Ülkemizde sıklıkla atıf yapılan ve hatta bahsi dizilerde bile geçen albatros kuşu, özellikle hakkında anlatılan efsane ile pek çok insanın merak ettiği bir canlı haline dönüştü. Dünyanın en geniş kanat açıklığına sahip olan kuş, ayrıca görünüş bakımından da son derece sevilen bir hayvandır. İşte albatros kuşunun hikayesi.
Albatros kuşu özellikleri sebebiyle son derece öne çıkan bir canlıdır. Görünüş itibarıyla martıları andırsa da bir martıya kıyasla oldukça büyük olan albatros kuşunun özellikleri arasında daha uzun bir boyuna ve daha büyük bir gagaya sahip olması yer alır.
Dünyanın en geniş kanat açıklığına sahip olan albatros kuşu, 4 metreyi bulabilen kanat açıklığıyla son derece etkileyici bir görünüme sahiptir. Nitekim albatros kuşunun en öne çıkan özelliğinin bu kanatlar ve kanatların içerisindeki kemik yapısı olduğunu söylemek mümkündür. Kanatlarında bulunan kemiklerin kilitlenebilir mekanizması, albatros kuşlarının yere inmeksizin havada saatlerce kalabilmesini ve son derece hızlı esen rüzgarlara rağmen uçabilmesini sağlar. Buna ek olarak genellikle beyaz renkli türleri bulunan kuşun nadiren de olsa gri ya da kahverengi tüylere sahip olabildiğini de ifade etmek gerekir. Geniş kanatları ile son derece ihtişamlı bir görünüme sahip olan albatros kuşlarının aynı zamanda oldukça narin bir canlı olduğu da gözlemciler tarafından belirtilen detaylar arasındadır.
Albatros Kuşunun Yaşam Alanı
Albatros kuşları yaşamlarının neredeyse tamamını deniz üzerinde geçirir. Yalnızca üreme dönemlerinde yumurtalarını karaya bırakmak ve yumurtalar üzerinde kuluçkaya yatmak için karaya gelir. Albatros kuşlarının daha çok Antartika ile 60. enlem arasında buzullar içinde yaşayan ve soğuğu seven bir canlı olduğu söylenebilir. Ancak yine üreme dönemlerinde daha sıcak yerlerde ve hatta ekvatora yakın bölgelerde bile görülebilirler. Ayrıca 1938 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleşen kasırganın ardından New York’ta dahi albatros kuşları gözlemlenmiştir. Dolayısıyla uzmanlar; Kuzey Pasifik civarında yaşayan albatros türlerinin mevcut olabileceğini ifade eder.
Albatros kuşları yalnızca üreme dönemlerinde karaya gelen, geri kalan bütün yaşamlarını deniz üzerinde geçiren bir kuş türüdür. Albatros kuşu çiftlerinin birbirleri ile son derece muhabbet dolu bir ilişkileri olduğu söylenebilir. Gözlemcilere göre albatros çiftleri birbirlerini oldukça saygılı davranan, saatlerce karşılıklı kur yaparak sevgi gösterilerinde bulunan kuşlardır. Nitekim albatros hikayesi ya da efsanesi olarak bahsedilen anlatı da muhtemelen bu gözlemlerden kaynağını alır. Ayrıca son derece ihtişamlı bir görünüme sahip olan albatros kuşlarının bu denli zarif bir yön barındırması da oldukça ilgi çekicidir. Dişi albatros kuşlarının yıl içerisinde bir defa ve tek bir yumurta bıraktığı bilinir. Yumurtanın kuluçka döneminde ise çift; sırasıyla kuluçkaya yatar. 80 gün ile 3 ay arasında süren bu kuluçka döneminin ardından yavru albatros dünyaya gelir. Yavru albatros kuşunu yaklaşık 9 ay boyunca anne babası besler. Bu beslenme daha çok anne baba albatroslar tarafından sindirilmiş besinlerin temin edilmesi yoluyla gerçekleşir.
Albatros kuşu hikayesi, muhtemelen albatros çiftlerinin birbirine yaptığı uzun süren kurlara dayanır. Gözlemciler tarafından aktarıldığına göre, albatros kuşlarının birbirlerine yaptığı kur ve sevgi gösterileri saatleri bile bulabilir. Bu açıdan son derece heybetli bir görünüme sahip olan albatros kuşlarının ayrıca narin bir yapıya sahip olduklarını söylemek mümkündür. Albatros kuşlarının doğduktan sonra uzun bir zaman boyunca tek başına olduğu söylenir.
İlk 9 ay boyunca anne babası tarafından beslenen albatros kuşu yavrusu, bu dönemden sonra yetişkinliğe erişinceye kadar yalnızdır. Anca yetişkinlik dönemine vardığında yalnızlığını paylaşabileceği bir eş bulan albatroslar, bundan sonra ise ömrünün tamamında bu eşe sadık kalır. Bu noktada albatros kuşlarının asıl yaşam alanının denizler olduğunu hatırlatmak faydalı olabilir. Albatros kuşları yalnızca üreme dönemlerinde karaya çıkar. Dolayısıyla ömrünün çoğunu denizde geçirip üreme döneminde karaya çıkan albatros kuşu nasıl tek bir eşe sadık kalabilir? Bu konuda bir gözlem bulunmasa da albatros kuşu efsanesine göre albatros kuşu bir yıl boyunca denizde kaldıktan sonra yaklaşan üreme zamanı ile birlikte karaya gelir. Eğer ilk kez bir eş bulacaksa herhangi bir karşı cins albatrosla eşleşir. Ancak daha önce bir eş bulmuşsa kuşun eşiyle yaptığı eski yuvayı bulduğu rivayet edilir. Önce gelen albatros kuşu yuvayı onarır ve eşini beklemeye başlar. Daha sonra gelen diğer albatros da eşini hemen tanır ve ilişkileri kaldıkları yerden devam eder.
Özellikle bir sene boyunca birbirlerine hasret kaldığı düşünülürse neden saatlerce karşılıklı kur yaptıkları daha anlaşılır bir hale gelebilir. Bu doğrultuda albatros kuşu anlamı bakımından çiftler arasında son derece sembolik bir konuma sahiptir. Albatros kuşu, bizim ilişki dünyamızda sadakat, özlem ve sabır gibi son derece yüksek erdemleri temsil eder. Bu açılardan edebiyat literatüründe de sıklıkla atıfta bulunulan albatros kuşlarının gerçekten böyle yaşadığına dair bir bilgi ya da gözlem yoktur. Ancak şüphesiz pek çok insan albatros kuşu efsanesinin gerçek olmasını tercih edecektir.