ANKARA (İHA) - AK Parti Grup Başkanvekili Faruk Çelik, öğrenci affı konusunda Komisyon Başkanı Tayyar Altıkulaç'ın gerekli çalışmaları yapması halinde hükümet olarak düzenlemenin arkasında olacaklarını söyledi.
Çelik, bugün TBMM'deki makamında parlamento muhabirleriyle sohbet toplantısında biraraya geldi. Gazetecilerin sorularını cevaplandıran Çelik, öğrenci affı konusunda Komisyon Başkanı Tayyar Altıkulaç'ın gerekli çalışmaları yapması ve konuyu tüm ayrıntılarıyla tamamlaması durumunda AK Parti Grubu olarak düzenlemenin arkasında
olacaklarını ifade etti. Bu konuda gerekli adımı hükümet ve AK Parti Grubu olarak atabileceklerini kaydeden Çelik, beklentilerin karşılanacağını dile getirdi.
Türban ile ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Alman gazetesine verdiği demecin hatırlatılması üzerine Çelik, Türkiye'de sadece türban değil özgürlüklerin önündeki tüm engellerin kaldırılması gerektiğini belirtti. Türkiye'nin kabuğunu kırdığını, içe dönük tartışmaların ise bir kenara bırakılması gerektiğini kaydeden Çelik, ülkenin yıllarca bu tarz iç sorunlarla karşı karşıya bırakıldığını; ancak bugün küresel ve bölgesel bir güç olma yolunda ilerlerken bunlara takılmamak gerektiğini söyledi. "Türban gibi, meslek liseleri gibi sorunları aşmalıyız. Tüm bu sorunları aştıktan sonra ne komik meselelerle uğraşmışız diyeceğiz" şeklinde konuşan Çelik, son zamanlarda dünyada güvenliğe karşı bireysel özgürlüklerin feda edildiği yönündeki uygulamanın ortaya konulmaya çalışıldığını, bunun da son derece yanlış olduğunu vurguladı. Çelik, 11 Eylül sonrası bu durumun daha da ağrılık kazandığını belirtti.
Baykal'ın Yargıtay'ın 'laiklik' kararı ile ilgili görüşlerinin hatırlatılmasına ise Çelik, Baykal'ın bazen 'eşref' saatleri olduğunu söyleyerek karşılık verdi. Baykal'ın kimi zaman ikilem yaşadığını ifade eden Çelik, bu ikilemi aşması halinde CHP'nin de önünün açılacağını belirtti. Çelik açıklamasında, Yargıtay'ın laiklikle ilgili değerlendirmeyi olumlu bulduklarını da kaydederek, "Olumlu değerlendiriyoruz. Türkiye'de her şey konuşulmalıdır. Konuşulandan değil konuşulmayandan korkulmalı. Konuşturulandan değil, konuşturulmayandan korkulmalı" dedi.