AK Parti’de iki CHP çekincesi

AK Partililerin aklında CHP ile koalisyon formülünde temel soru: “Koalisyonu hangi CHP ile kuracağız?" Al Jazeera’nin görüştüğü AK Partili üst düzey isimler CHP’nin parçalı bir yapısı olduğu ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu yapıyı kontrol etmekte zorluk çektiği görüşünde.

Meclis Başkanlığı seçim süreci tamamlandıktan hemen sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümet kurma görevini ilk olarak Ak Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’na verecek. Davutoğlu Meclis’e giren üç siyasi partiyi de ziyaret edeceğini söyledi. Kapısını çalacağı ilk parti ise CHP olacak.

AK Parti’de yaklaşık 3 haftadır devam eden istişarelerde tıpkı kamuoyunda olduğu gibi iki formül ağırlıklı olarak artı ve eksileri ile tartışılıyor. AK Parti-CHP ve AK Parti-MHP formülü.

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 7 Haziran akşamından bu yana hem AK Partisiz hem de HDP’nin içinde olacağı ya da dışarıdan destek vereceği bir koalisyona yanaşmayacağı yönündeki sert söylemi, AK Parti – CHP seçeneğini daha olası bir hale getirdi. Ancak CHP ile koalisyon konusunda AK Parti’de iki temel çekince var.

Reklam
Reklam

AK Parti’nin çekinceleri

Bunlardan birincisi karşılığını “Koalisyonu hangi CHP ile kuracağız?” sorusunda bulan çekince.

Al Jazeera’nin görüştüğü AK Partili üst düzey isimler CHP’nin parçalı bir yapısı olduğu ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu yapıyı kontrol etmekte zorluk çektiği görüşünde.

Bu parçalı yapıya verilen örnek ise Yeni Anayasa yapma sürecinde Meclis’te kurulan Uzlaşma Komisyonunda CHP’li üyelerin sergilediği tavır. AK Partili bir isim Al Jazeera’ye şunları söyledi:

“Biz orada gördük ki; CHP’nin üç üyesi yok sadece. Bir maddede bazen karşımızda 7 – 8 CHP bulduk. Bazı maddelerde ise 4 – 5 CHP. Kendi aralarında uzlaşılmış, fikir birliği edilmiş bir şekilde karşımıza çıkmadılar. Bilakis zaman zaman kendi içlerinde tartıştılar. Buradan yola çıkarak koalisyon ortaklığında bizim karşımızda hangi CHP olacak?”

Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda CHP’yi üç isim temsil etti. Atilla Kart, Süheyl Batum ve Ali Rıza Türmen. Zaman zaman bu üç isim komisyonda kendi aralarında sert bir şekilde tartıştılar ve araya diğer partilerden isimler girmek zorunda kaldı.

Örneğin Hâkimler Kurulu’na ilişkin tartışmada Adalet Bakanı’nın oy hakkı olmadan toplantılara katılması konusunda Kart ve Türmen diğer muhalefet partileri ile birlikte hareket ederken, Batum karşı çıkmış ve “Ben bu maddeye karşıyım. Bu CHP’nin görüşü olamaz. CHP adına buna onay verebileceğimizi söylüyorsanız Genel Başkan’ın bu konuda yazılı görüşünü isterim” demişti. Araya giren başka partiden bir milletvekili ise “Daha fazla gerginlik yaratıp birbirinizi kırmayın” demek zorunda kalmıştı.

CHP’de önseçimle gelenlerin gücü

AK Parti’deki bu çekincenin bir diğer unsurunu ise CHP’nin listelerini önseçim ile belirlemiş olması oluşturuyor. Tabanın belirlediği isimlerin CHP’nin yeni grubunu oluşturduğunu belirten AK Parti yetkilileri, dolayısıyla bu isimlerin “tabandan güçlü” ve genel başkan tarafından kontrol edilmesi güç olacağına dikkat çekiyor.

Bu nedenlerle AK Parti, CHP ile olası bir koalisyon halinde liderler düzeyinde bazı konularda mutabakat sağlansa bile, CHP içindeki “farklı eğilimlerin” “aykırı sesler” olarak koalisyon ahengini bozmasının yüksek olduğu görüşünde.

AK Partili bir isim Al Jazeera’ye şunları söyledi:

“Buradan bakıldığında MHP ile koalisyon kurmak daha kolay. Çünkü Bahçeli partinin tümüne bütünüyle hâkim."

“Tabana nasıl anlatırız?”

AK Parti’nin CHP ile koalisyon konusundaki ikinci çekincesi ise bunun tabana anlatılması. AK Parti seçmeni açısından CHP geçmişte yaşanan birçok sıkıntının kaynağını temsil ediyor. CHP “lâiklik ve rejim konusunda aşırı hassas” bulunuyor.

Geçmişte, CHP’de milletvekilliği yapmış bazı isimler başörtüsü sorununda kız öğrencileri “ikna odalarına” almakla suçlandı. Yakın dönemde ise gezi parkı olayları, 17 – 25 Aralık soruşturmaları, MİT tırları, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na ilişkin tartışmalarda iki parti tabanı karşı karşıya geldi.

Dolayısıyla CHP yerine MHP’nin milliyetçi-muhafazakâr yapısıyla “tabanda uyumun” daha kolay sağlanabileceği düşünülüyor.

(Al Jazeere)

</amp-ad>