AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, "Kemal Kılıçdaroğlu'na sesleniyorum, bugün kullandığın o çukur dilinle söyleminle ve üslubunla ne kadar konuşursan konuş, Cumhurbaşkanımızın ailesine uzattığın o çirkin dil ve söylemi sana iade ediyoruz. AK Parti'ye karşı kullandığı o çirkin dili ve söylemi bin kere sana iade ediyoruz. Biz sükunetimizi bozmadan, asla tahrik olmadan gündemimizi ve Türkiye'ye dahil hayallerimizi muhafaza ederek biz yolumuza devam edeceğiz ama sen Türkiye düşmanı güçlerle birlikte işbirliği yapmış siyasi bir aparat olarak siyasi tarihimizin çöplüğündeki yerini alacaksın." dedi.
Ünal, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik saldırıların, hakaretlerin tek gerekçesinin milletin tasavvur ettiği bağımsız ekonomi, bağımsız savunma sanayi ve bağımsız Türkiye idealini engellemek olduğunu belirtti.
Söz konusu saldırı ve hakaretleri yapanların, bunu başaramayacağını anlatan Ünal, "Hangi oyunu oynarlarsa oynasınlar, hangi düşmanlarla işbirliği ederlerse etsinler bu coğrafyadaki kimsesizlerin ve mazlumların adeta umudu haline gelmiş Recep Tayyip Erdoğan'a kiminle birlikte saldırırlarsa saldırsınlar biz Recep Tayyip Erdoğan ile yolumuza devam edeceğiz." diye konuştu.
Milletin, Gezi olaylarında, 17-25 Aralık'ta ve 15 Temmuz'da neler yapılmak istendiği gördüğünü vurgulayan Ünal, "Basit bir soru soruyorum, bugün CHP kimin yanındadır? Türkiye düşmanlarının, Türkiye karşıtı lobilerin, 15 Temmuz'u gerçekleştiremedikleri için Recep Tayyip Erdoğan'a kinleri katbekat artmış grupların, güçlerin yanındadır bugün CHP." ifadesini kullandı.
Ünal, milletin bu durumu gördüğünü belirterek, şunları söyledi:
"CHP istediği kadar bizi sabote, provoke etmeye, hakaretleriyle istediği kadar bizi tahrik etmeye çalışırsa çalışsın, buradan Kemal Kılıçdaroğlu'na sesleniyorum, bugün kullandığın o çukur dilinle söyleminle ve üslubunla ne kadar konuşursan konuş, Cumhurbaşkanımızın ailesine uzattığın o çirkin dil ve söylemi sana iade ediyoruz. AK Parti'ye karşı kullandığı o çirkin dili ve söylemi bin kere sana iade ediyoruz. Biz sükunetimizi bozmadan, asla tahrik olmadan gündemimizi ve Türkiye'ye dahil hayallerimizi muhafaza ederek, biz yolumuza devam edeceğiz ama sen Türkiye düşmanı güçlerle birlikte iş birliği yapmış siyasi bir aparat olarak siyasi tarihimizin çöplüğündeki yerini alacaksın. Bizi tahrik, provoke edemeyeceksin, kin ve nefret diline ortak olmayacağız. Bu ülkeyi bölmek için kullandığın '20 Temmuz darbesi' gibi bir uydurmaya bu millet itibar etmiyor. Senin o bölücü dilinle'Sarayın darbesi-halkın darbesi, sarayın polisi-halkın polisi' gibi o çirkin, bölücü ifadelerine bu millet itibar etmeyecektir. 15 Temmuz'u itibarsızlaştırmak için kullandığın o 'kontrollü darbe' söylemine bu millet itibar etmedi ama bu millet senin kontrollü kaçışını da unutmadı. FETÖ'cülerin yargılanma sürecinde Türk yargısına yaptığın saldırıları ve itibarsızlaştırmayı bu millet unutmayacaktır. Bu aziz millet kendi iradesiyle, kendi seçimini yaparak yoluna devam edecektir. Biz de Recep Tayyip Erdoğan ile bu millete hizmetkar olmaya devam edeceğiz ama sen bu milletin siyaset tarihinde bir çöp olarak yerini alacaksın."
Bu tarz bir siyasete cevap vermek zorunda kalmaktan muzdarip olduğunu belirten Ünal, siyasetin nezaket, iyi niyet, milletin, toplumun taleplerini ve ihtiyaçlarını alıp devlete taşımak anlamına geldiğini ifade etti.
Karşılarında düşmanlık yapan, iyi niyetli olmayan ve Türkiye düşmanı güçlerin aparatlığını yapan yapının bulunduğunuanlatan Ünal, "Bunlara da gereken şeyleri söylemek bizim siyasi sorumluluğumuzdur." diye konuştu.
- "Bırakın bir tehdit ya da şantajı, nezaketsizlik bile sadır olmamıştır"
Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtlayan Ünal, Edip Uğur'un hem Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Başkanlığından hem de AK Parti'den istifa etmesine yönelik değerlendirmesinin sorulması üzerine, siyasi riskin olduğu yerde keyfiliğin olmadığını belirtti.Anti demokratik uygulamaların, keyfiliğin olduğu yerlerde söz konusu olacağını ifade eden Ünal, AK Parti'nin kendi değişiminin siyasi riskini alarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasete dönmesi ve genel başkan olmasıyla kendisini 2019'a Türkiye'yi de 2023'e hazırladığını bildirdi.
"Dolayısıyla bu süreçte Cumhurbaşkanımız demokratik bir hakkı olan 'istifaya çağırma' hakkını kullandı." diyen Ünal, "Genel Başkanımız, büyükşehir belediye başkanları ve diğer belediye başkanları için bir istişare ile böyle bir çağrıda bulundu." diye konuştu.
Yerel yönetimlerle ilgili dört temel denetimin olduğunu, idari ve hukuki denetimi İçişleri Bakanlığının, mali denetimi Sayıştay'ın yaptığını aktaran Ünal, "Aynı şekilde belediye meclisinin yaptığı denetim vardır. Bir de ilgili siyasi partinin siyasi ve sosyolojik olarak yaptığı bir denetim vardır. Dolayısıyla genel başkanın kendi belediye başkanına istifa çağrısında bulunması demokratik meşruiyete uygundur." değerlendirmesini yaptı.
Ünal, bu süreçte çağrıya uyan İstanbul, Ankara, Bursa, Düzce ve Niğde belediye başkanlarının istifa ettiğini anımsatarak, şöyle devam etti:
"Bu istifalarla ilgili de kendileri bizim yol arkadaşımızdır. Giden de gelen de bizim için aynı değerdedir. Bunları da kamuoyuyla paylaştık. Aynı zamanda şunun da bilinmesini isteriz ki bu süreç zarfında biz AK Parti siyaseti olarak her bir arkadaşımızı bir nefer, makam ve mevki sahibi değil, sorumluluk ve görev sahibi olarak görürüz. O yüzden kimse bizde makamına ve mevkisine takılıp kalmaz. Kendisini görev ve sorumluluğuyla tanımlar. Bundan sonraki süreçte de diğer AK Parti ile yolunu devam ettiren belediye başkanlarımız tabii ki farklı görev ve sorumluluklarda bizimle birlikte yollarına devam edecekler. Sayın Edip Uğur, AK Parti'den de ayrılmayı tercih etti. Bizim bu süreçteki görüşmelerimiz, Genel Başkanımız ve Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Erol Kaya'nın koordinasyonunda devam etti. MYK ve MKYK'daki istişareler, ilgili ildeki teşkilatlarımızla kadın kolları, gençlik kolları, ana kademe istişareler, Genel Başkan Yardımcımızın koordinasyonunda devam etti. Biz hiçbir belediye başkanımızla ilgili en ufak bir tehdit ya da onlara dönük herhangi bir şantaj dili kullanmadık. Daha önce de bunu ifade ettik. Biz arkadaşlarımızla istişare ederiz. Arkadaşlarımıza kötülük bir tehdit söz konusu olamaz. AmaBalıkesir ölçeğinde bazı haddini bilmezlerin durumdan vazife çıkaranların Sayın Edip Uğur'a dönük böyle bir terbiyesizliği, hadsizliği olmuşsa bu konuda da Sayın Edip Uğur'un tabii ki hakkını araması ve bu kişilere karşı varsa gerekli hukuki yollara başvurması gerekir. Bizim ne Genel Başkanımızın ne Genel Başkan Yardımcımızın süreci yöneten, koordinasyonu yürüten Genel Başkan Yardımcımızdan herhangi bir şekilde asla bırakın böyle bir tehdit ya da şantajı nezaketsizlik bile sadır olmamıştır."
- "12 Eylül 2018'de büyük kongremizi gerçekleştirmeyi planlıyoruz" Bir başka gazetecinin, "Yerel yönetimlerde başka istifa taleplerinin de olacağı" iddialarını hatırlatması üzerine Ünal, "Şu an itibarıyla biz daha çok kongrelerimize odaklanmış durumdayız. Dolayısıyla yerel yönetimlerle ilgili değerlendirmelerimiz şu an itibarıyla tamamlandı ama bundan sonra yeni değerlendirmeler olmayacağı anlamına gelmiyor." karşılığını verdi.Parti olarak kongrelere odaklandıklarını yineleyen Ünal, şunları söyledi:
"Çünkü kasım ayı içerisinde hem bazı il kongrelerimizi de gerçekleştireceğiz ve 2017 içerisinde büyük oranda biz il kongrelerimizi tamamlayıp, büyük şehirlere başlamak istiyoruz. Muhtemelen tarih değişebilir ama 12 Eylül 2018'de biz büyük kongremizi gerçekleştirmeyi planlıyoruz."
(Bitti)