AK Parti'nin Anayasa Mahkemesi'ne sunduğu ön savunmada Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün kapatma davası iddianamesinde yer alması da sert bir dile eleştirildi.
Savunmada, tarafsız bir Cumhurbaşkanı'nın siyasi parti davasına dahil edilemeyeceği belirtilerek, "Cumhurbaşkanının eskiden üyesi olduğu partinin kapatılması sürecine dahil edilmesi ve hakkında beş yıllık parti yasağı talep edilmesi Anayasa'ya açıkça aykırıdır" denildi.
Savunma metninde, çocukların din eğitimi özgürlüğü ile meslek liselerine yönelik katsayı farklılığının kaldırılmasını savunmanın laikliğe aykırı olmadığı vurgulandı.
İddianamede Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a atfen yer alan 61 yer alan açıklamaların sadece AK Parti tarafından değil başka partilerin mensupları tarafından da yapıldığına işaret edilen savunmada, Başbakan Erdoğan'ın 'ulemaya sorun' sözlerinin de hukuk sisteminde yer alan ve uygulanan bilirkişilik müessesine ilişkin olduğu kaydedildi.
Savunmada, AK Parti kurulmadan önceki dönemlere ilişkin açıklamaların iddianamede yer almasının da hukuk garabeti olduğu ifade edildi. Savunmada, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ın üniversitelerde kılık kıyafet özgürlüğü hakkındaki açıklamaları ve bu konuda Anayasa hükümlerine göre işlem yapılması yönünde üniversite rektörlerine gönderdiği yazının da hukuka aykırılık taşımadığı belirtildi. Savunmada "Hukuka aykırılık bulunsa da bundan dolayı AK Parti Hükümeti sorumlu tutulamaz" denildi.
"ARINÇ'IN MECLİS BAŞKANIYKEN YAPTIĞI AÇIKLAMALAR BİZİ BAĞLAMAZ" AK Parti, iddianamede hakkında siyasi yasak istenen Bülent Arınç'ın, TBMM Başkanı iken yaptığı açıklamalarının partiyi bağlamayacağını da vurguladı.
Meclis Başkanı'nın bir partinin üyesi olabildiğini ancak konumu nedeniyle yaptığı konuşmaların partisi adına değil, kişisel olarak yapıldığına dikkat çekilen savunmada, "Bu nedenle Meclis Başkanının açıklamalarından üye olduğu partiyi sorumlu tutmak mümkün değildir. Kaldı ki, Meclis eski Başkanı Bülent Arınç'ın iddianamede 'laikliğe aykırı' beyanlar olarak yer verilen açıklamaları laikliğe aykırı değildir ve ifade özgürlüğü kapsamındadır" ifadesi kullanıldı.
Savunmada, iddianamenin, düzeltmeler, açılan davalar ve mahkeme ilamları dikkate alınmadan, televizyon programlarında yapılan tartışmaların kayıtlarına bakılmadan, günlük gazetelerde çoğu kez çarpıtılarak verilmiş haberler ve köşe yazarlarının kasıtlı yorumları "makaslama" ve "cımbızlama" yöntemiyle delil hanesine konularak kaleme alındığı bildirildi. "İddianame aynı zamanda tam bir totoloji abidesidir. Gerçekten de, aynı sözlerin birkaç kez tekrarlanması suretiyle iddianame şişirilmiştir" denilen savunmada, eylemlerin ve söylemlerin abartılarak verildiği kaydedildi.
"TARAFSIZ CUMHURBAŞKANI DAVAYA DAHİL EDİLEMEZ"
AK Parti savunmasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün iddianamede yer alması da sert bir dile eleştirildi. Savunmada, tarafsız bir Cumhurbaşkanı'nın siyasi parti davasına dahil edilemeyeceği vurgulandı. Parti kapatmada tarafsız Cumhurbaşkanı'nın sorumluluğundan söz edilemeyeceğine dikkat çekilen savunma metninde, "Cumhurbaşkanının eskiden üyesi olduğu partinin kapatılması sürecine dahil edilmesi ve hakkında beş yıllık parti yasağı talep edilmesi Anayasa'ya açıkça aykırıdır" denildi. AKP SAVUNMASININ DETAYLARI
İddianamede Abdullah Gül'e atfedilen eylem ve beyanların laiklikle de hiçbir ilgisinin bulunmadığı belirtilen savunmada, iddianamede 'Fethullah Gülen isimli cemaat liderinin yurt dışında kurduğu okullar bir ticari şirket olarak değerlendirilip temas ve ilişki kurulmasının, Abdullah Gül'ün başında bulunduğu Dışişleri Bakanlığı'nın bir genelgesi ile büyükelçiliklerden istenildiği hatırlatıldı. Sözü edilen genelgelerle, adı geçen cemaat veya teşkilat ile temas ve ilişki kurulması yönünde bir talimat verilmediği bildirildi.
"Söz konusu kuruluşlarla dış temsilciliklerimizin temas ve işbirliğine girmesinin bu genelgeler üzerine başladığı da ileri sürülemez" denilen savunmada, Fethullah Gülen'in yurtdışında kurduğu okulları ziyaret eden önemli isimlerden örnekler verildi. Savunmada, Gülen'in yurtdışında kurduğu okulları ziyaret eden isimler şöyle açıklandı:
"Cumhurbaşkanları Turgut Özal ve Süleyman Demirel, TBMM Başkanları (Mustafa Kalemli ve Hüsamettin Cindoruk), Başbakanlar (Turgut Özal, Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz ve Bülent Ecevit), Dışişleri Bakanları dahil Bakanlar (Şerif Ercan, Ahat Andican, Cumhur Ersümer, Necdet Menzir, Refaiddin Şahin, İstemihan Talay, Enis Öksüz vd.), Yargıtay Başkanı Müfit Utku, Milletvekilleri (Murat Sökmenoğlu, Hasan Korkmazcan, Hayri Kozakçıoğlu, Yıldırım Akbulut, Nevzat Ercan, Masum Türker, Haydar Yılmaz,
Lütfullah Kayalar, Onur Öymen vd.) ile diğer devlet adamları (Alpaslan Türkeş, emekli tümgeneral Prof. Dr. Ömer Şarlak, eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Halis Burhan."
Savunmada, söz konusu isimlerin yurt dışı gezilerinde büyükelçilerin de refakati ile anılan okulları ziyaret ettiği ve destekleyici icraatlarda bulunduğu, takdirlerini bildirdiği hatırlatıldı.