Alemdaroğlu: Bize Çin işkencesini layık gördüler

İSTANBUL (İHA) - Ergenekon davasının ilk duruşmasında tutuklu ve tutuksuz sanıkların ayrı yargılanmaları yönünde verilen karara ilk tepki davanın tutuksuz sanıklarından İstanbul Üniversitesi eski rektörü Kemal Alemdaroğlu'ndan geldi. Alemdaroğlu, "Bizlere Çin işkencesini layık gördüler" dedi.

Mahkemenin kararını açıklamasının ardından tutuksuz sanıklar Silivri Cezaevi'nden ayrıldı. Çıkışta basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Kemal Alemdaroğlu, "Evimizden alındık. Halen bilgisayar kayıtlarımız verilmedi. Sanki büyük bir savaş suçlusuymuşuz gibi muamele gördük. Şahsen ben 3 günlük gözaltından sonra tutuksuz yargılanma ama yurtdışına çıkış yasağı, her 15 günde bir karakola imza atmak zorunda bırakılarak serbest bırakıldım. 21 Mart'ta benimle gözaltına alınan Sayın Perinçek ve arkadaşları hala tutuklu. 16 aydan bu yana tutuklu var. Daha sonra tutuklananlar da bu yargılanmaya dahil edilmedi" dedi. Alemdaroğlu, davet üzerine sabah saatlerinde duruşmaya geldiğini belirterek, "Yollar değiştirilmiş. Burayı bulmak için saatlerce dolaşmak zorunda kaldık. Ne gariptir ki, İstanbul'da oturan herkes 75 kilometre ötede bir cezaevi içerisinde yargılanmaya çağırıldı. İstanbul'da 300-500 kişiyi alacak çok salon var. Türkiye hiçbir zaman bu güçsüzlük içerisinde değil. Yöneticilerimiz ne yazıktır ki bizlere Çin işkencesini layık gördüler" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Alemdaroğlu, duruşma salonunun çok dar olduğunu söyledi. Türkiye'nin bu duruma layık olmadığının altını çizen Kemal Alemdaroğlu, "Tuvaletine girilemeyen, elin yıkandığı zaman kurutulamadığı bir yargılama mekanı. Sonuçta ara verdiler. Aradan sonra görüşmeler yaptılar. Toplantılar yaptılar. Yemek molası, derken tekrar başladılar. Dediler ki, tutuklu olan sanıkların yargılamasını sürdürüyoruz, şimdilik tutuksuz yargılananlar gidebilir. İleride kendilerine tebligat yapılacak. Ben yıllarca yöneticilik yaptım. Böyle bir yargılama usulünü bilmiyorum" açıklamasında bulundu.

Alemdaroğlu, İstanbul'da 300 kişinin rahatlıkla yargılanabileceği salonlar olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:

"Adalet Bakanlığı'na ait salon yoksa, Milli Eğitim Bakanlığı'na ait yerler var. Yok böyle bir yöntem. Verilen karar Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve uygar ülkelerdeki ceza usullerine tamamen aykırı. Bu şekilde tutuklular ve tutuksuzlarının ayrı yargılanmasının doğuracağı sakıncalar da dikkate alınmamıştır. İnanıyorum ki bu yargılama mutlak suretle bir yerlerden dönecektir. Ama bizlere de Çin işkencesi yapılmasıyla da bir çokları zevklenmiş olacaktır. Kimlik tespitleri garip şekilde. Herkesin içeriye
girmesine izin veremezlerdi, kimlik tespitinden sonra mahkeme salonuna girerken neredeyse bir çok madeni şeyleri çıkarttık. Bir kısmının ayakkabılarını çıkarttılar. Cezaevi içinde yargılama bugüne kadar görülmüş değil. Ergenekon mensupları diye gösterilen kişiler, savaş suçlusu mudur? Savaş suçlularına dahi uygun görülmeyen koşullarda yargılama yapılmaya çalışılıyor".

Reklam
Reklam