Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, "Savaşın ne demek olduğunu yaşayarak öğrenmiş bir kuşağa mensubuz. O nedenle sonraki kuşaklara bizim yaşadıklarımızı yaşatmak istemiyoruz." dedi.
Bayrak Radyo Televizyonunda (BRT), Cumhurbaşkanı Akıncı'nın "20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı" vesilesiyle yaptığı konuşma yayınlandı.
Akıncı, "Barış, adalet, huzur, istikrar, gelişme ve refah olsun istiyoruz. Bunu sadece kendimiz için değil, tüm Ada ve bölge halkları için de istiyoruz. Gerek adamız gerekse denizlerimiz ve bölgemiz birbirini dışlamadan, ortak anlayışlar ve iş birliği sergilenerek, tüm tarafların yararlanacağı bir huzur ve istikrar bölgesi haline dönüştürülebilir. Barış, adalet, huzur, istikrar, gelişme ve refah olsun istiyoruz. Bunu sadece kendimiz için değil, tüm Ada ve bölge halkları için de istiyoruz." diye konuştu.
Konuşmasında şehitleri rahmetle anıp, gazileri saygı ile selamlayan Akıncı, diplomatik kanalları sonuna kadar kullanacaklarını söyleyerek, farklı ortamlarda farklı söylemler döneminin artık bitmesi gerektiğini belirtti.
Kıbrıs Barış Harekatı'nın gerçekleştirildiği 20 Temmuz 1974'ün üzerinden tam 45 yıl geçtiğini, o günlerde dünyaya gelen çocukların bugün artık 45 yaşında olduğunu ifade eden Akıncı, bu yaşta ve daha genç olan insanların toplumun neredeyse üçte ikisine yakın bir bölümünü oluşturduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Akıncı, "Bu nedenle 20 Temmuzları ve nedenlerini irdelerken aslında toplumumuzun önemli bir bölümüne yaşamadıkları bir dönemi de anlatmış oluyoruz. Yaşamış olanlara da o günleri bir kez daha anımsatıyoruz." şeklinde konuştu.
Akıncı, 15 Temmuz tarihinin önemine dikkat çekerek, şunları kaydetti:
"15 Temmuz tarihi ise bir değil iki nedenle önemli bir gün haline geldi. 15 Temmuz 1974 tarihi, faşist Yunan Cuntasının Kıbrıs'taki Nikos Sampson gibi iş birlikçileri ile Ada'nın Yunanistan'a bağlanması için gerçekleştirdikleri darbenin günüdür. Öte yandan 15 Temmuz 2016 tarihi, Türkiye'de sivil yönetime karşı girişilen başarısız askeri kalkışmanın tarihidir. 15 Temmuz 1974'te yer alan Enosis amaçlı darbe, TSK'nin Kıbrıs Türk mücahidi ile omuz omuza verdiği mücadele sonrasında amacına ulaşamadı. 15 Temmuz 2016 askeri darbe girişimi ise Türk halkının sokaklarda tanklara karşı vücudunu siper etmesi sayesinde başarısız oldu."
- "Arzumuz Türkiye'nin müreffeh noktaya ulaşmasıdır"
Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs Türk halkının bir bütün olarak ve tüm kurumlarıyla darbe gecesi yaşanırken Türkiye'de sivil yönetimden ve demokrasiden yana açık tavır aldığını anımsatarak, "Bugün de en büyük arzumuz, Türkiye Cumhuriyeti devletinin demokrasisi ve ekonomisi ile her alanda gelişmesi ve halkının en müreffeh noktaya ulaşmasıdır." dedi.
Kıbrıs'ta 15 Temmuz darbesi amacına ulaşabilseydi, Ada'nın Yunanistan'a bağlanacağının çok açık bir gerçek olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Akıncı, 20 Temmuz günü TSK'nin Kıbrıslı Türk mücahitlerle birlikte gerçekleştirdikleri harekatın, Enosis'i engellediğini ve iki kesimli, eşitlik ve güvenlik içinde yaşanabilecek yeni bir altyapı oluşturduğunu kaydetti.
Yıllardır var olan bu altyapı üzerinde bir gelecek inşası için uğraş içinde olunduğunu belirten Akıncı, 2004 referandumu ve 2017 Crans Montana konferansında çözüme ulaşmak açısından yakınlaşılan dönemler olduğunu hatırlattı. Akıncı, "Ne var ki her iki durumda da sonuca ulaşılamamıştır. Rum liderliğinin olumsuz tavırları buna olanak vermemiştir." dedi.
- "Rum liderliğine bir öneride bulundum"
Akıncı, konuşmasında şunları kaydetti:
"Bugün içinde bulunduğumuz durum özellikle Doğu Akdeniz'deki doğal gaz yatakları nedeniyle gergin bir hal almıştır. Tırmanmakta olan durumu dikkate alarak ve iş birliği yoluyla çözüme giden süreci kısaltmak amacıyla Rum liderliğine bir öneride bulundum. Esasen 2011 yılında da Rum tarafını ortaklaşmaya teşvik eden öneriler sunulmuştu. Şimdi ise ortak komite kurulması fikrini geliştirip güncelleyerek ve detaylandırarak hükümet ve Türkiye yetkilileri ile istişare ederek 9 maddelik bir öneri halinde sundum. Önerimizin özü tek yanlı girişimlerden kaçınarak birlikte davranmayı öngörmektedir. Madem ki bu kaynakların ortak zenginliğimiz olduğu kabul ediliyor, o halde bunları değerlendirmek için ortak bir komite kuralım ve bu konuları orada kararlaştıralım önerisinde bulunduk."
