Akışık: “mizah Bir Ülkenin Sibop Ayarıdır”

Ünlü komedyen Ercan Akışık, “Benim eğitimdeki rüyam sanatla eğitimin buluşmasıdır” dedi.

İhlas Koleji Bahçelievler Kampüsü’nde gerçekleşen bir röportajda Akışık, sanata ve eğitime olan bakış açısını anlattı. Yıllarca ekranlarda yapmış olduğu taklitlerle bir döneme damgasını vuran Akışık, taklit yeteneği ile ilgili soru üzerine, “Bazen bir kişiyi anlatırken onun gibi hareket ediyoruz, onun gibi gülüyoruz, onun gibi şekil alıyoruz. Ama bunların bendeki yansıması ne yazık ki kalıcı olmuş” dedi.

Ünlü sanatçı Akışık, ilk olarak babasının taklidini yaptığını söyleyerek şöyle konuştu: “Sonra uzun zaman geçti, bir televizyon programına çıktım. İnsanlar garip bir şekilde yaptıklarımı alkışlıyorlardı. Bense bunlara bir anlam veremiyordum.”

İlk keşfedildiği zamanı anlatan Akışık, şunları söyledi: “Bir arkadaşımın nişanı vardı. Oraya gittik. Sonra muzibin biri çıktı: ‘Aramızda öyle biri var ki öyle yapar, böyle yapar’ dedi. Ben de çıktım. Alkış kıyamet. İndim sahneden, adamın biri geldi, Türk filmlerindeki gibi bana bir kart verdi. Kendimi Neşe Karaböcek gibi hissettim.” Akışık, sahneye ilk çıkışının ise ünlü müzisyen Yurdaer Doğulu sayesinde olduğunun altını çizdi.

Zaman içinde şovmenlerle karşılaştırıldığını ifade eden Akışık, mizahın çok ciddi bir iş olduğuna vurgu yaparak “Mizah, bir ülkenin sibop ayarıdır” dedi. Akışık, bu işi yapan herkesin bir hikâyesi olduğunu, herkesin seçtiği yolun farklı olduğunu belirtti.

Kendini öğrenci olarak gördüğünü belirten Akışık, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sadece salt bir eğitimi almak, öğrenmek anlamına gelmeyebilir. Hâli hazırda yıllar oldu okulu bitireli ama ben hâlâ kendimi öğrenci olarak görüyorum. Diplomalar alınıyor ama eğitim-öğretim burada bitmiyor. Asıl iş ondan sonra başlıyor.”