ANKARA (İHA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, milletvekillerini 'birliklerini bozmamaları konusunda' uyararak, "Hem ülkemizin hem partimizin geleceği için küçük sularda boğulmak yerine büyük okyanuslara yelken açmak, rotamızdan biran olsun sapmadan hedeflerimize yürümek zorundayız" dedi. Milletvekillerinden kişisel çekişmeleri bir tarafa bırakmalarını isteyen Erdoğan, "Hiçbirimizi kişisel iş yapmıyoruz. Herkesin yaptığı ve yapmadığı her işin muhasebesi yapılıyor" uyarısında bulundu.
AK Parti'nin Kızılcaham Asya Termal tesislerinde gerçekleştirdiği 3 günlük kamp sona erdi. Kampın kapanış konuşmasını yapan Başbakan Erdoğan, milletvekillerine birlik beraberlik mesajı verdi. Kızılcaham'daki 3. İstişare Toplantısı'nın 'AK siyasetin' derinleşmesi, Türkiye'ye yeni ufuklar getirmesi için hayırlı olduğunu vurgulayan Erdoğan, toplantıda hem AK Parti'nin politikalarını değerlendirdiklerini, hem de gelecek için yeni perspektifler üzerinde durduklarını kaydetti. Milletvekilleri ile gruplar halinde istişarede bulunduklarını, kalan gruplarla da, Genel Merkez'de görüşeceklerini belirten Erdoğan, bu görüşmelerde ülke meselelerini ele aldıklarını ifade etti. "Söylenen hiçbir söz, yapılan hiçbir uyarı, getirilen hiçbir teklif heba olmayacak, zayi olmayacaktır" diyen Erdoğan, AK Parti olarak büyük bir yükün altında olduklarını dile getirdi.
Konuşmasında milletvekillerine birlik, beraberlik çağrısı yapan Erdoğan, "Biz her konuşmamızda, her fiilimizde, bütüne vurgu yapmayı ihmal etmemeliyiz. Büyük bir nehrin kolları gibi olmak, detayları bütünlükten koparmamak zorundayız. Hiçbirimiz 'Ben bütüne bakmak zorunda değilim' diyebilme lüksüne sahip değiliz. Kendi kaderimizi ülkemizle bütünleştirdiğimize göre AK Parti siyasetinin toplumda derinleşmesi, kurumsal kimliğimizi geliştirmemizle, her birimizin tek tek duruşu ile doğrudan ilişkilidir" diye konuştu. Taşıdıkları yükün ağır olduğunu, ancak ağırlığından daha çok şerefli olduğunu ifade eden Erdoğan, tüm AK Parti'lileri bu şerefi gölgeleyecek yaklaşımlardan uzak durmaya çağırdı. İstişare toplantısının bu düşüncesini daha da güçlendirdiğini anlatan Erdoğan, istişarenin birbirini tam olarak anlama çabası olduğunu söyledi. İstişarenin müşterek iradeyi ortaya çıkarması halinde anlamlı olacağına işaret eden Erdoğan, toplantıda ağırlıklı olarak meclis grubunun, hükümetin ve partinin gerçek bir değerlendirmesini yaptıklarını bildirdi. Bu toplantıdan azami ölçüde yararlanmayı bir borç kabul ettiğini belirten Erdoğan, İstişare toplantısında söylenenlerin AK Parti'nin geleceği için yön gösterici olacağını kaydetti. Erdoğan, bunu sağlayamamaları halinde tekrara düşeceklerini de vurgulayarak, "Yeni bir dönemin başındayız. Her birimiz, yaptığımız işler, ürettiğimiz katma değerle birlikte değerlendirebilir bir süreci geride bıraktık. Dolayısıyla öz eleştiri, yapıcı, yol ve yön gösterici uyarılar artık geride bıraktığımız süreçten daha büyük bir anlam taşıyor. Hiçbirimiz kişisel, özel, kendimizle sınırlı bir işi yapmıyoruz. Herkesin yaptığı ve yapmadığı her işin muhasebesi yapılıyor. Türkiye'ye verdiğimiz sözlerin takipçisi olmak, iç dinamizmimize bağlıdır" şeklinde konuştu.
Erdoğan, konuşmasında bakanlar görüşememekten şikayet eden milletvekillerine de cevap vererek, "AK Parti siyasetinin kısa zaman içerisinde topluma anlatabildiğimize göre ve bugün burada olduğumuza göre birbirimizle en ufak bir iletişimsizliğin bir mazereti olamaz diye düşünüyorum. Bunu siyaset-toplum, siyaset-bürokrasi alanlarında partimiz, parlamenterlerimiz, teşkilatımız, yerel yöneticilerimize kadar bütün alanlar için ifade ediyorum" diye konuştu.
ERDOĞAN BÜROKRASİDEN YAKINDI Bir partiyle hükümeti canlı ve diri tutan faktörün büyük ideallere ve hedeflere kilitlenmek olduğunun altını çizen Erdoğan, yeni yasama dönemine yeni bir ruh ve dinamizmle girilmesini istedi. Seçimden yeni çıkmış gibi yeni bir heyecan ve yeni bir ruhla teşkilatların motive edilmesini isteyen Erdoğan, AB ile müzakerelerin başlanmasının Türkiye açısından tarihi bir nokta olduğunu kaydetti. Bu sürecin çok iyi yönetilmesini ve değerlendirilmesini talep eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Hem ülkemizin, hem partimizin geleceği için küçük sularda boğulmak yerine, büyük okyanuslara yelken açmak, rotamızdan bir an olsun kopmadan hedeflerimize emin adımlarla yürümek zorundayız. Kişisel çekişmeler, kişisel beklentiler afaki tartışmalar, lüzumsuz detaylar bizi meşgul etmemelidir. Unutmayalım ki, amaç ve ideallerini yitirenler geleceklerini de yitirmiş olurlar."
Erdoğan, konuşmasının sonunda bürokrasiden de yakınarak, kemikleşmiş, hantal bürokrasinin siyaseti ve siyasetçiyi kendine benzetmek, kendi gibi verimsiz kılmak için sürekli direnç gösterdiğini söyledi. Bugün bu direncin tümüyle ortadan kalktığını söylemediklerini anlatan Erdoğan, üretim ve yatırımın önünde bu hastalıklı direncin büyük bir engel olduğunu vurguladı. Başbakan Erdoğan, bu engelleri kaldırmanın AK Parti siyasetinin önümüzdeki dönemdeki en önemli önceliklerinden biri olacağının mesajını vererek, "Milletvekilinin, meclisin, siyasi iradenin saygınlığına kimse gölge düşürmeli" çağrısını yaptı. Erdoğan, partinin siyasal kimliğinin geliştirilmesi ve aidiyet bilincinin tabana yayılması noktasında göreve davet ederek, merkezde bulunan AK Parti'nin muhafazakar demokrat kimliğinin gelişmesine büyük önem verdiğini sözlerine ekledi.