Bal, Kütahya'daki Zafer Meydanı'nda gazetecilere yaptığı açıklamada, kendisini TBMM'ye, Kütahyalı hemşehrilerinin, dik durması, doğrunun ve haklının yanında olması için gönderdiğini söyledi.
Seçmenlerinin beklentilerini karşılamaya çalıştığını belirten Bal, şöyle devam etti:
"Doktorasını, master eğitimini İngiltere'de yapmış, Harvard Üniversitesi'nde çalışmış, demokrasinin, yönetimin ne olduğunu çok iyi bilen bir insanım. Milletvekilinin ve partinin neler yapması gerektiğini çok iyi biliyorum. Delikanlı Kütahyalılara yakışır bir şekilde, delikanlı gibi vekil olmaya çalıştım, doğruları söyledim. Birileri, vekil olduğumuz için kapıdan girerken paltomuzu vestiyere asar gibi aklımızı, vicdanımızı, fikrimizi de kapıda bırakacağımızı, irademizi ipotek altına koyacağımızı zannetmiş. İdris Bal, delikanlı Kütahyalı'nın delikanlı vekilidir. Hiç kimseye boyun eğmedik, bundan sonra da eğmeyeceğiz. 'Dikkat edin çözüm sürecine' dedik. Kötü mü yaptık? 'Mısır'ı kaybetmeyin' dedik, Kötü mü yaptık? Üç gün önce elçimiz kovuldu. Dershanede, 'Dikkat edin, bu bir millet meselesi, bir neslin geleceği, ülkenin geleceği' dedik. Şimdiye kadar beni Meclis'e gönderen vatandaşlarımızı utandıracak bir şey yapmadık. Baktılar ki bu adam küfretmiyor, yalan söylemiyor. 'Ne yapalım?' dediler. Dershane konusunda tahammülleri bitti. Beni tedbirli olarak Disiplin Kuruluna sevk ettiler."
Bal, 9 konuda ayrı raporlar hazırladığını hatırlattı.
"Arkadaş senin boynunda akrep var diyen mi dosttur yoksa onu bildiği halde saklayan mı dosttur?" diyen Bal, millet, devlet ve hükümet için hayırlı şeyler düşünüp söylediğini dile getirdi.
İl il gezerek başkanlık sistemini anlattığını ifade eden Bal, "Herkesin demokrasi testinden geçtiğini düşünüyorum. Uluslararası programlarımı engellediler, Twitter'da taciz ettiler, gelip kapımızın fotoğrafını çektiler. Sonunda işi iftira atmaya kadar getirdiler, 'köstebek' dediler. Oysa olmadığım bir ortamda nasıl köstebek olabilir, içeridekini dışarıya nasıl sızdırabilirim? Sonunda haberi yapan arkadaş çıktı, 'Yemin ediyorum İdris Bal sızdırmadı' dedi. Bunu bana layık gören partide yer almam. Bundan sonra da her türlü iftiralar gelebileceğini tahmin edebiliyorum. Bu partiden istifa ediyorum" diye konuştu.
İdris Bal twitter'dan AK Partili vekilleri böyle eleştirmişti
Bal, twitter hesabından yaptığı açıklamada dershanelerin kapatılmasını destekleyen AK Parti milletvekillerini eleştirdiği ve
"'Dershanelerin kapatılmasını isteyenler önce çocuklarını dershaneden alsınlar'' dedi. Bal şu mesajları gönderdi:
* 'Dershanelerin kapanmasını isteyenler kendilerine güveniyorlarsa destekçilerine söylesinler yarın çocuklarının kaydını dershaneden silsinler.. Böylece dershaneler boşalır sorun kendiliğinden biter !!!
* Durmadan ifratla tefrit arasında savrulanlar kolay kolay doğruyu bulamazlar.
* Dershanelerin kapatılması gibi antidemokratik bir uygulamaya karşı çıkmak siyasetçiler ve herkes için bir demokratlık testi haline gelmiştir.
* Hakkı ifade etme noktasında sesini çıkarmayan, konuyu medeni bir şekilde bugün ifade etmeyenler halk katında da HAK katında da mesul olacaklar
* Yapılacak bazı yanlış uygulamalar bu millete çok ciddi bedeller ödetecektir. Ne pahasına olursa olsun yanlışa yanlış diyebilmek bir erdemdir. Milleti temsil makamındaki arkadaşlarımız milletin sesine kulak vermeli Allah vicdanlarımıza halkın sesini duyursun. Kulaklar değil vicdanlar bu sesi anlayabilir.
* Türkiye en kritik demokrasi mücadelelerinden birine şahit olmaktadır. Şimdi anlaşılmıyor olsa da yarınlarda konu daha iyi anlaşılacaktır'.
İdris Bal'ın "Sürü müyüz biz?" çıkışı da çok konuşulmuştu
Partisinden istifa eden AK Parti Kütahya Milletvekili İdris Bal "Özgür, hür düşünen insanlarız. Sürü müyüz yani? Vekil olmak her şey değil, önemli olan dik durmak" sözleriyle kendi partisini eleştirmişti
VEKİLLİK HER ŞEY DEĞİL
“Muhtemelen bir savunma vereceğim, ondan sonra bakacağım. Kurulun kararını mı bekleyeceğim, istifa mı edeceğim onu düşünüyorum. İhraç talebi ‘tedbirli’ alındığından AK Parti grup toplantılarına katılamayacağım. Bence en ağırı bu. Hoş bir şey değil. Ama benim için önemli olan halkın ötekileştirmemesi. Özgür, hür düşünen insanlarız. Sürü müyüz yani? Bir partiye girince ceketini, paltonu kapıda asmak gibi o partinin şeklini mi alacaksın? İfade hürriyetin, düşünce hürriyetin olmayacak, her şeyi alkışlayacak mısın? Ben rahatım. Vekil olmak her şey değil. Önemli olan dosdoğru olabilmek, dik durabilmek. Birileri beni vekil yaptı diye doğru bildiğime yanlış demem. Ama iddia ediyorum hiçbir zaman hakaret etmedim, küfretmedim. ‘Çözüm süreci iyi gitmiyor’ demek hakaret mi? Bence bunu söylemek medeni insanın, bir vekilin üzerindeki vebaldir. Onu söylemeyene şaşmak lazım söyleyene değil. ‘Mısır’ı kaybetmeyelim’ dedim, çıkan netice meydanda. ‘Kız-erkek meselelerine dikkat edelim, bu başka tartışmaları getirir. Suç olmayan fiil getiremezsiniz’ dedim. Dershane meselesinin de bir sürü hukuksal, sosyolojik boyutu olacak, hatta demokrasi boyutu olacak. O anki duruşunuza göre size bir şey yakıştırıyorlar. Çözüm sürecinde dikkatli olalım deyip eleştirdiğimizde ben ülkücü müydüm? Gezi meselesinde ben solcu mu oldum? Dediklerimiz palavraysa saçmaladıysak milletin insafına arz ediyorum. Bir sepet, içindeki kıymetli eşyalar kadar kıymetlidir, bir parti de öyledir. ‘Kuzey Suriye ’de bir devletçik kurulabilir, bunlar taban kazanabilir’ demişim, Mart’ta demişim, sonuç ortada, yalan mı demişim? Durduğumuz yer aynı, özür dileyecek bir şey yapmadım. Zaman kimi haklı çıkaracak göreceğiz.”