Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesine ilişkin "Bu, uzun zamandır ilk defa ABD-Türkiye ilişkilerinde ortak frekans yakalayabildiğimiz bir görüşme oldu. PYD/YPG meselesinden FETÖ'ye, ülkemiz aleyhine devam eden davalardan savunma sanayi iş birliğine kadar pek çok hususu enine boyuna konuştuğumuz bu görüşmenin devamını inşallah önümüzdeki günlerde tekrar yapacağız." dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'ndaki yaptığı konuşmada, yoğun gündemi olan bir haftanın geride kaldığını söyledi. Erdoğan, geçen hafta partisinin grup toplantısının ardından kamu ve özel sektör iş birliğinde inşa edilen elektrik üretim tesislerinin toplu açılış töreninin gerçekleştirildiğini hatırlattı.
Yaklaşık 6 bin 90 megavat gücünde, bin 583 tesisin ülkeye kazandırıldığını, yıl sonuna kadar bin 191 tesisin daha devreye sokulacağını bildiren Erdoğan, enerjide dışa bağımlılığı en düşük seviyeye indirmek için yerli kaynakların değerlendirilmesine öncelik verdiklerini belirtti.
Bu noktada yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminde yüzde 31 oranında artış sağlandığını aktaran Erdoğan, yerli kömürün elektrik üretimindeki payının da yüzde 16'ya çıkarıldığına dikkat çekti.
Erdoğan, bu atılımlarla enerji maliyetlerinde ciddi azalma temin edildiğine işaret ederek, "Mesela daha önce kilovat saati 10 doların üzerinde olan güneş enerjisinde, son ihalede 6,99 dolarlık bir rakam ortaya çıktı. Aynı şekilde rüzgarda verilen 3,48 dolarlık teklif de bu alanda bir rekordur. Türkiye bugün yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminde yüzde 32'lik payla Fransa, Almanya, Belçika, Avustralya, Güney Kore, Hindistan, Çin, Rusya ve Japonya gibi ülkelerin de önüne geçti. Hedefimiz, önümüzdeki 10 yıl içinde 10 bin megavat güneş ve 10 bin megavat rüzgar enerjisini devreye almaktır." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çarşamba günü sabah önce İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi İSEDAK'ın 33. Bakanlar Oturumu'nun açılışını gerçekleştirdiklerini anlatan Erdoğan, toplantıda hem İslam dünyasının genel sıkıntıları konusundaki görüşleri katılımcılarla paylaşma imkanı elde ettiğini hem de İSEDAK'ın gelecek dönem çalışmalarıyla ilgili istişarelerde bulunduğunu söyledi.
Türkiye'nin dönem başkanlığını yürüttüğünü İslam İşbirliği Teşkilatı ve İSEDAK gibi platformları daha etkin kullanmanın, Müslümanların meselelerinin çözümüne önemli katkı sağlayacağına dikkati çeken Erdoğan, "Bu konuda maalesef üye ülkeleri yeteri kadar istekli ve gayreti görmediğimizi özellikle belirtmek isterim. İnşallah önümüzdeki dönemde, bu çatı altında arzu ettiğimiz düzeyde iş birliği tesis edebiliriz." dedi.
Çarşamba günü öğleden sonra Rusya'nın Soçi kentinde Türkiye, Rusya ve İran liderlerinin katıldığı üçlü zirveye iştirak ettiğini hatırlatan Erdoğan, zirvede bölgede yaşanan hadiselerin geleceği konusunda önemli istişarelerde bulunulduğunu, kritik kararlar alındığını belirtti.
Astana görüşmelerinin sahada hayata geçirilmesi konusunda üç ülkenin anlayış birliği içinde olmasının, bu zirvenin en önemli sonuçları arasında yer aldığını vurgulayan Erdoğan, "Suriye'de siyasi çözüme dayalı bir barış ikliminin tesisi hususunda çalışmayı, mücadele etmeyi sürdüreceğiz." ifadesini kullandı.
- "Memnuniyet duydum"
Perşembe günü çok anlamlı bir mezuniyet törenine katıldığını anımsatan Erdoğan, "Milli Savunma Üniversitemize bağlı Kara Harp Okulu'muzun 15 Temmuz darbe girişimi sonrasındaki ilk mezuniyet töreninde, teğmenlerimizin ve ailelerinin sevinçlerini paylaştık. Bu törende 15 Temmuz darbe girişiminde ciddi yara alan Türk Silahlı Kuvvetlerimizin göz bebeği eğitim, öğretim kurumlarımızın kısa sürede ayağa kaldırılmış olmasını görmekten memnuniyet duydum." diye konuştu.
Harp okullarının, artık asli görevleri olan Türk Silahlı Kuvvetlerine donanımlı ve kabiliyetli subaylar yetiştirme dışında bir işle uğraşmayacağının altını çizen Erdoğan, şöyle devam:
"Bu okullar herhangi bir grubun, ideolojinin veya kesimin değil Türk milletinin okullarıdır. Esasen harp okullarımızda çok daha önce yapılması gereken köklü bir reformun bu vesileyle hayata geçirilmiş olması ülkemiz adına önemli bir kazançtır. Darbecilerden, cuntacılardan, vesayetçilerden temizlenen Türk Silahlı Kuvvetlerinin hepimizin ordusu olduğunu, bu ordunun şerefli subaylarının da hepimizin subayı olduğunu bir kez daha belirtmek istiyorum."
- "Görüşmenin devamını önümüzdeki günlerde yapacağız"
Cuma günü ise ABD Başkanı Donald Trump ile önemli bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini hatırlatan Erdoğan, "Bu, uzun zamandır ilk defa ABD-Türkiye ilişkilerinde ortak frekans yakalayabildiğimiz bir görüşme oldu. Bu da tabii PYD/YPG meselesinden FETÖ'ye, ülkemiz aleyhine devam eden davalardan savunma sanayi iş birliğine kadar pek çok hususu enine boyuna konuştuğumuz bu görüşmenin devamını inşallah önümüzdeki günlerde tekrar yapacağız." dedi.
Erdoğan, cuma akşamı 9. Cumhurbaşkanlığı Sofrası'nda bir araya geldiği eğitimcilerle samimi sohbet gerçekleştirdiklerini dile getirdi.
Cumartesi günü ise Balıkesir'de Kara Astsubay Meslek Yüksek Okulu mezuniyet töreninde, öğrenciler ve aileleriyle beraber bir araya geldiğini aktaran Erdoğan, "Yine askeri eğitim-öğretim sistemimizin, astsubay eğitim-öğretimi noktasında her şeyin yerli yerine oturmuş olduğunu görmekten de memnuniyet duydum." diye konuştu.
Aynı gün AK Parti Balıkesir Teşkilatı ile mitingi andıran bir toplantı yaptığını söyleyen Erdoğan, pazar günü Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının İstanbul'da düzenlediği Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü toplantısına katıldığını belirtti.
- "Saçmalığın dik alası"
Toplantıda kadınlara yönelik şiddet karşısındaki güçlü duruşu ifade etmenin yanı sıra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, kendisi ve ailesi ile kadınlara ilişkin iftiralarına cevap verme fırsatı bulduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kendisine ya iddialarını ispat etmesi ya da özür dilemesi çağrısını yaptım. Bununla da kalmadım, iddialarını ispat ederse siyaseti bırakacağımı ve Cumhurbaşkanlığından ayrılacağımı, ispatlayamazsa da kendisinden siyaseti bırakmasını beklediğimi ifade ettim. Biraz sonra grup toplantısında güya belge açıklayacakmış. Geçmişte defalarca iddia ettiği yalan ve yanlışlığı, bizimle ilgisi olmadığı defalarca ispatlanmış konuları ısıtıp ısıtıp yeniden gündeme getirecektir. Biliyorsunuz müflis tüccar eski defterleri karıştırırmış. Şimdi yine aynı şekilde bakıyorsunuz yine kendine bir yerlerden bir şeyler gönderiliyor. Onlarla uğraşıyor. Benim çağrım açık, benim yurt dışında milyonlarca dolarlık paralar gönderdiğimi söylüyor. Belgesi var mı? Yok. Meselenin dünürlere kadar götürülmesi zaten saçmalığın dik alası. Bu çağrılarımın beyhude bir uğraş olduğunun farkındayım ama müfterilere meydanı bırakmamak gerektiğini biliyorum."
(Sürecek)
(AA)