AKP’nin kaosa girmesi Türkiye’ye zarar verir!

Bahçeli’den çarpıcı yorum: Türkiye’nin bu kadar iç ve dış sorunlarının arttığı bir dönemde...

Bahçeli’den çarpıcı yorum: Türkiye’nin bu kadar iç ve dış sorunlarının arttığı bir dönemde, tek başına iktidar olmuş bir partinin kaosa girmesi o partiden ziyade Türkiye’ye zarar verir. Çünkü alternatif hükümetler kurulması bu Meclis yapısıyla mümkün görünmüyor...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı’nın veto ettiği ancak Meclis’ten aynen geçerek onayına sunulan şike yasası için de “Anayasa Mahkemesi’ne gitmeyi düşüneceğini zannetmiyorum” dedi. Bahçeli, Belediye Başkanları toplantısının ardından bir grup gazetecinin sorularını yanıtladı ve şu mesajları verdi:

Reklam
Reklam

Cumhurbaşkanı’nın şike yasasını veto etmesinin ardından AKP’de farklı sesler yükseldi. Sizce bir çatlak var mı?

AKP’nin iç bünyesinde meydana gelen gelişmeleri çok ciddiye alarak takip etmiyoruz. Ancak AKP’nin 3. dönem siyasi iktidarını yaşadığı süreçte memnunsuzlukların, beklentilere karşı cevap bulmamanın, bazı sorunların çözülmesi konusundaki yetersizliklerin dillendirilmesi ve bir de parti yönetiminde, bakanlar kurulunda sürekli aynı şahsiyetlerin uzun süre bakanlık yapmasından dolayı partinin diğer mensuplarının beklentilerinin su yüzüne çıkması parti içi huzuru sarsan konular olarak kendini gösterebilir. Böyle bir konunun spor camiasını yakından ilgilendiren, partiler üstü bir anlayışla bugüne kadar sürdürülen bir meselede bir parti içi sorun haline dönüştürülmesi demek ki 10. yılına giren bir süreçteki kaynamanın ilk sesleri gibi geliyor. Bu nereye kadar varabilir, ne gibi bir siyasi sonuç çıkar onu bizim kestirmemiz mümkün değil. Ama Başbakan’ın sağlığıyla alakalı sıkıntılı bir döneminde partinin kuruluşu, tek başına iktidar oluşu ve sonra uzun yıllar hükümeti yönetmiş olan şahsiyetler arasında bir gerginliğin çıkartılmış olmasını, bugünkü açıklamalardan gerçek sebebini bulmakta yetersiz kaldığımı söylemek istiyorum. Bu kadar birbirine omuz omuza vermiş olan insanların, hiçbirinin futbolla direk alakası olmayan bir ortamda, Türkiye’nin iç ve dış sorunlarının yoğunlaştığı, odaklaştığı bir ortamda bunu gerekçe göstererek, biat kültüründen başlayan ve birlikteliklerini sarsabilecek veya başkalarına malzeme verebilecek bir hataya düşmelerini ihtimal vermediğim için gerçek gündemlerinde saklı bazı planları olduğu kanatindeyim.

Reklam
Reklam

Başbakan’ın ameliyatından hemen sonra olmasını enteresan mı buldunuz?

Zaten zamanlama açısından dikkate alarak söylüyorum. Böyle bir ortamda neden böyle bir yola tevessül edildi mevcut ifadeleri yeterli bulmuyorum. İzahta yetersiz kalıyorlar.

Cumhurbaşkanı neden veto etti size göre?

Spor camiasıyla ilgili kulüpler esas alınınca bulundukları illerde taraftarlar, yöneticilerinin öncelikle o ilin milletvekili üzerinde aşırı bir baskıları oluyor. Eğer o kulüp çıkan yasalardan memnun değilse harekete geçirecek olan unsur o ilin siyasilerine yönelik bir baskı şeklinde ortaya çıkıyor. Oradan belki bazı seslenmeler olabilir. Ama Reisicumhur’un bir seyahat anında açıkça, ‘Ben de rahatsızım’ demesi ve bu beklentiye karşılık bir veto hakkını kullanmış olması bence manidar. Ama Abdullah Gül Bey’le, Sayın Erdoğan’ın hangi noktadaki buluşmalarını bir öncelik almak için kullanıyor ise bu kadar samimiyet çerçevesinde yürütülmüş bir siyasi mücadeleye yakışık almaz diye düşünüyorum. Beraberce daha açık konuşabilirler. Bu tür oyunlara girmelerine gerek yok. Ama bugün bakıyorsunuz medyada konuyla ilgili yani muhalif unsurların tartışmayı körükleyeceği yerde bu yandaş gruplar arasında bölünmeyle bir tartışmanın körüklenmesi çok ilginç. Önümüzdeki günleri sağlıklı takip etmek gerekiyor. Çok aşırı derecede bir tespite dayalı bir yorum yaparak siyasette yeni bir tahrik unsuru olmanın da faydası yok.

Reklam
Reklam

Cumhurbaşkanı şike yasasını Anayasa Mahkemesi’ne götürebilir mi?

Anayasa Mahkemesi’ne gitmeyi düşüneceğini zannetmiyorum. Eğer Anayasa Mahkemesi’ne bu anlamda gitmeyi düşünüyor ise o zaman şuurlu bir karşı duruş, şuurlu bir şekilde de sonuçta bir çatışmayı bugünden kabul etmiş olurlar. Zannediyorum bu aşamayı yeterli bulacaklar. Sayın Başbakan inşallah sağlığına kısa sürede kavuşarak bu sorunlarla ilgili partide herhangi bir çatlama, yarılma gibi olaylara fırsat vermez. Şahsi kanaat olarak ifade etmek istersem şunu söylerim: Türkiye’nin bu kadar iç ve dış sorunlar yoğunluğunun arttığı bir dönemde, 326 ile tek başına iktidar olmuş bir partinin bir kargaşaya kaosa girmesi o partiden ziyade ülke için büyük zarar verir. Çünkü alternatif hükümetler kurulması bu aşamada mümkün görmüyor.

Yani Meclis’teki hükümet olma alternatifleri sağlıklı bir hükümetin oluşumuna uygun bir sayısal desteği sağlayacak durumda değil. Hal böyle olunca Suriye ile gerginliğin, İran tehdidinin, Orta Doğu’da yeniden düzenlenmenin, bölücü terörle ilgili faaliyetlerin operasyonlarının yoğun olduğu bir ortamda bir siyasal krizin, iktidar olmuş bir partinin çatlamasıyla yaratması Türkiye’ye büyük zarar oluşturur. Çünkü Meclis’in bugünkü tablosunun içinde -çatlamanın büyüklüğü ne olursa olsun- istikrarı tekrar kurabilecek bir hükümet çıkartmak kısa dönemde mümkün gözükmüyor.

Reklam
Reklam

Başbakan bunu nasıl içine sindirecek?

Zaman gazetesinden Gülerce, “İktidar altındaki sandalyeyi itiyor” gibi bir yorum yaptı...

Böyle bir yorumu çok gayri ciddi buluruz. Herhangi bir köşe yazarının hele hele belli bir cemaatin kalemi olarak bilinen bir şahsın, ‘Başbakan kendi sandalyesini ayaklarıyla itiyor’ gibi bir cümlesi şu soruyu akla getirir: Bugüne kadar başbakanlık makamı bir cemaatin vesayeti altındadır. Belli bir kişiye belli bir süre görev verilmiş bir makam olarak algılanıyor ve görev süresi dolmadan vesayet altındaki bir başbakanın aykırı davranışlarından rahatsız olunuyor ise, o zaman bu çok daha farklı bir anlam taşır. Yani, “Biz sizi şu süre içerisinde başbakan olarak gördük ama şu yanlışlarla siz bu makamı ayaklarınızla itekliyorsunuz” gibi bir uyarı yapma hakkına sahipler mi? Başbakan bunu ne biçimde içine sindirecektir, önümüzdeki günlerde bunları görmek lazım.

