AK Partili isimlerden 'öğrenci evi' tepkisi

AK Partili kesimden 'öğrenci evi' tartışmalarına tepki geldi.

AK Parti’nin kurucularından, Muş Alparslan Üniversitesi öğretim görevlisi Fatma Bostan Ünsal, Başbakan Erdoğan’ın kızlı erkekli öğrenci evlerine yönelik sözlerini, “Çok tehlikeli bir durum” diye niteledi.

Ak Parti'den Ertuğrul Günay da, "kamunun görevi şikayet etmek değil" derken İdris Bal ise "yasada suç olmayan bir fiil suç değildir ve engellemek mümkün değildir" ifadelerini kullandı.

GÜVEN UNSURUNU ZEDELER

Hollanda Başkonsolosluğu ve Turkish Policy Quarterly dergisi tarafından dünİstanbul’da düzenlenen ‘Türkiye’de Kadın Hakları ve LGBT Özgürlükleri’ konulu toplantıda konuşan Ünsal şunları söyledi:

Reklam
Reklam

“28 Şubat döneminde namaz kılınan öğrenci evleri vardı ve cemaatle ilişkilendiriliyordu. Bu evlere baskı ne kadar kötü bir şeyse şimdi de öğrenci evlerine yönelik bu tür bir baskı daha kötü birşey. Bu toplumdaki güven unsurunu zedeleyeceği için de çok önemli ve çok tehlikeli bir durum.

BAŞBAKAN'A SORMALIYDIK

(Erdoğan’ın daha önceki ‘Kadın-erkek eşit değildir’ söylemini de hatırlatarak) Başbakan ‘Kadın-erkek eşit değil’ dediğinde bu (toplumu) o kadar etkilemişti ki, ondan sonra ister kadının evdeki, ister siyasetteki dezavantajlarından konuşun, söylediğiniz hiçbir şeyin anlamı yok. Biz o zaman Başbakan’a şunu sormalıydık, neyi kastediyorsunuz? ‘Kadın-erkek aynı değildir’i mi kast ediyorsunuz?’ diye bir açıklama istemeliydik. Çünkü (bu sözler) hâlâ taşrada insanın zihnini belirlemiş oluyor. Başbakan ‘Kadın-erkek eşit değildir’ dediği zaman buna herkesin karşı çıkması gerekiyordu.”

GÜNAY: "KAMUNUN GÖREVİ ŞİKAYET DEĞİL"

Eski Kültür ve Turizm Bakanı AK Parti milletvekili Ertuğrul Günay öğrenci evleri tartışmasına ilişkin twitter hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

Reklam
Reklam

Önemli bir konuyu haksız boyutlara taşıyarak gençleri, ailelerini ve birbirimizi yeniden incitiyoruz. Öğrencilerin barınma sorunu var.

Bu barınma ihtiyacı, çeşitli çevrelerce (siyasi, ticari, dini v.b amaçlarla) çok da uygun olmayan koşullarda karşılanmaya çalışılıyor.
Gençlerin, hemşehrilik/arkadaşlık dayanışması yahut ekonomik nedenlerle bulduğu bireysel çözümler de çoğu kez aileleri tedirgin ediyor.
Sorunu idarecilerin ve muhbir vatandaşların işgüzarlığı ya da yeni yasal düzenlemelerle çözemeyiz. Çünkü sorun, yasal değil, 'yapı'saldır.
Bunca yeni üniversite açılan ülkemizde kamunun görevı şikayet değil, uygun maddi ve medeni koşullarda barınma ortamı/yurt sağlamaktır
Uygun barınma imkanının sağlanması halinde tartışma önemli ölçüde sona erecektir. hepimizin amacı çocuklarımızın sağlıklı yetişmesidir.

BAL: “YASADA SUÇ OLMAYAN BİR FİİL SUÇ DEĞİLDİR”

AK Parti Kütahya Milletvekili İdris Bal da twitter hesabından konuyla ilgili görüşlerini şu sözlerle paylaştı:

Reklam
Reklam

Devletler sosyal devlet ilkesi gereği vatandaşlarını, gençlerini korumalıdır.
Bu nedenle devletin alkol, uyuşturucu, sigara, aile içi şiddetle mücadelesi anlaşılabilir.
Ancak yasada suç olmayan bir fiil suç değildir ve engellemek mümkün değildir.
Yasada suç olan bir durum ise kişilerin siyasi görüşü ne olursa olsun cezalandırılır.
Gündemdeki konu gibi bir düzenleme Türkiye'ye dünyadaki, özellikle Avrupa'daki, algı bakımından sıkıntı doğurur.
Bu konu Türkiye'ye, partiye ve Başbakan’a karşı yurt içinde ve yurt dışında propaganda aracına dönüşebilir.
Bununla beraber muhafazakar bir görüşün evlilik dışı birlikte kalmaları eleştirmesi ve kamuoyunda tartışması normal karşılanmalıdır.

"Suç yoksa meskene girilemez"

Kızlı-erkekli öğrenci evleriyle ilgili konuşan AKP'li Kazdal, "Öğrenci evi diye bir şey yok. Tutmuş delikanlı evini, oturuyor. Suç yoksa meskene girilemez" dedi.

Radikal gazetesinden Tarık Işık'ın haberine göre Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ’ın kız-erkek karışık kalınan öğrenci evleri ile ilgili yasal düzenleme yapılabileceği yönündeki sözlerinin ardından AK Parti Ankara Milletvekili Zelkif Kazdal, mesken dokunulmazlığı tartışmasına Hz. Ömer’in bir ‘kıssa’sı ile dikkat çekti. Kazdal, Twitter hesabından ‘Hz. Ömer içki içen sahabeden özür diledi’ başlıklı kıssayı paylaştı.

Reklam
Reklam

AK Partili Zelkif Kazdal, öğrenci evleri tartışmasının işlenen suçlar, karışık kalınan evler ve yurt gibi işletilen yerlerle ilgili bir tartışma olduğunu söyledi. Tartışmanın hukuki ve ‘değerler’ açısından iki boyutu olduğunu söyleyen Kazdal, Hz. Ömer’le ilgili kıssaya ilişkin tweet’i değerlendirirken, “Değersel bir ölçü olabilir diye paylaştım. Kamuoyundaki tartışmaya bir katkı yapmak istedim. Sayın Başbakanımızın çizdiği çerçevenin anlaşılabilmesi için konunun her açıdan ortaya konulması lazım” dedi.

‘Hz. Ömer devlet başkanıydı’

Twitter’da üç ayet paylaştığını dile getiren Kazdal, “Mesken dokunulmazlığı orda çok açık; izinsiz olarak bir eve girilemeyeceği... Hz.Ömer o zaman devlet başkanıydı. Sıradan İslami duyarlılığı olan birisi olarak eve girmiyor... Bir devlet başkanı suç olduğunu düşündüğü bir olaya şahit oluyor. Ona müdahale etmeye kalkıyor. O kıssa da bu özellik taşıdığı için önemli” dedi. Kazdal şunları söyledi: “Değersel olarak, kendi dünya görüşüm açısından konuya bir yaklaşımım var. Bu benim değerlerimle ilgili bir şey. Ama bir de hukuk var. İnsanlık tarihinin bin yıldır ürettiği mesken masuniyeti diye bir şey var. Olayın hukuki tarafı farklı bir şey, değersel tarafı başka bir şey. Hukuki açıdan çok belli; Bir meskene devletin herhangi bir organının müdahale edebilmesi için orada bir suç olması lazım, bir vaka olması lazım. Bir suç yoksa, bir şikâyet yoksa, savcı ve hâkim kararı yoksa durup dururken bir meskene hiç kimse müdahale edemez, giremez.”

Reklam
Reklam

Kazdal, erkekli-kızlı öğrencilerin aynı evde kalması ile ilgili ise “Her evde kız-erkek beraber kalıyor. Nikâhlıdır, nikâhsızdır... Ben evliyim, üç tane de kızım var. Evimde 4 bayan var, bir tane erkek var. Bunun ölçüsü yok” dedi. Öğrenci evi diye bir ayrım olamayacağını dile getiren Kazdal, “Böyle bir ayrım yapamazsın ki... 18 yaşını geçtikten sonra ‘öğrenci evi’ diye bir şey mi var? Tutmuş delikanlı evini, oturuyor. Bu işin ayrımı yok. Suç yoksa, adli bir vaka yoksa bu işin ayrımı olmaz” diye konuştu.

‘Ben bir, sen üç hata işledin’

“Hz. Ömer bir gece Medine’de dolaşıyordu. Evlerin birinden şarkı sesleri duydu. Duvara tırmanıp içeri girdiğinde hoşlanmadığı bir manzara gördü ve içerideki adama çıkıştı: Ey Allah’ın düşmanı, yaptığın kusuru Allah’ın örteceğini mi zannettin diye bağırdı. Adam: Ey mü’minlerin emiri; Dur, acele etme. Eğer ben, Allah’a karşı bir hata işlediysem, sen üç hata işledin; Allah Teala, ‘Birbirinizin gizli hallerini araştırmayın’ (Hucurât 49/12) buyurduğu halde, sen ayıp araştırdın. Allah, ‘Evlere kapılardan girin!’ (Bakara 2/189) buyurduğu halde, sen duvara tırmandın. Allah, ‘Ey iman edenler! Kendi evleriniz dışındaki evlere, sahiplerinden izin isteyip onlara selam vermeden girmeyiniz’ (Nur 24/27) buyurduğu halde sen evime izinsiz girdin diye karşılık verince Hz. Ömer, ‘Eğer ben seni affedersem sen de beni affeder misin?’ dedi. Adam, ‘Evet’ deyince, Hz. Ömer, çıkıp gitti.”

Reklam
Reklam

BAKAN FATMA ŞAHİN: "ÜÇ MAYMUNU MU OYNAYALIM"

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin de, Erdoğan’ın “sözlerini değerlendirdi.
“Bu konuda ben tarafım” diyen Şahin, şunları söyledi: “76 milyonun bir genetik kodu var. Muhafaza edeceğimiz değerler var. Bu değerler aile değerlerimiz. Bu konuda ben tarafım. Yurtlar var, özel yurtlar var, bir yandan yurt olmuş adı söylenmeyen bir sistem var. Anayasa bize hak veriyor, gençleri de koruyun diyor. Bir sorun varsa halının altına mı süpürelim, üç maymunu mu oynayalım.”

ÇELİK: "EVLERE ÇAT KAPI YAPILMAYACAK"

AK Parti sözcüsü Hüseyin Çelik ise katıldığı bir televizyon programında konuyla ilgili şunları söyledi:
“Yasal düzenleme yapılacak derken öğrenci evlerine çat kapı yapılacak, hepinizin evlilik cüzdanı var mıdır gibi bir durum söz konusu değil. Ben oğlumu da kızımı da karşı cinsten biriyle yaşatmam, bu benim tercihim değil. Bu toplumun büyük bölümünün tercihi bu değil ama birilerinin de tercihi bu yöndeyse yapabilir.”

Canikli: Başbakan ev ya da başka formatta yurt gibi kullanılan yerleri kastetti

Reklam
Reklam

Kamuoyu ve muhalefetten gelen tepkileri değerlendiren AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, başbakanın 'ev ya da başka formatta yurt gibi kullanılan yerleri kastettiğini söyledi.

Anayasa ve yasalar çerçevesinde gerekli tedbirlerin alınacağını dile getiren Canikli, "Yurt gibi kullanılan yerler devlet gözetiminde olmalı. Atılan her adım anayasa ve yasa çerçevesinde olmalı. Yurt konusu dışındaki yorumlar amacımız dışındadır" dedi.

Aile ve velilere tedbir almaları çağrısında bulanan AK Partili Canikli, "Talep ettiklerini biliyoruz. Velilerden talepler gelmiştir, gelmeye devam etmektedirler. Çocukların durumundan rahatsız olan veliler var. Kişi bazında emniyet güçlerine bir talep gelirse görevlerini yaparlar."

Komşuların şikayette bulunması durumunda nasıl bir prosedür izleneceğini ise şöyle anlattı: Şikayetlerde hangi usul tatbik edilirse o usul takip edilir. O şikayeti yok saymaları mümkün mü, yoksa görevini yapmamış olur. Rahatsızlık konusunu iletir, yetkililer de görevini yapar. Benzer şikayetler olduğu müddetçe bu devam edecektir. Şu anda yasalar neyse onun üzerine hiç kimsenin geçmesi mümkün değildir. Hukuk çizgisi dışında işlem yapılması mümkün değil."

Reklam
Reklam

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ise 'öğrenci evleri'yle ilgili hükümeti eleştirdi ve devletin özel yaşama müdahale etmemesi. gerektiğini söyledi.

Yaklaşımı doğru bulmadıklarını dile getiren CHP'li "Devletin üzerine düşen yurt sayısını artırmaktır. Kız ve erkek öğrenci yurtları hep ayrı olmuştur" dedi.