Erken seçim kararının alınması ile birlikte, kampanya hazırlıkları için düğmeye basan AK Parti yönetimi, sahada kullanacağı argümanları da belirleyeme başladı. Seçim kampanyasını “Yürütmede ve yasamada iktidar” eksenine oturtacak olan AK Parti, Meclis'te çoğunluğun elde edilmesinin önemini vurgulayıp, “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan'a, milletvekilli seçimlerinde başka partiye oy verilebilir” şeklindeki görüşün yanlış olduğunu savunacak.
Odatv'nin haberine göre; Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta AK Parti milletvekilleri ile yaptığı istişare toplantısında, seçim çalışmaları sırasında, her fırsatta seçmenlerin mühür konusunda uyarılması gerektiğini söylemişti. Erdoğan, yeni dönemde Meclis'te her zamankinden daha fazla çoğunluğa ihtiyaçları olduğunu belirterek, tek bir oyun bile kıymetli olduğuna dikkat çekmişti. AK Parti kurmayları, sandıktan 'Yasamada da iktidar' çıkmasının önemine dikkat çekerek, "Sadece Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanıp, yürütmede iktidar olunması yetmeyecek. Bu durum Meclis'e yansımazsa, büyük problem olur. Meclis kilitlenir. Yüzde 50+1 hedefi hem Meclis için, hem Cumhurbaşkanlığı seçimi için geçerli" değerlendirmesini yaptı. Bu kapsamda seçim kampanyasında, yeni hükümet sisteminin 'Dört dörtlük' işlemesi için 'Yasama iktidarının' şart olduğu argümanını kullanacak olan AK Parti, yeni yönetim sistemi ile yeni bir atılım dönemine girileceğini vurgulayacak.
SIKINTILAR YAŞANABİLİR
Cumhurbaşkanlığı sisteminde hükümetin yasa tasarısı gönderme yetkisi bulunmuyor. Belli konularda kararname çıkartabilecek ancak demokratik hak ve özgürlükler, insan hakları, vergiler gibi konularda yine Meclis yetkili olacak. Meclis'teki çoğunluğun cumhurbaşkanının partisinden olması halinde bir sıkıntı bulunmuyor Türkiye gazetesinden Yücel Kayaoğlu’nun haberine göre; cumhurbaşkanı ile meclisteki çoğunluk partisi farklı olması halinde önemli düzenlemelerin çıkmasında sıkıntılar yaşanabilecek. Örneğin, muhalefet partileri bir araya gelerek demokrasi ve insan hakları ile ilgili çok önemli konularda kanunlar çıkartabilecek. Cumhurbaşkanın çıkardığı kararnameleri etkisiz hale getirmek için kanunî düzenlemeler yapabilecek. Cumhurbaşkanı OHAL ilan ederse bunun Meclis'te reddedilmesi mümkün olabilecek. Ya da OHAL kapsamında yapılan düzenlemeler, TBMM'den çıkarılacak yasalar ile hükümsüz hale gelebilecek. Bütün bu gerekçelerle, AKP yönetimi, seçim meydanlarında yasama iktidarının şart olduğunu belirtecek. Vatandaşın "ben Erdoğan ve hükümete oy verdim" deyip Meclis'te başka bir partiyi tercih etmesi halinde sistemin tıkanabileceği ve krizler çıkabileceği iddiası vurgulanacak.