Muharrem ayı her ne kadar oruç olarak algılansa da on ikinci günden sonra yapılan Aşure ile hem orucu hem de aşureyi birlikte anımsatır. Aşure, Arapçada 10 anlamına gelen “Aşara” sözcüğünden türemiştir, onuncu gün anlamındadır. Türkçeye ise Arapçadan geçmiş ve “Aşure” olarak kullanılmaktadır.
Muharrem ayı haram aylar olarak tanımlanan aylardan birisidir. “Haram Aylar” olarak kabul edilen bu aylarda oymaklar arasında savaşlara ve çatışmalara son verilir, halk her yerden Kâbe’yi ziyaret için Mekke’ye gelir ve panayırlarda alışveriş yapardı. Ayrıca bugünlerde aralarındaki anlaşmazlıkları, hakem kurulu katında gidermeye çalışırlardı.
Muharrem Orucu
Alevilere göre oruç denildiğinde akla öncelikle Muharrem orucu gelir. Muharrem orucu ya da diğer bir adıyla “On iki İmam orucu” tutmak Anadolu, Rumeli, Irak ve İran’daki Alevilere has bir uygulamadır. Yaygın bir kanaatin aksine “On iki İmam orucu” Hz. Ali’ye ve Ehl-i Beyt’e bağlılıklarıyla bilinen Şii, Caferi ve Arap Alevilerince zorunlu bir oruç olarak görülmez.
Anadolu’daki Aleviler açısından Muharrem ayı dendiğinde akla hemen Kerbelâ ve orada yaşanan facia gelir. Bunun içindir ki Aleviler 10 Muharrem’i bir matem günü olarak değerlendirirler. Çünkü 10 Muharrem 61 (10 Ekim 680)’de Hz. Muhammed’in torunu ve Hz. Ali’nin oğlu İmam Hüseyin, Emevi hükümdarı Yezîd’in emriyle Kûfe Valisi İbn-i Ziyâd’ın görevlendirdiği ashâbtan Sa’d b. Ebu Vakkas oğlu Ömer’in kumandası altında gönderilen ordu tarafından etrafı sarılıp yanındaki 72 kişiyle beraber şehit edildiler.
İmam Hüseyin’in Yezid orduları tarafından Kerbelâ’da günlerce aç ve susuz bırakılıp daha sonra da başı kesilmek sureti ile şehit edilmesinden dolayı Muharrem ayının ilk 12 günü Alevilerin matem günüdür. On iki gün boyunca oruç ve yas tutan Aleviler, böylece İmam Hüseyin’in Kerbelâ’daki direncini anarken Yezid’in İmam Hüseyin’e ve ailesine yaptığı vahşeti lanetlerler.
Eğlence olmayan bu ayda, hiçbir canlıya kıyılmadığı için, kurban dahi kesilmez. Et yenmez, içinde canlı embriyo olduğu için yumurta da yenmez, sofrada bıçak bulundurulmaz, zevk ve sefa içerisinde bulunulmaz, saç ve sakal tıraşı olunmaz.
Aşure
Muharrem orucu bitiminde Aşure pişirilir. Aşure, tatlı bir çorba olup birlikte yenir veya evlere dağıtılır. Aşure çorbasında et bulunmaz. Ana malzemesi aşurelik buğday olan aşure çorbası fasulye ve nohut gibi bakliyat; fındık, ceviz, kuru üzüm, kuru incir, kuru kaysı gibi meyvelerden oluşan 12 değişik ürün katılarak ve şeker ilave edilerek yapılır.
Aleviler; Kerbelâ’da İmam Hüseyin’in oğlu Zeynel Abidin’in sağ kurtulduğu için mutludurlar, bu nedenle çorba tatlı olur. Muharrem ayında Aleviler bir araya gelerek birlikte mersiyeler, şiirler, deyişler, Alevi önderlerinin kahramanlık öykülerini okurlar, anlatırlar, söylerler.
**Aşure Nasıl Yapılır?
**
Aşure Lokması için okunan dua şu şekildedir:
Bism-i Şah, Allah… Allah… Bârekallah. Şehitler Şahı İmam Hüseyin Efendimizin ve Kerbelâ şehitlerinin yüce ruhlarının şad olması için bârekallah. Cümle erenlerin ruhu için bârekallah. Yurdumuzun, Ulusumuzun, Cumhuriyetimizin esenlikte olması için bârekallah. Ordularımızın güçlü olması için bârekallah. Ahrete gö- çenlerimiz ve bugün yaşayanlarımız için bârekallah. Gökten hayırlı rahmet, yerden hayırlı bereket vermesi için bârekallah. Muhammed Mustafa, Aliyye’lMürtezâ, İmam Hasan, İmam Hüseyin ve Kerbelâ Şehitleri hakkı için elFâtiha ve salâvat. Gerçeğe Hû… Aşure yendikten sonra okunacak dua ise şu şekildedir: Bism-i Şah, Allah... Allah… Allah, Muhammed, Ali, On iki İmam Efendilerimizin ruhu revanları, şâd ve handan ola. Münkir ve münâfıklar mat ola, müminler şâd ola. Lokmalarımız dertlere devâ ola. Mâtem-i Hasan ve Hüseyin ola. Cümlemize haklı, hayırlı kısmetler verilmesi için Nur-ı Nebi, Kerem-i Ali, Pirimiz Hünkâr Hacı Bektaş Veli demine Hû…
Hünkâr Alevilik Bektaşilik Akademik Araştırmalar Dergisi / 46 / Hüseyin DEDEKARGINOĞLU