Son dakika haberi: İYİ Parti lideri Meral Akşener, partisinin grup toplantısında kürsüye çıktı. Gündemdeki konuları değerlendiren Akşener, pazartesi günü açıklanan Gezi Parkı davası kararına sert tepki gösterdi. Osman Kavala'nın "mevcut yasalarla aklandığına" dikkat çeken Akşener, hükümeti yargı üzerinden eleştirdi.
"ERDOĞAN 'GEZİ' KELİMESİNDEN HEP KORKMUŞTUR"
Akşener, Gezi Parkı olayları ve dava kararına ilişkin şunları söyledi:
-
AK Parti'nin insanlarımızı ayrıştırıp bir millet yerine iki düşman topluluk oluşturma siyasetinin bir parçası olarak 27 Mayıs 2013 tarihinde İstanbul'da ağaçların sökülmesiyle başlayan olaylardan bugüne 9 yıl geçti. Ağaçların sökülmesi bardağı taşıran son damlaydı. Bu yıla gelinceye kadar iktidarı yönetenlerin ağzından Atatürk'ün ailesine, Cumhuriyet'in değerlerine ve en son en tepeden Atatürk ve İsmet İnönü'ye 'iki ayyaş' dendiği bir süreçti. İşte bu 9 yıllık sürecin her bir anı müstemleke valisi gibi ülke yöneten bir zihniyetin kararları ve sömürge şirketi gibi ülke yağmalayan bir rantiye oligarşisinin uygulamalarıyla geçti. Gezi, başlangıcından 'bay kriz'in türlü provokasyon ve müdahalelerle rayından çıkarmasına kadar geçen süreçte ülkücüsünden solcusuna, dindarından sekülerine, kadınından erkeğine, gençlerimizin o dönem yaklaşık 10. yılında olan müstemleke rejimine karşı sergilediği bir duruş, bir direniştir.
-
Sayın Erdoğan 'gezi' kelimesinden hep korkmuştur. Bugün bile adeta yemin etmiş gibi şahsi bir intikam kovalamaktadır.
-
Osman Kavala davası toplum vicdanına ve millet varlığına hançer vuran, binlerce yargı trajedisinden sadece bir tanesidir. Yasama ve yürütmenin yanında yargı yetkisinin de saraydaki şımarıkların, nargile masalarına çerez edildiğinin, bir başka önemli kanıtıdır.
- Sayın Erdoğan aklınca aylarca üst perdeden beylik laflar ettiği rahip Brunson davası ile neredeyse kendisini savcı ilan ettiği Kaşıkçı davasından, Merkel'in bir telefonuyla gönderdiği, casus olduğunu iddia ettiği gazeteciden bahsetmiyorum bile, davasına, milletin yargı egemenliğinden sapmasının sadakasını dün vermiştir. O nedenle bugün meselemiz Osman Kavala değildir. Çünkü Osman Kavala mevcut yasalarla zaten aklanmış, mahkeme bile bunu kabul etmiştir.
"DOKTOR İHRAÇ EDİP SIĞINMACI İTHAL EDİYORLAR"
Akşener'in konuşmasından öne çıkan diğer satır başları şu şekilde:
- Bugün milli birliğimiz AK Parti iktidarıyla günbegün zayıflatılıyor.
- Kime şirin görünmek istiyorlarsa ona yaranmak için devletin yetkilerini açıkça, hiçbir ar duygusu göstermeksizin satıyorlar. Kimi zaman Meclis'imizden gasp ettikleri kanun yapma yetkisin, kimi zaman son örneğini Kaşıkçı davasında gördüğümüz yargı yetkisini satıyorlar.
- Siyasette durduğumuz yerler, vaatlerimiz, gündem karşısında aldığımız tavırlar farklı. Hatta çoğu zaman söylemlerimiz bile farklı. Ama tüm farklılıklarımıza rağmen Türkiye için ortak görüşlerimiz var. Mesela Merkez Bankası'nın bağımsızlığı konusunda, siyasetteki nefret dilinin sonlandırılması konusunda, demokratinin işletilmesi, Türkiye'nin bir hukuk devleti olması konusunda fikir birliğine sahibiz.
- TÜİK'in 5. Çocuk İşgücü Araştırması sonuçlarına göre bir işte çalışan 5-17 yaş grubundaki çocuklarımızın sayısı 720 bin.
- Bay kriz ve arkadaşları saçmalama konusunda birbirleriyle yarışır hale geldi. Memleketin okumuş gençleri her fırsatta iteklenip akın akın yurtdışına gitmek zorunda bırakılırken Ulaştırma Bakanı çıkıp "Bugün yurtdışına mühendis ihraç eden konuma geldik" diye övünüyor. Zerre utanmadan evlatlarımıza ihracat diyor. Ulaştırma Bakanı'nın patronu da ihracatı çoğaltmak için doktorlara 'Defolun gidin' diyor.
- Bu sözümona ihracat patlamasıyla övünürken ithalatta da rekora koşuyorlar. Doktor ihraç edip maraba ithal ediyorlar. Sığınmacı ithal ediyorlar.