Şike yaptırımları yeterli mi?

Bir spor faaliyeti sırasında meydana gelen şiddet olaylarından kulüp yöneticilerinin suçlu tutulmasının getirdiği rahatsızlıklar var. Eğer uygulama içinde aksaklıklar kendisini gösteriyorsa zaman içinde spor camiasıyla görüşmeler yapılarak eksiklikler giderilebilir, ihtiyaç oluyorsa yeni yasa getirilebilir. Bakalım arkasından ne gelecek? Cumhurbaşkanı’nın Anayasa Mahkemesi’ne gitme veya başka türlü şeylerle parti içinde karşılıklı tartışmalar yaratmak, önümüzdeki günlerde görmek istediğimiz konular olacak. Onları gördükten sonra belki ikinci bir yorum yapılabilir.

Reklam
Reklam

Bilinçli mi yapılıyor bu tartışmalar?

Öyle gözüküyor.

‘Rent a car’dan yararlansınlar

Eski otomobillerinizden birini kullanırken görüntülendiniz. Makam aracınızı niye kullanmadınız?

Bugüne kadar makam arabasında araba kullanma yönünde bir tercihte bulunmadım. Ama mülkiyeti bize ait olan bir arabayı kullanma hakkımızı yerine getirdik. Onun için bizimkinin haber olma niteliğinden uzak olması lazım. Makam arabalarını özellikle kamu görevlisi olan bakan, başbakan veya cumhurbaşkanının kısa bir alanda da olsa makam şoförlerini bir kenara bırakarak kullanmaları haber niteliği taşır. O haberin yanında bizimkinin fazla bir önemi yoktur. En son Sayın Cumhurbaşkanı makam arabasını kullandı. Bu gelenek rahmetli Turgut Özal’la girmiştir. Araba sürme ihtiyacınızı, zevkini tatmak istiyorsanız makama gerek yok. Arabası varsa onu değerlendirebilir. O yoksa rent a car yöntemini kullanabilir.

Gül’ün görev süresi 5+5

Bize göre beş artı beş. Abdullah Gül Bey açısından 5+5 yürürlüğe girerse önümüzdeki dönem 5 yıl daha talip olma hakkı yasal olarak var. 7 yıl bu hakkı Gül’den alır. Ozaman yasal olarak seçilmesi söz konusu değildir. Onun için uzatmak istenmiyorsa 7’de ısrar edilerek iki yıl sabredilebilir. Öte yandan 5+5’le Gül’ün bir 5 yıl daha iktidarda kalmasını isteyenler bu formülü destekleyeceklerdir. Ama Türkiye’deki yasal istikrarın korunması açısından 5+5’in uygulanmasından yanayız.

Reklam
Reklam

Başbakan Köşk’e aday olacak mı?

Eskiden beri kendine göre yapmış olduğu siyaset planlamasında çıraklık, kalfalık, ustalığı aşama aşama benimseyerek uygulamaya koyan bir kişi ustalıktan sonra neyi düşünür sorusunda siyasi emekli olamayacağına göre cumhurbaşkanı onun hülyasıdır diye düşünürüm. Aday olmak da hakkıdır. Ama seçilir mi seçilmez mi ayrı bir konu. Zannediyorum niyeti var herhalde.

1 metrelik kıta sahanlığını koruyun

Meclis’teki gerginlik gittikçe artıyor. Bu tür uygulamalar Meclis’i etkin ve verimli çalışma ortamından uzaklaştırır. Biz MHP olarak arkadaşlarımıza hoşgörülü, sabırlı olmalarını bir metrelik kıta sahanlığını da korumalarını istiyoruz.

Hafta sonu Antalya’da MHP’li belediye başkanlarıyla bir araya gelen MHP lideri Devlet Bahçeli, yörük çadırını gezerken...

Anahtar Kelimeler: