AKP'ye kapatma davası

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti)'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı.

Kanadoğlu, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'ihtar' kararının gereğini yerine getirmeyerek, sadece kurucu üyelikten istifa etmesini davanın temeline dayandırdı. Kanadoğlu, AK Parti'nin kapatılması istemini içeren 8 sayfalık iddianameyi bugün Anayasa Mahkemesi'ne sundu.

Kanadoğlu, Anayasa Mahkemesi'nin 9 Ocak 2002 tarihli ihtar kararının partiye tebliğinden başlayarak yasal süresi içinde 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'na aykırı durumu, yasaya uygun ve ihtarda belirtildiği biçimde eksiksiz olarak yerine getirmeyen AK Parti'nin yasanın 104. maddesinin 2. fıkrası uyarınca kapatılmasına ve genel başkanlık görev ve yetkilerinin Recep Tayyip Erdoğan tarafından kullanılmasının tedbiren önlenmesine karar verilmesini talep ederek, Ak Parti hakkında kapatma davası açtı.

Reklam
Reklam

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu iddianamesinde, Anayasa Mahkemesi'nin 'ihtar' kararının gereğinin AK Parti tarafından tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmediğini bildirdi.

"KURUCU ÜYE OLAMAYAN ERDOĞAN, GENEL BAŞKAN DA OLAMAZ"

Kanadoğlu iddianamesinde, "Genel başkanlık, kurucu üyeliğe bağlı ve ona dayanan bir görev olduğundan genel başkanlık görev ve yetkilerinin tedbiren önlenmesi konusundaki istek, bu görevi ihtar kararından itibaren 6 ay daha yürütebilmesinin yasal hakkı olduğu düşüncesi ile ve yalnızca bu nedenle reddedilmiştir. Siyasi parti kurucu üyesi olamayan Erdoğan'ın genel başkan da olamayacağı Yüce Mahkememizce kabul edilmiştir. Talep hakkında, genel başkanlığın kurucu üyelik ile ilgisi bulunmadığı şeklinde bir gerekçe ve karar mevcut değildir" dedi. Başsavcı Kanadoğlu, AK Parti'yi 'yargıya karşı hile yapmakla' da suçlayarak, partinin ihtar kararının gereğini yapmak yerine yasaya karşı hile yöntemiyle Erdoğan'ın parti genel başkanlığının kesintisiz sürmesini sağladığını kaydetti. Anayasa Mahkemesi kararında genel başkanlığın sürdürüleceği, yasaya uygun olduğu yönünde herhangi bir hususun yer almadığını belirten Kanadoğlu, bu itibarla Anayasa Mahkemesi'nin ihtar kararının gereğinin partiye verilen süre içerisinde yerine getirilmediğini ifade etti.

Reklam
Reklam

Hukuk devleti ilkesinin bir ülkede yerleşmiş hukuk düzenine yalnız bireylerin değil demokrasinin vazgeçilmez öğeleri olan siyasi partilerin ve yönetimin de uymasını gerektiren bir ilke olduğunu belirten Kanadoğlu, "Hukuk devleti demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin gerçekleşme aracıdır, güvencesidir. O kadar ki, hukukiliğin gerektirdiği kurallardan en küçük bir sapma, başta demokratik nitelik olmak üzere devletin tüm niteliklerini sarsacak yolları açabilecektir" ifadelerini kullandı.