AKUT'un dünü, bugünü, yarını

İSTANBUL (İHA) - Özellikle 17 Ağustos Marmara depreminde enkaz kaldırma çalışmalarındaki başarılarıyla adından söz ettiren AKUT'un (Arama Kurtarma Derneği) Başkanı Nasuh Mahruki, derneğin kurulduğu 1996'dan bugüne kadar gerçekleştirdikleri toplam 185 operasyonda 700'den fazla kişinin hayatını kurtardıklarını bildirdi.

Mahruki, geçen şubat ayında (Kurban Bayramı'nda) Konya'da çöken ve 100'den fazla kişinin hayatını kaybettiği 11 katlı apartmanın enkaz kaldırma çalışmalarından erken ayrılmalarının sebebini ise, 'Enkazın altında canlı kalmış olma ihtimaline rağmen olay yerine iş makinesi getirilmesine tepki' olarak açıkladı. Konuyla ilgili hazırladıkları 46 sayfalık raporu başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere ilgili yerlere gönderdiklerini ifade eden Mahruki, "Bizim amacımız bir an önce molozu kaldırmak değil, altındaki canlılara ulaşmak. Bu tepkimiz sonucunda, bundan sonra hiç kimse paletli kırıcıyı ne 21. saatte, ne de 3. ya da 5. günde oraya sokabilecek" dedi. Mahruki, 'AKUT içerisinde bölünme veya gerginlik yaşandığı' iddialarını da yalanlayarak, "AKUT'un ana kadrosu çok kuvvetli. İki sene sonra çıkabilecek muhtemel sorunlara göre hareket edip halletmeye çalışıyoruz" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Üyelerinin gönüllü olarak hizmet verdiği AKUT'un, vatandaşın bağışıyla, kişi ve kurumların sponsorluğuyla ayakta kaldığını vurgulayan Mahruki, vergilerden yakındı. Mahruki, derneğe bağış olarak gelen toplam 18 araba için geçen yıl 27 milyar lira vergi ödediklerini, bunun da kendilerini zorladığını söyledi.

Bu arada, "Bir Nefes İçin" sloganıyla yola çıkan Arama Kurtarma Derneği (AKUT) TIR'ının, Türkiye'yi adım adım dolaştığını anlatan Mahruki, afetlere hazırlık konularında toplumu bilinçlendirmek amacıyla söyleşi, deprem seminerleri, fotoğraf sergisi, dia gösterisi, film gösterimi, ücretsiz bilgilendirme kitabı dağıtımı, bilgilendirme filminin yerel televizyonlara ücretsiz dağıtımı, astım ve kronik obstruktif akciğer hastalığı için ücretsiz solunum testleri gibi çok sayıda etkinliğin gerçekleştirileceğini de kaydetti.

İhlas Haber Ajansı (İHA), bu hafta, özellikle 17 Ağustos Marmara depremindeki enkaz kaldırma ve kurtarma çalışmalarındaki başarılarıyla kamuoyunun yakından tanıdığı AKUT Başkanı Nasuh Mahruki'nin Etiler'deki evine konuk oldu. İHA'nın sorularını samimiyetle cevaplayan Mahruki, özel hayatından AKUT'un faaliyetlerine kadar bilinmeyenleri anlattı.

Reklam
Reklam

"700'DEN FAZLA CAN KURTARDIK" 36 yaşındaki Nasuh Mahruki, 20 yaşından beri dağ sporuyla uğraşıyor. Bunun dışında dalış sporuyla da yakından ilgilenen Mahruki, aynı zamanda yazarlık da yapıyor. 5 kitabı bulunan Nasuh Mahruki'nin diğer bir ilgi alanı da fotoğrafçılık.

İsmini 17 Ağustos depremiyle duyuran AKUT'un, 1996 yılından beri resmen faaliyette bulunduğunu belirten Mahruki, "AKUT her ne kadar 1999 depreminde ön plana çıktıysa da, 17 Ağustos, bizim 84. operasyonumuz. Biz 185 operasyona katıldık ve 700'ün üzerinde insanın hayatının kurtarılmasında görev yaptık" dedi.

Nasuh Mahruki, AKUT'un kurulmasına, 1994 yılında Bolkarlar'da iki dağcının kaybolmasıyla yaşanan gelişmelerin ardından karar verdiklerini anlatarak, "Kaybolan dağcıları arama çalışmaları sırasında panik yaşandı ve gerekli organizasyon sağlanamadı. O dağcılar bulunamadı. Daha sonra arkadaşlarla bir toplantı yaparak, arama-kurtarma konusunda örgütlenmemiz gerektiğine karar verdik. Türkiye coğrafi olarak deprem kuşağı üzerinde. Belli bölgelerde Türkiye'de her yıl seller oluyor. Bir takım afetlerin belli bölgelerde yaşandığı konusunu da öğrenince, tüzüğümüzü buna uygun hazırladık. İnsanlar bizi aslında Adana-Ceyhan depreminde tanıdı" diye konuştu.

Reklam
Reklam

ENKAZDAKİ İŞ MAKİNESİNE TEPKİ AKUT Başkanı Nasuh Mahruki, geçen şubat ayında Konya'da Zümrüt Apartmanı'nın göçmesi ve 100'den fazla kişinin hayatını kaybetmesi olayında bölgeden erken ayrıldıkları gerekçesiyle tepki almalarından bazı basın kuruluşlarını sorumlu tuttu. Başka alternatifleri olmadığı için böyle davranmak zorunda kaldıklarını vurgulayan Mahruki, "Olaya bazı basın kuruluşları art niyetli yaklaştı ve ne olduğunu anlamadan AKUT'a yüklenmek için haberi saptırdı" dedi.

Mahruki, AKUT'un tepkisinin, olaydan 20 saat sonra ağır iş makinasının faaliyete geçmesine yönelik olduğunu ifade ederek, "Kazazede arama adı altında enkaz kaldırırmış gibi yaptılar. Tepki için biz de bölgeden ayrıldık. Bunun üzerine iş makinasını geri çektiler" diye konuştu.

Arama-kurtarma çalışmalarında bir takım fazlar bulunduğunu, bir insanın açlığa bir ay, susuzluğa bir hafta dayanabileceğini bildiren Mahruki, "Bunun çok örnekleri yaşandı. Erzincan ve 17 Ağustos depremleriyle Konya'daki göçme olayuar lira vergi ödediklerini, bunuında da aynen bunu yaşadık. Arama-kurtarmacının görevi, aradığı kişiyi, canlısını ya da ölüsünü bulana kadar canlı kabul etmektir. Aşağıdaki insan 'zaten ölmüştür' diyerek hareket edemezsiniz" dedi.

Reklam
Reklam

Mahruki, kurtarma çalışmasında kullanılan ekipman ve yaklaşım şeklinin çok önemli olduğunu da kaydederek, "21. saatte iş makinası bölgeye sokulursa, oluşan yaşam boşluklarını siz kapatabilirsiniz. Sizin müdahalenizle enkaz altındaki kişi ölebilir. Uyarıda bulunduk. Bu tür olaylarda organizasyon sivil savunmaya aittir. Bu bir bilgi ve disiplin işi. Doğru hareket edilmesi gerekiyor" diye konuştu.

Ankara'dan giden AKUT ekibinin de orada olduğunu hatırlatan Nasuh Mahruki, "Daha 21. saatte enkaza iş makinası sokulunca arkadaşlarımız direnmişler. Gerekli uyarıları yapmışlar, fakat aletin başındaki görevli, "ben ne yaptığımı biliyorum" cevabını vermiş. Bizimkiler yine direnmişler, yapabilecekleri bir şey kalmamış. Kavga edecek durumları da yok, orada oturup seyredecek halleri de...Bu bir suç olur. Tek yapabilecekleri bölgeden ayrılmaktı ve ayrıldılar. İş makinası en az 3 saat çalıştı. AKUT oradan ayrılınca ve basın bunun üzerine çok gidince alet bölgeden uzaklaştırıldı" dedi.

"BUNDAN SONRA ENKAZA İŞ MAKİNASI GİREMEYECEK" AKUT Başkanı Nasuh Mahruki, bu tür sıkıntılarla daha önce de karşılaştıklarını söyleyerek, "Aynı durumla Adana-Ceyhan depreminde de karşılaştık, Bingöl'de de karşılaştık ve bu araçları bağıra çağıra bölgeden kovaladık. Konya'da ise kovalamayı beceremedik" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Mahruki, Türkiye'nin deprem kuşağında yer aldığını ve olabilecek depremlerde bu tür sıkıntılarla karşılaşmamak için, bu konuda hazırladıkları 46 sayfalık raporu Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ilgi birimlerine gönderdiklerini ifade etti. Rapor doğrultusunda yetkili makamlardan destek gördüklerini belirten Mahruki, "Bize hak verdiler. Bir dahaki depremde böyle birşey yaşanmayacağı sözünü verdiler. Bizim amacımız bir an önce molozu kaldırmak değil, altındaki canlılara ulaşmak. Bizim bu tepkimiz sonucunda, bundan sonra hiç kimse paletli kırıcıyı ne 21. saatte, ne de 3. ya da 5. günde oraya sokabilecek. Bu, Türkiye'nin kazancıdır. Buradan çıkarılacak derslerle bundan sonraki enkazlarda hiç kimse bunu deneyemeyecek" dedi.
'AKUT'un içinde örgütlenmeler ve gerginlikler olduğu' şeklindeki iddialara da açıklık getiren Mahruki, "AKUT'un ana kadrosu çok kuvvetli. İki sene sonra sorun çıkacak şekilde hareket edip, o çıkabilecek sorunları önceden halletmeye çalışıyoruz. AKUT'ta herhangi bir sıkıntı yok ve AKUT şu anda çok iyi bir durumda" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Tüm sivil toplum örgütleri gibi, AKUT'un da kaynağının bağışlar olduğunu söyleyen Mahruki, "Mali açıdan sıkıntımız yok. Biz, vatandaşın bağışıyla, kişi ve kurumların sponsorluğuyla ayakta kalıyoruz. AKUT'taki herkes gönüllü, kimse bir gelir elde etmiyor. Sistemi yürütebilmek için paraya ihtiyacımız var. Bu sistemi çok güzel götürüyoruz. Bizi vergiler çok zorluyor. AKUT'un 18 arabası var. Hepsi bize bağış olarak geldi. Otomobil vergileriyle birlikte çok sıkıntıya düştük. Geçen sene 27 milyar lira vergi ödedik. Bu bizi zorladı" dedi.

BİR MESAJLA 5 MİLYON BAĞIŞ Yeni bir proje başlattıklarını da anlatan Mahruki, Turkcell ve Telsim faturalı hatlardan 2939'a "AKUT" yazıp gönderildiğinde, derneğe 5 milyon lira bağışta bulunulduğunu bildirdi.

Mahruki, Türkiye'deki herhangi bir afet durumunda, kendilerine çağrı gelmesini beklemediklerini vurgulayarak, "Olayı duyar duymaz hemen analiz ediyoruz. Arama-kurtarma konusunda Türkiye'de bir çok sivil toplum örgütü var. Onlarla zaman zaman görüşmelerimiz de oluyor. Özellikle enkaz çalışmalarında bir araya geliyoruz" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Başında bulunduğu birlik ve üstlendiği misyona paralel olarak çok soğukkanlı bir yapıya sahip olduğunu belirten Mahruki, "20 yaşımdan bu yana son derece riskli ortamlarda bulundum. Zor coğrafyalara gittim. Çok etkinlik yapınca insan, çok daha kendini kontrol edebilen, soğukkanlılığını kaybetmeyen bir yapıya sahip oluyor. Normal gündelik hayatımda da mantığımı her zaman çok ön planda tutarım. Soğukkanlılığımı kolay kolay kaybetmem. Genelde olayları değerlendirirken, yapılması gereken neyse ona odaklanırım" dedi.

Özel hayatında kendisini 'çok evcil bir insan' olarak nitelendiren Mahruki, en büyük tutkusundan birinin de kitap okumak olduğunu kaydetti. Yüzlerce kitaba sahip Mahruki, kitap okuyarak dinlendiğini ve böylece vücudundaki elektriğin boşaldığını söyledi. Sinemayı da yakından takip ettiğini vurgulayan Mahruki, futbolla ilgilenmediğini ve takım tutmadığını açıkladı.

AKUT TIR'I ANADOLU YOLLARINDA Mahruki ayrıca, toplumu afet planlaması konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla hazırlanan özel donanımlı TIR'ın, "Bir Nefes İçin - AKUT Anadolu ile Kucaklaşıyor" sloganıyla 8 Nisan 2004'te İstanbul Taksim Meydanı'ndan yola çıktığını ve 4 ay boyunca tüm Türkiye'yi adım adım dolaşacağını bildirdi.

Reklam
Reklam

Mahruki, TIR'ın, söyleşi, deprem seminerleri, fotoğraf sergisi, dia gösterisi, film gösterimi, ücretsiz bilgilendirme kitabı dağıtımı, bilgilendirme filminin yerel televizyonlara ücretsiz dağıtımı ve çevre faktörleri, mesleki faktörler ve sigara gibi bir çok sebeple oluşabilen astım ve kronik obstruktif akciğer hastalığı için ücretsiz solunum testleri gibi çok sayıda etkinliğin gerçekleştirileceği çok zengin içerikli bir programla halkla buluştuğunu kaydetti.

Vatandaşların AKUT TIR'ına büyük ilgi gösterdiğini belirten Mahruki, "Biz, toplumun afetler konusunda bilinçlendirilmesini amaçlıyoruz. Türkiye bu konuda çok zayıf. Önlem alma konusunda çok başarısızız. Projemiz çok verimli gidiyor. Anadolu'ya bugüne kadar kimse böyle bir proje yapmamış. Halk çok duyarlı. Sempatiyle yaklaşıyorlar" diye konuştu.