Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD ile Suriye sınırları boyunca güvenli bölge oluşturmaya yönelik görüşmeler ne şekilde sonuçlanırsa sonuçlansın Fırat'ın doğusundaki terör koridorunu paramparça etmekte kararlı olduklarını vurguladı.
AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Erdoğan, gelecek dönemde mevcut eksiklikleri gidererek ve hataları düzelterek yollarına devam edeceklerini belirtti.
Erdoğan, Fırat'ın doğusunda terör koridorunun oluşmasına izin vermeyeceklerinin altını çizerek, "ABD ile Suriye sınırları boyunca güvenli bölge oluşturmaya yönelik görüşmeler ne şekilde sonuçlanırsa sonuçlansın Fırat'ın doğusundaki terör koridorunu paramparça etmekte kararlıyız." dedi.
Türkiye'ye yönelik gizlenemez hale gelen Avrupa ve ABD ambargolarının ve bölgeye yığılan on binlerce tır dolusu silah ve malzemenin kendilerini terör sorununu çözmekten alıkoyamayacağını söyleyen Erdoğan, "Ne yapılması gerekiyorsa bunu yapıyoruz ve yapacağız. Bunun için de bir yerlerden izin almamıza ihtiyacımız yok. Biz kendi göbeğimizi kendimiz kesmesini biliriz. Bugün bölgedeki yabancı güçlere güvenerek kabadayılık yapanlar yarın ya toprağın altına girecek ya da zillete razı olacaktır." diye konuştu.
Erdoğan, Suriye'nin kuzeyindeki Kürt, Arap ve Türkmenlere seslenerek, "Hep birlikte bu PYD denen iş birlikçi, zalim örgütü bir an önce tasfiye edelim. Suriye'nin huzura, güvenliğe, feraha kavuşmasının ilk ve önemli şartı PYD denen bu kiralık katil sürüsünü ortadan kaldırmaktır." ifadelerini kullandı.
Türkiye'de yaşayan Suriyelilerden 330 bininin Türkiye'nin güvenlik altına aldığı bölgelere geri döndüğünü belirten Erdoğan, "Artık oralarda kapasitenin dolduğunu biliyoruz. Daha fazla Suriyeli kardeşimizin evlerine dönüşünü sağlamak için Münbiç ve Fırat'ın doğusunu süratle güvenli hale getirmemiz gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
- "PYD'ye on binlerce tır dolusu silah ve mühimmat ücretsiz veriliyor"
Erdoğan, İdlib'de de istikrarı sağlamak mecburiyetinde olduklarını dile getirerek, şöyle konuştu:
"Ne rejimin ne ABD'nin ne de Avrupa'nın böyle bir derdi olmayabilir ama bizim buna acil ihtiyacımız var. Dünyanın hiçbir ülkesi, kendi nüfusunun yüzde 5'i kadar sığınmacıya yıllar boyunca ev sahipliği yapmamıştır, yapmaz. Türkiye dışarıdan ciddi hiçbir destek almamasına rağmen bu fedakarlığı sergileyerek tüm insanlığın vicdanını ve ahlakını kurtarmıştır.
Bunlar lafa geldiği zaman 'Çok iyisiniz, tebrik ederiz, bu kadar mülteciyi hakikaten Türkiye'de besliyorsunuz.' diyorlar. Tamam da siz de yapabileceğiniz, söz verdiğiniz parasal destekleri verin. 'Verdik, veriyoruz, vereceğiz', hep böyle diyorlar. Batı bu ama biz Batı değiliz, biz farklıyız. Özellikle Avrupa'nın bu konuda Türkiye'ye çok büyük borcu olduğunu kimse inkar edemez. Bu gerçeklere rağmen PYD'ye on binlerce tır dolusu silah, mühimmat, her şeyi ücretsiz veriyorlar. Kime veriyorlar? Terör örgütüne, PKK ve yandaşlarına. Kim veriyor? Bizim stratejik müttefikimiz olarak görünenler veriyor."
- "Obama döneminde bize verilmesi gerekenleri alamadık"
Erdoğan, Türkiye'ye, almak istediklerinin parası karşılığında dahi verilmediğine ama stratejik müttefik olarak görülenlerin terör örgütlerine silah ve mühimmatı ücretsiz verdiğine dikkati çekerek, "F-35 ile ilgili biz 1 milyar 400 milyon dolar ödeme yapmışız. Şu ana kadar 4 taneyi ABD'de pilotlarımıza teslim ettiler ve ülkemize gelmesine müsaade etmiyorlar. Ondan sonra 'Patriot'u niye bizden almadınız da gidip S-400 aldınız?' diyorlar. Biz yaptığımız sözleşmeye uyarız. Biz, Sayın Obama döneminde, bize verilmesi gerekenleri alamadık. 'Kongre müsaade etmedi' dediler. Buradan ABD'nin Kongresine sesleniyorum, biz Obama döneminde Patriot almayı arzu ettiğimiz zaman siz vermediniz. Sayın Trump döneminde şimdi yine engel olmaya çalışıyorsunuz. Biz paramızla almak istiyoruz, vermiyorsunuz. O zaman biz ne yapacağız. Kim verirse ona gideceğiz." şeklinde konuştu.
Rusya ile her türlü anlaşmanın yapıldığını ve S-400 alındığını hatırlatan Erdoğan, "Biz, size 'Aldık ama siz yine de verecekseniz sizden de Patriot alırız.' dedik ama yine vermediniz. Hala vermiyor, farklı farklı öneriler getiriyorsunuz ve 'Kongre müsaade etmiyor' diyorsunuz. Biz şu anda bütün tedbirlerimizi en ideal şekilde almak durumundayız ve alacağız. F-35 vermiyor musunuz? Peki, kusura bakmayın, biz o konuda da yine tedbirlerimizi alırız, başka yerlere döneriz. Bu konuda çalışmalarımızı yaptık, yapıyoruz." dedi.
Erdoğan, 82 milyon vatandaşı olan Türkiye'nin eli bağlı duramayacağını belirterek, "Türkiye'de Bay Kemal veya dirsek temasında olan adamları yok. Türkiye'de AK Parti var. Türkiye'de Cumhur İttifakı var ve Cumhur İttifakı olarak güçlü bir şekilde yolumuza devam ediyoruz." ifadelerini kullandı.
- "Sondaj gemilerimizin bölgede çalışmasından beyler rahatsız"
Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki meşru haklarını kullanmasını engellemeye yönelik akıl ve hukuk dışı girişimlerin Avrupa'nın Türkiye'ye bakışı konusundaki tereddütleri artırdığını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Artık kendimize ait 2 sondaj gemimiz var. Orada aramaları yapan bize ait gemilerimiz var. Onların bölgede çalışmasından beyler rahatsız. Niye? Burada biz uluslararası hukuk neyi gerektiriyorsa, deniz hukukuna göre atmamız gereken adımları attık ve atıyoruz. Kıbrıs'ta bizim soydaşlarımız var ve orada biz sıradan bir ülke değiliz. Kıbrıs'ta biz garantör ülkeyiz. Türkiye, Yunanistan, İngiltere garantör ülke, Avrupa Birliği adeta bir gözlemci ama hiçbir zaman da üzerine düşeni yapmamıştır."
Erdoğan, Avrupa Birliği'nin Burgenstock görüşmelerinde gözlemci olarak bulunduğunu hatırlatarak, "Kamuoyu araştırması, referandum ile ilgili karar çıktığında, Kıbrıs'ta yapılan bu referandumda Türkler Burgenstock kararına yüzde 65 'evet', karşı taraf ise yüzde 75 'hayır' dedi. Yüzde 75 'hayır' diyeni Avrupa Birliği'ne aldılar, Kuzey Kıbrıs'taki kardeşlerimizi dışarıda bıraktılar. Mali destek sözleri vardı. Onu da yerine getirmediler. Siz busunuz. Hiçbir zaman sözlerinizi tutmadınız. Aynı şeyi şu anda maalesef F-35 konusunda da sürdürüyorlar. Böyle bir adım atılırsa, biz bir kabile devleti değiliz, bir kabile hiç değiliz. Biz 2 bin yıllık tarihe sahip bir Türkiye Cumhuriyeti devletiyiz."
(Sürecek)