Akciğer kanserinin tanısı nasıl konur?

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta akciğer kanserinin tanı ve tedavisi hakkındaki bilgileri mynet okuyucuları için derledi.

Akciğer kanserinin tanısında kullanılan çeşitli tanı yöntemleri vardır.

AKCİĞER RÖNTGENİ

Akciğer kanseri şüphe edilen hastalarda ilk yapılması gereken inceleme akciğer röntgenidir. Hastaların çoğunda kanserle ilgili bir bulgu saptanabilir, ancak röntgenin normal olması kanser olmadığı anlamına gelmez. Bir kitlenin akciğer röntgeninde saptanabilesi için 1 santimetreden daha büyük olması gerekir. Röntgende doğrudan kanser kitlesinin kendisi görülebileceği gibi, kitlenin dolaylı olarak neden olduğu belirtiler de saptanabilir.

Reklam
Reklam

BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİSİ

Kanser düşünülen ya da kanser saptanan her hastada yapılması gereken bir incelemedir. Tomografi sayesinde, akciğer röntgeninde görülemeyen 1 santimetreden küçük kitleler saptanabilir. Hatta, özel ince kesitli tomografi ile 3 mm boyutundaki kanserler bile görüntülenebilmektedir.

Tomografi yapılmasının nedeni, hastalığın yaygınlığının belirlenebilmesidir, çünkü akciğer kanseri tedavisi hastalığın yaygınlığına göre planlanır. Bu sayede, tümörün büyüklüğü, komşu dokulara yayılıp yayılmadığı, lenf düğümlerinde büyüme olup olmadığı anlaşılır ve bunlara göre hastanın ameliyat olup olmayacağına karar verilir.

Uzak organlara sıçrama olup olmadığının anlaşılabilmesi için de o organların, mesela beyin ya da batın tomografisi yapılır. Kemik metastazlarının saptanmasında ise kemik sintigrafisinden yararlanılır.

Bazı hastalarda, halk arsında kısaca ‘emar' adıyla bilinen manyetik rezonans incelemesi de gerekebilir. Bu yöntem, özellikle hastalığın metastazlarının (beyin, kemik, yumuşak doku…) belirlenmesinde işe yaramaktadır.

Reklam
Reklam

PET

Ülkemizde de yeni yeni uygulanmaya başlanan bir tanı yöntemidir. PET ile, kanserin metastazlarını %85 oranında saptamak mümkün olabilmektedir.

BALGAM İNCELEMESİ

Akciğer kanseri şüphesi olan hastalarda yapılabilecek en kolay inceleme balgamda kanser hücrelerinin aranmasıdır. Buna balgam sitolojisi ismi verilir. Balgam sitolojisi bazen yanılgılara neden olabilir.

Bu yöntem, özellikle büyük bronşlarda yerleşmiş olan kanserlerin tanısı için uygundur. Bronkoskopi veya diğer tanısal girişimler için uygun olmayan hastalarda da uygulanabilir.

BİYOPSİ

Kesin kanser tanısı için mutlaka biyopsi yapılması gerekir. Bu şekilde hem kanser tanısı kesinleşmiş olacağı gibi, kanserin hücre tipi de belirlenmiş olur. Hücre tipi tedavi bakımından çok önemlidir. Tedavi, yani ameliyat, kemoterapi, ışın tedavilerinin seçimi hücre tipi il ilgilidir.

Biyopsi bronkoskopi ile veya bilgisayarlı tomografi altında göğüs duvarından bir iğne batırılarak yapılır.

BRONKOSKOPİ

Bronkoskopi, ucu ışıklı özel bir alet aracılığıyla bronş sisteminin incelenmesidir ve akciğer kanseri tanısında en değerli yöntemdir. Bronkoskopi ile, akciğerlerin ancak ameliyatla erişilebilecek noktalarını, hastaya hiçbir sıkıntı ve zarar vermeden görmek ve değerlendirmek mümkün olabiliyor.

Reklam
Reklam

Eskiden kullanılan metal bir boru şeklindeki bronkoskopların yerinin, ondan çok daha ince olan ve bükülebilen fiberoptik bronkoskoplar almıştır. Fiberoptik bronkoskopi girişiminin hastalara verdiği rahatsızlık çok azdır ve gerektiğinde aynı hastada bile bir çok kereler tekrarlanabilir.

Bronkoskopi, genellikle oturur durumda ve burun yoluyla yapılır. Hastanın işlemden önce en azından 4-5 saat öncesinden aç olması gerekir. Önce, lokal anestezi yapılır, yani özel bir ilaç ile hastanın burnu, boğazı, genzi ve solunum yolları uyuşturulur. Bazı özel durumlarda, mesela aşırı heyecanlı hastalarda narkoz altında da uygulanabilir. İşlem süresi, hastanın özelliğine ve yapılacak girişimlere göre değişmekle birlikte, genellikle 10-15 dakika kadardır.

Bronkoskopide, hastalıklı ve şüpheli görülen yerlerden biyopsi alınır veya bronşların yıkanmasıyla elde edilen lavaj sıvısının incelenmesiyle bir çok akciğer hastalığının kesin tanısı konmuş olur. Uzman kişilerce, dikkatle seçilmiş hastalara yapılacak bronkoskopinin hiçbir önemli tehlikesi yoktur.

Reklam
Reklam

Halk arasında bronkoskopiden çok korkulur ve biyopsi yapılan hastaların artık bir daha iyi olmayacaklarına, hastalığın ilerleyeceğine inanılır. Bunların hiç birisi doğru değildir.

AMELİYATLI BİYOPSİLER

Bazı durumlarda balgam sitolojisi ya da bronkoskopi ile kesin tanı konamayabilir. Böyle hastalarda ameliyatlı biyopsilere baş vurulur. Bunlar içinde günümüzde en çok baş vurulan yöntem kısaca VATS adıyla bilinir.

VATS'da, göğüs duvarı üzerinde çok küçük bir delik açılarak akciğer dokusundan görerek biyopsi alınır.

VATS yöntemi genel narkoz altında, ameliyathanelerde yapılır. Hasta hiçbir acı hissetmez ve 1-2 gün içinde de taburcu edilir.

Akciğerler arası boşlukta bulunan lenf düğümlerine erişmek içinde mediastinoskopi adı verilen yönteme baş vurulur. Bu da, genel narkoz altında, cerrahi girişim uygulanması düşünülen hastalara uygulanan bir tanı yöntemidir. Belirli lenf düğümlerine sıçrama olduğu anlaşılırsa, ameliyattan vazgeçilir.

Anahtar Kelimeler: