Aladağ'daki yurt yangını davası

Adana'nın Aladağ ilçesinde 2016 yılında 10'u öğrenci 12 kişinin hayatını kaybettiği, çok sayıda öğrencinin yaralandığı yangınla ilgili yurt müdürünün de aralarında bulunduğu ikisi tutuklu 18 sanığın yargılandığı davanın altıncı duruşması yapıldı - Mahkeme heyeti tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına, İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından oluşturulacak bilirkişi raporunun beklenilmesine karar verdi

Aladağ ilçesinde 29 Kasım 2016'da 10'u öğrenci 12 kişinin hayatını kaybettiği, çok sayıda öğrencinin yaralandığı yangınla ilgili yurt müdürünün ve dönemin itfaiye çalışanlarının da aralarında bulunduğu ikisi tutuklu 18 sanığın yargılandığı davanın altıncı duruşması yapıldı.

Kozan Ağır Ceza Mahkemesi salonundaki yer sıkıntısı nedeniyle Kozan Ticaret Odası Toplantı Salonu'nda görülen duruşmaya, tutuklu yurt müdürü Cuma Ali Genç, yurdun bağlı olduğu Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneğinin Başkanı İsmail Uğur, bazı tutuksuz sanıklarla, müşteki aileleri ve sanık yakınları ile taraf avukatları katıldı.

Reklam
Reklam

Mahkemede ilk olarak beyanları alınan mağdur müşteki aileler sanıklardan şikayetçi olduklarını yineleyerek serbest bırakılan sanıkların tekrar tutuklanmasını talep etti.

Mağdur müşteki aileler adına savunma yapan Adana Barosu Başkanı Avukat Veli Küçük, bu olayın basit bir yangın olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını söyledi.

İnsanların adalet beklediğini belirten Küçük, "Bu suçun toplumda meydana getirdiği infiale bakılınca 'kasten öldürme' suçuna sebebiyet verdiği için biz serbest bırakılan sanıkların tutuklanmasını talep ediyoruz. Eksik hususlarında giderilmesini istiyoruz." diye konuştu.

Mahkemede savunma yapan sanık Cuma Ali Genç, 2015 yılında okullar açılmadan Aladağ'a geldiğini ve yurt müdürlüğü için müracaatta bulunduğunu söyledi.

Aladağ'daki köylerden yurda öğrenci kabulü konusunda ilçe milli eğitim müdürlüğünün hiçbir yönlendirmesi olmadığını belirten sanık Genç şöyle devam etti:

"Ben bu gariban köyleri tek tek ziyaret ettim. O ailelere 'gelin yurdu kendiniz gezin ve değerlendirin içinize sinerse çocuklarınızı kayıt yaptırın.' teklifinde bulundum. Bu yurda müracaat sistemiyle öğrenci kabul ettim. Ailelerden sadece Mehmet Altun gelip yurdu ziyaret etti. Diğer aileler yurdu gelip incelemediler. Ben bugüne kadar bu hakikatleri dile getirmedim. Üzerime iftiralar atılıyor. Bu öğrencilerin okullarındaki öğretmenler de gelip yurdu gezerek memnuniyetlerini ifade ettiler. Yangının çıkış yeri girişteki ana panodur. Buraya müdahale etme şansı yoktur.

Reklam
Reklam

Mağdur avukatları bu hususları yanlış yöne çekiyorlar. Bu pano dağıtım şirketini ilgilendirir. İhmal konusu iftiradan ibarettir. Yangın anında bir şok yaşadım. Yangın bir filme ya da senaryo yazmaya benzemez. Yapılacak olan ne varsa hepsini yaptım. Yurdun birinci katını yangından ben kurtardım. Benim yurdumdaki her şey yangın mevzuatına uygundur. Suçlamaları kabul etmiyorum tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum."

Savunması alınan eski Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği görevlisi tutuksuz sanık Mahir Kılıç da yurdun işleyişiyle ilgili herhangi bir sorumluluğunun olmadığını bildirerek beraatini istedi.

Sanık Davut Gökçeli ise özel öğrenci yurtlarına yönelik yangın yönetmeliği çerçevesinde denetim yaptığını ve denetim sonucu oluşturulan raporu ilgili makamlara gönderdiklerini ifade etti.

Bu denetim sırasında maddeler halinde düzenlenmiş matbu bir form kullandıklarını aktaran Gökçeli, şunları kaydetti:

"Özel öğrenci yurtları yönetmeliğine göre yaptığımız denetim raporunu İl Milli Eğitim Müdürlüğüne gönderdik. Bu konuyla alakalı herhangi bir eksiklik tespit edilmedi. 2015 yılında maarif müfettişlerinin yaptığı bir denetim var. Bu denetimin yangın denetimi olduğu kabul edilmelidir. Ben yangın konusunda özel teknik bir eğitim almadım. Suçlamaları kabul etmiyorum."

Reklam
Reklam

Duruşmada değerlendirmesi sorulan Cumhuriyet savcısı bir kısım katılan avukatlarının eski Aladağ kaymakamı Ahmet Ziya Filizer hakkında "görevi ihmal" suçundan Adana 1. Ağır Ceza mahkemesinde açılan davanın yargılama konusu dosyayla birleştirilmesi talebinin reddine, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına ve haklarında adli kontrol tedbiri uygulanan sanıkların adli kontrollerinin devamına karar verilmesi yönünde mütalaasını sundu.

Mahkeme heyeti de İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından oluşturulacak bilirkişi raporunun beklenilmesine, tutuksuz sanıklar hakkında uygulanan adli kontrol tedbirlerinin devamına, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına ve birleştirilen dosya kapsamında itfaiye çalışanları tutuksuz sanıklar Durmuş Gökçe, Yücel Turaç, Nihat Sarraf ve Hasan Turan Çakmak hakkında yurt dışına çıkış yasağı ve haftada üç gün imza atma şartıyla adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar vererek duruşmayı 7 Eylül'e erteledi.

Anahtar Kelimeler: