davette bulunması herkesin terör karşısında hassas olmaya davet etmesi toplum için bir hatırlatmadır. Sayın Bülent Arınç’ın diğer türlü ‘muhtıra’ anlamına gelen bir ifade kullanmasını ihtimal vermiyorum” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN HER KİLOMETRE KARESİNE DEVLET HAKİMDİR”
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Şemdinli ve Çukurca arasındaki 400 kilometrelik bir mesafenin PKK terör örgütünün kontrolünde olduğu yönünde açıklamalarının hatırlatılması üzerine ise Çelik, şunları kaydetti:
“Öyle anlaşılıyor ki, o da sayın Genel Başkanının temennisidir. Böyle bir konu söz konusu değil. Ama demek ki, böyle bir şeyi temenni ediyor olabilir. Sayın Başbakan ülkeyi yöneten birici derecen yöneten bir insandır. Şuanda yürütmenin başında olan insandır. Bu konularda biz yetkili insanların söylediklerini itibar etmek zorundayız. Bunun aksini isbatlamanız lazım. Lice’de terör örgütü yola inip insanları kaçıra biliyorlar. Terör eylemi yapılıyor diye eğer siz onların kontrolü şeklinde bir tanımlama yaparsanız bu bana göre temennidir. Şunu derseniz ki, bölgede çatışma var ve bir taraftan orada yatırımlarda var. Müteahhitler orada gidip işlerini yapamıyorlar ve bu doğrudur. Çatışmanın olduğu yerde siz oradaki insanları riske atarak, bir taraftan ekonomik faaliyetlere devam edin ve bizde burada savaşçılık oyunu oynayalım diyemezsiniz. O insanların güvenliği sağlanır ve orada gereken tedbirler alınır, faaliyetler başlar. Kastedilen buysa o ayrı bir olay. Türkiye’nin her kilometre karesine devlet hakimdir. Ama terör Türkiye’nin bir gerçeğidir ve bugünün olayı değil, 30 yıldır maalesef biz bu musibetle karşı karşıyayız.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz