Kendisinin Milli Güvenlik Akademisi mezunu olması ve Büyükada'da dostları bulunması nedeniyle konuya özel ilgi duyduğunu belirten Deligöz, otelin gidilip incelenmesi halinde arka bölümünde kaçak yapılaşmalar olduğunun görülebileceğini söyledi. Kaçak bölümlerin yapılmasında buna izin veren belediyenin de kusuru bulunduğunu dile getiren Orhan Deligöz Türkiye aleyhine çalışan örgütlerin bu kaçak bölmeleri gizli toplantılar için kullandıklarını anlattı.
Gözaltına alınan insan hakları aktivistlerinin avukatları, söz konusu toplantının gizli olmadığını, otelin içindeki yönlendirme panolarında yer aldığını ve katılımcıların mail trafiğinde de açıkça yeri günü ve saatine ilişkin bilgilerin paylaşıldığını dile getirmişlerdi. Orhan Deligöz avukatların bu savunmasını, "Toplantı otelin kaçak olarak yapılmış bu bölümlerinde yapılıyordu" diye yanıtlayan Deligöz, Adalar'da toplam dört otelin bu gibi ajanlık faaliyetlerinde kullanıldığını, ayrıca yine Adalar'daki İngilizlere ait bazı villaların da aynı amaca hizmet ettiğini iddia etti.
'CIA VE MI6 GÖREVLİLERİ ADAYA ÖZEL SANDALLARIYLA GELİYORLAR'
Kendisinin güvenlik akademisi mezunu bir güvenlik uzmanı olduğunu hatırlatan Deligöz konuyla ilgili çok sağlam istihbaratlara sahip olduğunu belirterek, "Yoksa ben niye sıkıp konuşayım bunları" dedi.
İnsan Hakları aktivistlerinin gözaltına alındığı toplantının ABD'nin CIA ve İngiltere'nin MI6 milli istihbarat örgütlerinin kontrolünde yapıldığı yönündeki iddiasını da tekrarlayan Deligöz, bu toplantıda Amerikan ya da İngiliz istihbarat örgütlerinden herhangi bir görevlinin bulunmadığını söyleyerek, "Ama onlar da sık sık git gel yapıyorlar, özel sandalları var, Ada'ya giriş çıkışlarını biliyorum" şeklinde konuştu.
15 Temmuz darbe girişimi öncesi de Büyükada'da kendisinin ve MİT'in takibinde olan ajanlar tarafından bir çok toplantı yapıldığını açıklayan Orhan Deligöz, son gözaltıların tüm bu takiplerin sonucunda gerçekleştiğini söyledi.
Sputnik