Kürt tarafında, diyalog 'sürecinin' ikinci aşamasında yerine getirileceği söylenen yasal ve anayasal düzenlemeler için beklenti, yerini umutsuzluğa bırakabilir. Taraflar, ortaya çıkan 'güven' sorunundan ve diyalog sürecine düşen gölgelerden birbirini sorumlu tutmayı sürdürüyor. BBC Türkçe Servisi, iktidar ve BDP'nin önemli isimleriyle görüştü.
İktidar partisi listesinden Diyarbakır Milletvekili seçilen Galip Ensarioğlu, "Bu bir takım oyunu. Herkes bu sürece uygun davranacak, bu sürece elinden gelen katkıyı sunacak" diyerek hükümetin tek taraflı olarak sorumlu tutulmasına karşı çıkıyor.Hükümetin somut adımlar atmakta gecikmesine veya TBMM'nin kapanmasına dair eleştirilerin kabul edilebileceğini söyleyen Ensarioğlu, diğer yandan "adam kaçırma" ve "şantiye yakma" gibi eylemlerin devam ettiğine dikkat çekiyor.
Dağdaki militanlar indirilmeye çalışılırken, diyalog sürecinin başlamasından bu yana 2200 kişinin dağa çıkarıldığını öne süren milletvekili, "Birbirimizi suçlama zamanı değil, el birliğiyle bu sorunu çözme zamanı. BDP ve PKK'nin artık demokratik, siyasal yöntemlere başvurması gerekiyor" diyor.
Ensarioğlu, yürüyüş yapmasına izin verilen binlerce kişinin içinde, elinde patlayıcılar olan birkaç yüz kişi bulunduğunu iddia ederek, "Bizim partimizden, iktidarımızdan daha değerlidir bu süreç. Aynı zamanda PKK'den ve BDP'den de daha değerlidir" ifadesini kullanıyor.Aslında Ensarioğlu da anadilde eğitim ve seçim barajının düşürülmesi taleplerini öteden beri savunan isimlerden biri. Fakat bu taleplerin BDP tarafından dile getiriliş biçimini eleştiriyor.Lice konusuna gelince, son 3-4 aydır yeni karakollar yapıldığının iddia edildiğini belirterek, eski karakolların onarımı ve güçlendirilmesinin söz konusu olduğunu savunuyor Ensarioğlu.
"Karakol yapımını istemiyorsak, bu istememenin söyleniş biçimi vardır; karakolun içine giderek molotof kokteyli atarak değil" diyen milletvekili, göstericilere karşı silah kullanan güvenlik görevlilerine "hak ettiği cezanın" verilmesi gerektiğini belirtiyor.
Demokratik Toplum Kongresi Eş Başkanı ve Van Milletvekili Aysel Tuğluk, Öcalan'ın "hükümet gerekeni yapmasa bile" süreci ilerletmekte kararlı olduğunu belirterek, "Kürt tarafı kendi üzerine düşen sorumlulukları yaptı" diyor. Tuğluk sözlerine şöyle devam ediyor:
"İkinci aşama dediğimiz, BDP'nin doğrudan muhatap olduğu siyasi adımlar konusunda bir ortak müzakere heyetinin oluşturulması gerekiyor. Keşke diğer partiler de katılsa... Onlar katılmıyorsa BDP ile AKP arasında Ekim ayına kadar ortak çalışma yürüterek yasal düzenlemeler yapılması konusunda bir mutabakat sağlanması gerekiyor."
Bu noktada sözü, Erdoğan ve Öcalan arasında bir "kader birliği" olduğuna getiriyor DTK Eş Başkanı:
"Her iki lider de böyle bir gelişmeden zarar görecekler, toplum da zarar görecek. Çok daha radikal gelişmeler yaşanabilecek. Bunun önüne geçebilmek açısından hükümetin kararlı, cesur adımlar atması gerekiyor."
Tuğluk, Lice'deki olayın "ciddi kaygılar" yarattığını kaydettikten sonra hemen şunu ekliyor: "Ama süreç buna rağmen devam edecektir. Bu konuda kararlıyız."