Ali Ekber Eren kimdir, nereli ve kaç yaşında? İşte Ali Ekber Eren biyografisi...

Sanat yaşamına bulunduğu yörenin türkülerini dinleyerek, deyişler, semahlar okuyarak başlamış olan Ali Ekber Eren'in hayatı vatandaşlar tarafından merak edilip sorgulanıyor. Peki ilk albümünü 1989 senesinde yayınlayan Ali Ekber Eren kimdir, nereli ve kaç yaşında? İşte Ali Ekber Eren biyografisi...

Sivas yöresinin türkülerini dinleyerek, deyişler, semahlar okuyarak sanat yaşamına başlamış olan Ali Ekber Eren'in hayatı vatandaşlar tarafından merak edilip araştırılıyor. Peki ilk albümünü 1989 senesinde yayınlamış olan Ali Ekber Eren kimdir, nereli ve kaç yaşında?

ALİ EKBER EREN KİMDİR?

1956 senesinde Sivas’ın Divriği ilçesinin Sincan nahiyesinde dünyaya gelen Ali Ekber Eren, sanat yaşamına bulunduğu yörenin türkülerini dinleyerek, deyişler, semahlar okuyarak başlamıştır. İlk ustası, babası İbrahim Eren (Ağa Dayı) 86 yıllık yaşamının 60 yılını bağlama yaparak geçiren yörenin sayılı ozanlarındandır. Köyden şehre ilk göçlerinde toplumsal, siyasal ve sosyal olaylar Ali Ekber Eren'i yerel boyuttan sıyırıp; Pir Sultan Abdal, Mahzuni Şerif, Davut Sulari ve Ruhi Su’nun etkisine sokmuştur. Bu dört öncü ozan, Ali Ekber Eren’in sanat hayatına kılavuz olmuştur. Çıraklığı babasının bağlama atölyesinde geçen Eren “O yıllar benim emekleme dönemimdir” şeklinde konuşmuştur.

1989 senesinde ilk albümü olan Dostlar Muhabbeti’ni Hasret Gültekin, Abuzer Karakoç ve Hüseyin Aydın ile çıkaran Eren, sonraki yıllarda Türkülerde Biz Varız, Anlamadım Bu Ne Haldı, Dağlı Yürek Eylem Eyle, Böyle Kal ve Senin İçin Değil Miydi solo albümlerini çıkarmıştır.

Yurt içinde ve yurt dışında yüzlerce etkinliğe katılmış olan Eren, daha önce müziğe yaklaşımını şöyle dile getirmiştir: “Ben de türkülerimle sisteme isyanlarımı ve tepkilerimi anlatmaya çalıştım. Sanat araçtır, amaç olmamalıdır .Türküler sesli düşüncelerimizdir. Kültürel değerleri diri tutan, toplumsal bir rafinedir. Bir müzik üreticisinin kitlelere vereceği mesaj, yaşadığı çağın işlevini taşımıyorsa o kişi müzik üreticisi değildir. Türkü dinleyenler kadar türkü söyleyenleri de çoğaltalım ki korkular yok olsun ve demokrasi çabuk gelsin. Sanatçı yaşadığı çağı sorgulayan, çağa tanık olandır. Şairin dediği gibi; Korkak insanların yiğit türküleri olmaz, yiğit türküleri de korkak insanlar söyleyemez.”

Anahtar Kelimeler: