Ak Parti İstanbul Milletvekili Boyraz’dan Abdülhamid Han’a Saldıranlara Tepki

AK Parti İstanbul Milletvekili Osman Boyraz, “1878’de kapatılan meclis, Mustafa Reşit ile yapılanan ve iç...

AK Parti İstanbul Milletvekili Osman Boyraz, “1878’de kapatılan meclis, Mustafa Reşit ile yapılanan ve iç dinamikleri dış güçler tarafından oluşturulan, Osmanlı’daki paralel devlet anlayışının bir tezahürüdür; dönemin şartlarına nispetle kapatılması doğru ve yerinde alınmış bir karardır. Bu karar üzerinden Abdülhamid Han’ı faşistlikle itham edenlerle Sayın Cumhurbaşkanımızı otoriterlikle itham edenler aynı kaynaktan ve aynı kulisten beslenen sefaret sığıntılarıdır” dedi.AK Parti İstanbul Milletvekili Osman Boyraz, Sultan Abdülhamid Han’ın doğum günü dolayısıyla bazı gazete köşelerinde çıkan yazılara tepki gösterdi. Tarihin bir milletin, hakikatler önünde kendiyle hesaplaşması olduğunu belirten Boyraz, “Bu hesaplaşma, ilim namusuna ve ilim adamlığı haysiyetine sahip tarih kuramcılarının önderliğinde belgelerle, vesikalarla temyiz ve tescil edilerek kıymet hükmüne bağlanacak bir faaliyet olmalıdır. Şahıslar ve münhasır olaylar üzerinden, tarafgir bir üslupla ideolojilerin dolgu malzemesine dönüştürülmemelidir. Tarih kuramcılarımızın olmayışı, referansı müsteşrikler olan akademisyenlerimiz ve ideolojilere tamtamlık yapan sözde entelektüellerin ırk methiyesi veya şahıs zemmiyesi haline getirdiği tarih anlayışı ile maalesef bizde tarih, ideolojik bir kuram haline dönüşmüştür. Acıdır ki böylelikle, tarih yapan ama tarihini yazamamış bir millet olarak da tarihteki yerimizi almış olduk” ifadelerini kullandı.“Abdülhamid Han’ı faşistlikle itham edenlerle Sayın Cumhurbaşkanımızı otoriterlikle itham edenler aynı kaynaktan ve aynı kulisten beslenen sefaret sığıntılarıdır”“Doğum gününde cennetmekan Abdülhamid Han’ı anma kastıyla yapılan toplantılar, ilgili gazetelerin köşelerinde karalama çalışması yapan, hakikatleri ve milli vicdanı karalamaya memur ideoloji tamtamlarının kopardığı yaygaralarla sabote edilmek istenmiştir” diyen Boyraz, şöyle devam etti:“Bu cehaletname yazarları, Abdülhamid Han’ın şahsında, indi ve ideolojik bir üslupla 33 yıllık Osmanlı tarihini istibdada mahkum ederken, hiçbir tarihi vesikaya ve delile iltifat etmedikleri gibi; alınan siyasi kararları ve ortaya konulan politikaları eş zamanlı düşünecek bir idrak konforuna haiz olmadıklarını da tescil ettirmişlerdir. Kelimeden ideoloji türeten bir cehaletle, 1878’de kapatılan meclisi gerekçe gösterip Ulu Hakan’ı faşistlikle itham eden; itham etme ihtirasını küfür infialine dönüştüren, kenarın karalamacıları, boyunlarındaki ideoloji çıbanına mahkum bir zavallılık içinde aya ve ayın on dördü gibi parlak hakikatlere bakma iradesini gösterememişlerdir. Unutulmamalıdır ki 1878’de kapatılan meclis, darbecilerin meclisidir. Abdülaziz Han’ı katledenlerin meclisidir. Boynunda ilgili kulis ve ideolojilerin zillet çıbanını taşıyan, köşenin köşe dönmeci karalamacıları, kafalarını kaldırıp 2 yıl öncesine bakamazlar çünkü enselerinde büyüttükleri cehalet çıbanı canlarını acıtır. Abdülaziz Han’ı katlederek devletin başına temyiz kudretine dahi sahip olmayan V. Murad’ı getiren katillerin açtırdığı meclis hangi milletin iradesini temsil eder? İlk iş ve icraatı Rusya’ya harp ilan ederek devleti parçalanmaya sürüklemek isteyen meclis kimin menfaatlerini kollardı? 15 Temmuz gecesi FETÖ örgütünün tertiplediği kalkışma sonucu maazallah Sayın Cumhurbaşkanımız katledilseydi ve ilgili yapı, maksadına ulaşarak bir meclis teşekkül ettirmiş olsaydı o meclis millet iradesini mi temsil ediyor olacaktı? 1878’de kapatılan meclis, Mustafa Reşit’le yapılanan ve iç dinamikleri dış güçler tarafından oluşturulan, Osmanlı’daki paralel devlet anlayışının bir tezahürüdür; dönemin şartlarına nispetle kapatılması doğru ve yerinde alınmış bir karardır. Bu karar üzerinden Abdülhamid Han’ı faşistlikle itham edenlerle Sayın Cumhurbaşkanımızı otoriterlikle itham edenler aynı kaynaktan ve aynı kulisten beslenen sefaret sığıntılarıdır. Her seferinde Osmanlı’yı istibdatla itham edenler bilsin ve bilinmelidir ki; ‘Medeniyetler ancak hürriyetle ortaya çıkar.’ Üç kıtada yükselen eser ve mefahirleriyle kurduğumuz medeniyet, yaşadığımız ve yaşattığımız adaletin, hürriyetin birer tescil vesikalarıdır. Görenedir hakikat, görene, köre nedir hakikat? Köre ne...”

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: