Ak Parti Tbmm Grup Toplantısı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 1 Ocak 2012 tarihinden bu bugüne kadar farklı ülkelerin askeri uçakları tarafından Türkiye hava sahasının 114 kez ihlal edildiğini, 5 kez de Suriye helikopterlerinin hava sahasını ihlal ettiğini belirterek, bunlara gerekli uyarıların yapıldığını söyledi. Erdoğan, “Suriye makamları tarafından bunların hiçbiri yapılmamıştır. Uçağımız bir yanlışlık sonucu, bir hata sonucu değil; tamamen kastı mahsusa ile hasmane bir tutumla hedef alınmıştır” dedi.

Başbakan Erdoğan, partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmanın büyük bölümünü Suriye ile yaşanan jet krizine ayırdı. Beşar Esed’le ilgili umutların hep boşuna çıktığını, çünkü Esed’in doğru konuşmadığını belirten Başbakan Erdoğan, “Gelinen noktada Suriye yönetiminin hiçbir meşruiyeti kalmadığı açıktır. Bugün Suriye’de kendi halkını çocuk, yaşlı, kadın, masum, sivil demeden acımasızca, vahşice katleden bir zorba yönetim işbaşındadır” dedi.

Bu ifadelerini bazı köşe yazarlarının sert bulduğunu, ‘Bizim Başbakanımız çok sert’, ‘Çok köşeli konuşuyor’ dediklerini belirten Erdoğan, “Bize gelin özel bir ders verin de nasıl konuşacağımızı da sizden öğrenelim. Sizin köşenizde yaptığınız dalkavukluğu bir Türkiye Cumhuriyeti’nin başında yapamayız. Biz burada hakkı söylemek zorundayız. İstisnalar bir tarafa, kalemleriniz belki belli bir yerlere satılmış olabilir ama bu siyasi irade belli bir yere değil Hakk’a ve halka teslim olmuş bir siyasi iradedir” diye konuştu.

“KİMSENİN MAŞASI, TAŞERONU DEĞİLİZ”

Birlerinin çıkıp ‘Türkiye bu katliamları görmezden gelsin’ dediğini, kendi ülkesine ‘maşa’, ‘taşeron’ gibi ifadelerle hakaret ettiğini belirten Erdoğan, “Cürmü ne kadar yer tutar diye baktığın zaman da bir şey tutmaz. Ama bunları alıp da kaldıranlar, bunlara paye verenler var. Biz kimsenin maşası değiliz; biz kimsenin taşeronu da değiliz. Biz başkalarının kışkırtmasıyla değil, kendi iradesiyle, gücüyle, tarihi ve medeniyetiyle hareket eden bağımsız bir ülkeyiz. En önemlisi biz, Hazreti Ali’nin şu sözünü rehber edinmiş bir ülkeyiz. Ne diyor Hazreti Ali; ‘Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır’. Bizim haksızlık karşısındaki haykırışımızı da farklı yerlere çekenler, şeytanla ortaktır, onlar da dilsiz şeytandır” dedi.

Kimlerin Suriye’nin katliamlarına destek verdiğine, kimlerin sessiz ve tepkisiz kaldığına bakmadıklarını belirten Erdoğan, “Biz Türkiye’yiz, biz büyük bir devletiz, biz kendimizden sorumluyuz. Biz çıkar hesapları yapmadan, sağına soluna bakmadan, ‘ben varım’ diyecek, haksızın karşısında sesini yükseltecek bir milletiz. Suriye’de akan masum sivillerin kanı yeryüzünde bu katliama sessiz ve tepkisiz kalan herkesin eline, yüzüne ve vicdanına sıçrayacaktır. Ama bu ülkenin ve bu milletin eline, yüzüne, vicdanına bu kanın sıçramasına izin vermeyeceğiz. Şam’ın güvenliği Anadolu’dan, Anadolu’nun güvenliği Şam’dan başlar. Bu hissiyatla, omuzlarımızdaki bu mirasla Suriyeli kardeşlerimizin mücadelesini her ne pahasına olursa olsun desteklemeye devam edeceğiz. Suriye halkı başındaki bu zalim diktatörlerden kurtuluncaya kadar da Türkiye olarak, kardeşlerimizle dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE HAVA SAHASI 114 KEZ İHLAL EDİLDİ”

Başbakan Erdoğan, 22 Haziran’da askeri uçağın düşmesi konusunda bazı hususları Türkiye ve dünya kamuoyuna ifade etmek durumunda olduğunu belirterek, saldırıya ilişkin teknik bilgiler verdi. Türk uçağının Suriye karasularında değil, Doğu Akdeniz’de, Suriye’nin 13 deniz mili açığında saldırıya uğradığının kesin olduğunu ve Türkiye tarafından belgelendiğini bildiren Erdoğan, “Uçağımız radarlarımızın testine yönelik önceden planlanmış ve başka hiçbir bölge ülkesine yönelik olmayan bir test görevini tek başına, silahsız ve tanımlanma sistemi açık olarak yapmaktaydı. Uçağımız, Suriye karasularına yanlışlıkla ve çok kısa bir süre için girmiştir. Bu ihlal derhal pilotlarımıza bildirilmiştir, pilotlarımız da hava sahasından çıkmıştır. Uçağımızın saldırıya uğradığı yer ve zaman diliminin ihlalle hiçbir ilgisi yoktur” dedi.

Kamuoyunda teknik detaylara haiz olmayanlar tarafından Türk uçağının Suriye karasularını neden ihlal ettiğinin sorulduğunu ve sorgulandığını belirten Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Dünyanın her yerinde, her sınırda böyle kısa süreli ihlaller yaşanabilmektedir. 1 Ocak 2012 tarihinden bu bugüne kadar farklı ülkelerin askeri uçakları tarafından Türkiye hava sahası 114 kez ihlal edilmiştir. Beş kez de Suriye helikopterleri hava sahamızı ihlal etmiştir. Bunlar kısa süreli ihlallerdir ve gerekli uyarılar yapılmıştır. Yerleşik uygulama ve angajman usullerine göre ülkelerine hava sahasına izinsiz giren yabancı veya tanımlanamayan araçlara radarla keşif, uçakla irtibat kurulması, pilotun uyarılması, cevap alınamıyorsa, gözle tespit ve önleme uçuşu yapılması gibi unsurlar vardır. Suriye makamları tarafından bunların hiçbiri yapılmamıştır. Uçağımız bir yanlışlık sonucu, bir hata sonucu değil; tamamen kastı mahsusa ile hasmane bir tutumla hedef alınmıştır. Suriye yönetiminin, Suriyeli yetkililerin ortaya koydukları tavır, uçağımızın kastı mahsusa ile vurulduğunun, hasmane bir tutumla vurulduğunun en bariz delilidir. Olayın ardından Suriye makamları ve onlarla yapılan telsiz görüşmeleri, çok enteresan, arama kurtarma çalışmaları sırasında Casa tipi bir askeri uçağımıza yapılan taciz ateşi, takınılan tavır, yapılan propaganda, aynı şekilde bu saldırıda kasıt olduğunun ispatıdır.”

Erdoğan, Türkiye’nin bu olayın cereyan ettiği andan itibaren itidal ve soğukkanlılığı elden bırakmadığını ve sabırla hareket ettiğini belirterek, olayla ilgili diplomatik temasların halen devam ettiğini söyledi. Erdoğan, Rusya, Çin ve İran ile görüşüldüğünü belirterek, ABD ve AB ülkeleri ile de görüşmeler yapıldığını söyledi. Uluslararası kuruluşları bilgilendirmeyi sürdürdüklerini belirten Başbakan Erdoğan, “Bu saldırının kasıtlı olarak yapıldığına dair Türkiye ve dünya kamuoyunu bilgilendirme çabalarımız devam edecektir” dedi.