Akıncı, Rum liderliğinin bu öneriyi reddettiğini, Kıbrıs'ın tek uluslararası tanınmış sahibi kimliğini istismar ederek, eşitliğe ve ortaklaşmaya yanaşmadıklarını belirtti. Akıncı, "Bu durumda bize ve Türkiye'ye de Rumların tek yanlı girişimlerini dengeleyecek benzeri davranışlar sergilemekten başka seçenek bırakmıyorlar." dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, ortak anlayışlar ve iş birliği sergileyerek, Ada'nın, denizlerin ve bölgenin birbirini dışlamadan, tüm tarafların yararlanacağı bir huzur ve istikrar bölgesi haline dönüştürülebileceğine işaret etti.
Bu yöndeki anlayışı ve görüşleri sürdürmekte kararlılığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, Ada'da da bölgede de barış, huzur ve istikrar istediğini söyledi.
"Bunun sağlanmasının yolunun elbette güçlü olmaktan ve meşru haklarımızı korumanın kararlılığından geçtiğinin de bilincindeyiz." diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, bunu sağlamak için ise her açıdan güçlü ekonomisi ve demokrasisi ile ileri bir toplum ve devlet olma çabalarının süreceğini belirtti.
Uluslararası toplum nezdinde de girişimlerinin devam edeceğine değinen Cumhurbaşkanı Akıncı, Rum tarafının reddettiği önerileri uluslararası topluma da ilettiklerini, Birleşmiş Milletlerin (BM) de Avrupa Birliği'nin (AB) de bu önerilerden haberdar olduğunu kaydetti. Rum tarafına sunulan öneriler öncesinde, BM Genel Sekreteri'ne son durum hakkındaki görüşlerimizi içeren bir mektup gönderdiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Akıncı, "Diplomatik kanalları sonuna kadar kullanacağız." dedi.
- "Türkiye'nin beklentisi buluşmanın en erken zamanda gerçekleşmesidir"
Rum lider Nikos Anastasiadis ile yakında bir araya geleceğini belirterek, Rum liderden açıklık istediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Akıncı konuşmasına şöyle devam etti:
"Rum Lider Anastasiadis ile de geçirdiği talihsiz kaza sonrası iyileşir iyileşmez görüşeceğiz. BM Genel Sekreteri'ne (Antonio Guterres) yazdığım mektupta 5'li bir gayriresmi toplantı için girişim üstlenmesini talep etmiş bulunuyorum. Türkiye’nin beklentisi de böylesi bir buluşmanın en erken zamanda gerçekleşmesidir. Hepimiz Sayın Rum liderden açıklık istiyoruz. Gelinen noktada artan sayıda Rum toplum mensuplarının da arzularının bu yönde geliştiğini görmekteyiz. Sayın Rum lider ne istiyor? Amacı ne? Kıbrıs'ta nasıl bir gelecek öngörüyor? Farklı ortamlarda farklı söylemler dönemi artık bitmelidir. Kapalı ortamlarda bazen iki devlet, sırasında konfederasyon, bazen açıktan gevşek federasyon, bir başka gün merkezi olmayan federasyon, sonrasında başkanlık sistemi yerine parlamenter sistem, dönüşümlü başkanlık yerine dönüşümlü başbakanlık söylemleriyle bulanıklık yaratmıştır. Bizim istikrarlı duruşumuz karşısında Rum liderliğinin yalpalamaları daha nereye kadar sürecektir? Rum tarafı artık karar vermelidir. Her iki toplumun eşitlik, güvenlik ve özgürlük içinde yaşayacakları, aynı zamanda yetkiyi ve zenginlikleri paylaşacakları, makul bir çözümü içine sindirebilecek mi? Yoksa Ada'nın kalıcı olarak bölünmüşlüğünü tescil etmek mi istiyor? Sayın Guterres’ten talep ettiğimiz 5’li gayriresmi toplantıda tüm bunların aydınlanması gerekmektedir.”
- "Tüm Ada ve bölge halkları için barış istiyoruz"
Savaşın ne demek olduğunu yaşayan bir toplum olarak, bölgedeki çatışmalardan, serseri füzelerin kendi topraklarına da düşmeye başladığı günlerden geçildiğine dikkati çeken Akıncı, "Barış, adalet, huzur, istikrar, gelişme ve refah olsun istiyoruz. Bunu sadece kendimiz için değil, tüm Ada ve bölge halkları için de istiyoruz." şeklinde konuştu.
Barışın tesisi için çalışmaya tüm güçleriyle devam edeceklerini belirten Akıncı, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün "yurtta barış, dünyada barış" ilkesinin en önemli ilkeleri olmaya devam edeceğini de sözlerine ekledi.